Top
Osman Müftüoğlu

Osman Müftüoğlu

yasasinhayat@hurriyet.com.tr

10/10/2018

Cildinize yaz sonrası temizliği lazım

Yaz boyunca ciltlerimiz güneşti, deniz/havuz suyuydu, güneş yağı/kremiydi derken epey tahrip oldu. Güneşin yol açtığı “foto yaşlanma” da cildimizi olumsuz etkiledi. Neticede de cildimize destek olma zamanı geldi.
Peki ne mi yapılacak? Bana sorarsanız hemen o pahalı kremlere, mucize serumlara sarılmak yerine “Cilt içeriden beslenir, dışarıdan desteklenir” mottosunu hatırlayın.
Çözüm için de öncelikle doğal cilt desteklerinden yardım alın. Nasıl derseniz... İşte kısa bir özet, buyurun...

CiLT KOLAJENSiZ YAPAMIYOR

Yaz boyu güneşin etkisiyle azalan kolajen rezervinizi tamamlamak ilk işiniz olsun. Eğer güneşte uzun süre kaldıysanız bunun sadece kolajen üretimini azaltarak değil, mevcut kolajenlerinizin yapısını bozarak da cildi tahriş etmiş olması mümkün.
Kısacası yaz izlerini silerken cilde yapılacak ilk ve en büyük yardım kollajen zengini besinlere yüklenmek ve imkan ölçüsünde kolajen takviyelerinden istifade etmektir.
C vitamini, alfa lipoik asit takviyeleri, damar yolu ile uygulanan glutation kürleri de kolajen üretimini artıracaktır.
Kemik suyu/tozu, jelatin benzeri doğal ürünleri de listenize dahil edin ama bence güvenli ve kaliteli “sıvı kolajen” ürünleri en çok işe yarayanları.

TON BALIĞI SALATASI YiYiN!

Cildinizin pek sevdiği başka antioksidan destekler de var. Özellikle zeozantini, yeşil çay ekstraktlarını, piknogenolleri, alfa lipoik asidi, üzüm çekirdeği özütlerini çok sever.
Yeşil çayda bulunan EPCG ve benzeri antioksidanlar (kateşinler), üzüm çekirdeği yağında bulunan proantosiyanidinler ve çam kabuğu ekstrelerinden elde edilen piknogenoller de cildinizi yaşlanmadan korumada, çevresel yaşlanmaya engel olmada ustalaşmış doğal desteklerdir. Yağlı balıklardaki omega-3’ü de unutmayın.
Ton balığı konservelerinin zeytinyağına yatırılmış olanlarını tercih edin. Özellikle bol avokadolu ton balığı salatası mükemmel bir “iç takviye” olarak işe yarayacaktır. Bir tavsiyem de şu: yatmadan önce cildinizi soğuk sıkım saf zeytinyağı ile buluşturmayı da deneyebilirsiniz.

LiKOPEN DESTEĞi VERiN

Cildinizin özellikle hoşlandığı etkin antioksidanlardan ilki doğal bir karotenoid olan “likopen”dir. “Likopen” en çok domates ve domates ürünlerinde var. Karpuz, pembe greyfurt ve kayısıda da mevcut ama kayısının zamanı geçti, greyfurtun tazesi de henüz piyasada yok. Çözüm karpuz ve domatese yüklenmek.
Karpuzu fazla abartmanın da doğru bir iş olmadığı unutulmamalı. Çünkü karpuzdaki fruktozun (meyve şekeri) fazlası cildinize zarar verebilen bir madde. Bu nedenle domates ve saz arkadaşlarına (salça, domates çorbası, kurutulmuş domates) öncelik vermekte fayda var.
Hatırlayalım: Likopen yağda eriyen bir madde. Bu nedenle de cildi çok seviyor. Ciltte kolayca birikiyor ve onu oksitleyici, yaşlandırıcı serbest radikallerin zararlarından koruyor. Unutmayın: Cildin en sadık dostlarından biri likopendir ve mutfağınız tıka basa likopenle dolu: Taze ve kurutulmuş domatesler, salçalar, domates çorbaları... Ben özellikle domates çorbasını öneriyorum. Her gün en az bir yemeğe domates çorbası ile başlayın, neticeyi görünce siz de şaşıracaksınız!

EPO VE KOENZiM Q10’U UNUTMAYIN

Cildi içeriden destekleyen, özellikle nem içeriğini yükselten “güzellik reçeteleri”nin arasına “gecesefası çiçeği yağı” yani “EPO” kapsüllerini de eklemenizde fayda var. Evening Primrose Oil (EPO) kapsülleri mükemmel bir cilt tamircisi olan Gamma Linoleik Asit’ten son derece zengindir.
GLA da cildi yatıştıran, sıkılaştıran, nem oranını artıran çok özel bir doğal molekül. Benim tavsiyem –tabii ki ekonomik imkanınız varsa EPO ile 90 günlük bir kür yapmanız. Günde 500-1000 mg EPO yeterli.
45-60 günlük bir Coenzim takviye küründen de yararlanabilirsiniz. Günde sadece 30 mg koenzim almanız bile yeterli. Son bir tavsiyem de şu: Eğer bu tür desteklerden daha iyi sonuç almak istiyor, bunlardan fayda yerine zarar görmekten çekiniyor, en azından boş yere para harcamak istemiyorsanız, bunlara başlamadan önce “hangilerini, ne zaman, ne dozda ve ne kadar süre” kullanmanız gerektiğini öğrenmeye çalışın. Ve lütfen bu listeyi elinize alıp eczane veya vitamin dükkanlarına koşmayın. Yoksa kucak dolusu vitamin hapıyla boğuşmak zorunda kalabilirsiniz.
Bilgilenin. Araştırın. Bunları daha önce kullananlardan da fikir alın.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp