Top
Osman Müftüoğlu

Osman Müftüoğlu

yasasinhayat@hurriyet.com.tr

25/01/2017

Bu eksiklik önemli

D vitamini eksikliği sadece bizi değil, her ülkeyi kasıp kavuran bir sorun ve her ülke bu soruna çözüm arıyor. Aramak da zorunda çünkü D vitamini eksikliğinin etkilemediği organ ya da sistem yok. Eksiklik, kemik erimesinden kanserlere, enfeksiyonlardan bağışıklık bozukluklarına, psikiyatrik/nörolojik sorunlardan romatizmal hastalıklara, hipertansiyondan kalp damar hastalığına ve çok daha önemlisi diyabete bile zemin hazırlayabiliyor. Peki ne oldu da bu kadar azaldı D vitamini stoklarımız? Ne oldu da kaybettik D vitaminimizi? Sorunun bir değil birçok yanıtı olsa da en mühiminin cildimizin güneşle buluşma sıklığının azalması, aksaması olduğu kesin. Çünkü D vitamini ihtiyacımızın neredeyse yüzde 90’ından fazlasını güneşteki mor ötesi (UV) ışınlarının sayesinde cildimizde üretiyoruz. Gıdalarla kazanabileceğimiz miktar son derece sınırlı. Tamam sütte, balıkta, ette, yumurtada da D vitamini var ama bedenimizin ihtiyacını tam olarak karşılayabilmek için her gün litrelerce süt içmemiz, kilolarca balık, et yememiz ve bir yumurta denizinin içinde yüzmemiz gerekiyor. Kısacası kesin çözüm için cildimizi güneşle buluşturmak zorundayız. Zira “Güneş-cilt buluşması” aksayınca üretim kesinlikle aksıyor. Tavsiyem şu: Kalıcı, etkili ve en doğru çözümün güneşe çıkmak ve cildimizi güneşle buluşturmak olduğunu unutmayalım. Bu imkanı yaşadığımız güneşsiz kış aylarında bile fırsat buldukça değerlendirmenin bir yolunu bulalım.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp