Top
Osman Müftüoğlu

Osman Müftüoğlu

yasasinhayat@hurriyet.com.tr

18/12/2015

Soğuk algınlığı ve grip nasıl kolay atlatılır

İster soğuk algınlığı, ister grip fark etmiyor, ikisi de can sıkıcı kış sorunları.
Soğuk algınlığı gripten biraz daha hafif bir süreç.
Hafif bir kırgınlık, kırıklık, azıcık halsizlik, bol bol aksırma, hapşırma durumları, burun ve geniz akıntılarıyla daha kısa sürede ve daha kolay geçiştiriliyor.
Gripte ise durum daha bir ciddi. Yüksek ateş ve ağır bir bitkinlik durumu daha bir ön planda.
Vaktinde müdahale edilmezse süreç, hayatı tehdit edici boyutlara bile varabiliyor.
İkisinde de yapılması ve yapılmaması gereken ortak bazı şeyler var.
Mesela ikisinde de antibiyotikler işe yaramıyor. Boş yere yutmamak lazım.
İkisinde de
bedeni fazla yormamak, dinlenmek gerekiyor.
İkisinde de nefes almada güçlük, ateş, kusma, ağrılı yutma güçlüğü, şiddetli öksürük nöbetleri, nefes darlığı söz konusu olmadıkça doktora gitmek anlamsız.
Peki, daha çabuk iyileşmek için ne yapılmalı?

n

Hürriyet

n

 

n

Öneri 1

n

İstirahat şart 

n

İster soğuk algınlığı yaşayın ister grip olun, ikisinde de istirahat yani evde dinlenmek alınacak ilk ve en önemli tedbir. Özellikle grip dinlenmeden atlatılması güç bir sağlık sorunu.
Her ikisinde de yeteri kadar istirahat edilmediğinde hem tedavi süresi uzuyor hem de oluşabilecek ikincil sorunlara (sinüzit, bronşit, zatürre) yakalanma ihtimaliniz artıyor.
İkisinde de nemlendirilmiş ılık ve havası temiz bir ortamda istirahat etmek zorundasınız.

n

Öneri 2

n

Beslenmeye dikkat

n

Beslenme her hastalıkta mühim bir ayrıntı olsa da grip veya soğuk algınlığında daha da önemli bir konu. Bol sıvı almak, C vitamininden zengin taze meyve ve sebzelere ağırlık vermek, protein gücü yüksek besinler, sıcak, bol proteinli ve baharatlı çorbalar (tavuk suyu çorbası) içmek iyileşme sürecinizi hızlandırmada son derece etkili.
Beslenme planınıza zencefil, nane, adaçayı, ıhlamur çaylarını da ilave ederseniz, keyfiniz daha kolay yerine geliyor.

n

Öneri 3

n

Uyku çok mühim

n

Soğuk algınlığını ve gribi çabucak atlatabilmenin önemli belirleyicilerinden biri de uyku durumunuz. İyi bir uyku, ikisinden de erkenden kurtulmada en az istirahat ve beslenmeniz kadar önemli.
Gerekiyorsa yatmadan önce “melisa ve papatya” içerikli “uyku çayları”ndan da istifade edebilirsiniz. Daha da olmazsa bir kapsül valeryan veya passiflora özü de alınabilir.

n

Öneri 4

n

Desteklerden faydalanın

n

Gripte de, soğuk algınlığında da antibiyotikler işe yaramıyor. Antiviral etkili bazı bitkisel ürünlerden faydalanmanız ise bence her zaman mümkün.
Örneğin, umclaoba, sambucus nigra, ekinezya veya betaglukan özlerini içeren ürünler işe yarayabiliyor.
Bu ürünlerden doktorunuz veya eczacınızın tavsiyesiyle yararlanmanız daha akılcı bir yol olur.

n

Hürriyet

n

 

n

BİR SORU

n

Balık yağı mı, omega-3 mü 

n

Balık yağı denince akla hemen omega-3 yağları (DHA ve EPA) geliyor ki bu son derece normal. Zira eczanelerden satın aldığımız omega-3’lerin çoğu balık yağı kökenli. Oysa omega-3 yağlarının elde edildikleri başka kaynakları da var. Mesela krill canlısından veya balık yumurtasından (havyar) da omega-3 elde edilebiliyor.
Ayrıca bu son ikisinden, yani krill veya havyardan elde edilen omega-3 yağlarının biyolojik olarak daha değerli ve yararlı olduklarını gösteren güçlü kanıtlara sahibiz:
Krill ve havyar kökenli omega-3’ler fosfolipidlerden, kolin ve astaksantinden daha zenginler.
Bu üç avantaj onları daha bir ayrıcalıklı hale getiriyor. Nedeni şu: Fosfolipidden zengin olmak EPA ve DHA’nın hücrelere daha kolay nüfus etmesini ve biyolojik yararlanım güçlerini artırıyor. Ayrıca fosfolipidler beynimizin de önemli dostları.
Kolin ise çok mühim bir doğal mucize, belleğimizi güçlendiren asetil kolinin yapı taşlarından biri, ayrıca karaciğer sağlığı için de önemli bir belirleyici.
Astaksantine gelince... O da en az kolin kadar mühim bir madde. Bilinen en güçlü antioksidanlardan biri. Özellikle cilt ve beyin sağlığı söz konusu olunca öne çıkan bir doğal ilaç.
Kısacası son yıllarda omega-3 üreticileri bize ardı ardına yeni ve farklı ürünler sundular, balık yağı kökenli omega-3’lere alternatif yeni ürünler piyasaya verdiler.
İşte bu nedenle omega-3 dendi mi aklımıza sadece balık yağı gelmemeli. Diğer bir ayrıntı da şu: Balık yağlarının içindeki omega-3 miktarları da önemli bir konu. Zira her balık yağı eşit miktarda omega-3 içermiyor. Ucuz balık yağlarının omega-3 içerikleri de çok az oluyor.
Diğer taraftan DHA-EPA oranları da mühim bir ayrıntı. Ürün satın alırken buna da dikkat etmeniz lazım.
Son bir not daha: Krill ve havyar kökenli omega-3’lerin biyoyararlanımları daha yüksek. Bu nedenle de bu ürünler çok daha düşük miktarlarda DHA ve EPA içerikleri olsa da çok daha yüksek biyolojik fayda sağlayabiliyorlar. Zira bunlar hem suda hem yağda çözünebilen yapıdalar. Bağırsaktan daha kolay emiliyor, hücre zarını daha kolay geçiyor.
Dolayısıyla hücrede daha hızlı yoğunlaşıyorlar.

n

Hürriyet

n

AKLINIZDA OLSUN

n

Trigliseridinizi yükseltebilen 10 mühim neden 

n

Trigliserid yüksekliği beslenme hataları ile birlikte anılır. Yanlış beslendiniz mi trigliseridiniz hızla artabilir. Örneğin alkolü, şekeri, karbonhidratı (unu, nişastası) bol bir yemekten sonraki birkaç günde trigliserid seviyeleriniz aşırı yüksek çıkabilir.
Tersine biraz diyet, azıcık hareket, trigliserid seviyelerini hızla, hem de ilaçsız olarak düşürebilecektir. Ama aklınızda olsun, trigliseridi yükseltebilecek mühim başka nedenler de var. İşte onlardan bazıları...
- Şeker hastalığı
- Aşırı kilo
- Östrojen içeren ilaçlar
- Böbrek yetmezliği
- Cushing (böbrek üstü bezi) hastalığı
- Kortizon tedavisi
- Hipotiroidi (tiroid bezi tembelliği)
- Pankreatit
- Gebelik
- Stres

n

 

n

 

n

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp