Top
Osman Müftüoğlu

Osman Müftüoğlu

yasasinhayat@hurriyet.com.tr

09/02/2017

Hafızamız mı yoksa kafamız mı bozuk?

Unutkanlık zaten yaygın bir sorundu ama son günlerde sanki zirve yaptı! Çok sayıda yetişkinin “Kafamı toplayamıyorum, bir konuya uzun süreli odaklanamıyorum, sık sık da sözcükleri hatırlama sorunu yaşıyorum” demeye başladığı kesin. Peki bir unutkanlık salgını mı var? Tabii ki böyle bir şey yok. Sorun bellek bozukluğu da değil. Sorun daha çok kafa bozukluğu ile ilgili.
Normal yaşamda çevremizde olup biten pek çok uyaran bizim dikkatimizi çekme yarışındadır.
Bir bilgiyi daha sonra hatırlamak üzere hafızamıza kaydetmek içinse öncelikle ona konsantre olmamız, dikkatimizi yoğunlaştırıp onu belleğimize sağlam şekilde kaydetmemiz lazım.
Bunun yolu da çevreden gelen dikkat dağıtıcı uyarıları engellemekten, stresi az, huzuru bol bir hayat tarzını sürdürmekten geçer. Özellikle duygu durum bozukluğu/anksiyete ve yoğun stres baskısı hem odaklanmayı hem de hatırlamayı engelleyebiliyor. Üst üste yaşadığımız toplumsal travmalar, gelecekle ilgili kaygılar ise belleğimizin en büyük düşmanları.
Daha sakin kalmaya, daha huzur odaklı olmaya çalışmanızı öneriyorum...

Bunlar olmadan olmuyor...

DEMİR: Demir eksikliğine kadınlarda çok sık rastlanır ve saç dökülmesinin başlıca nedenlerinden biri demirdir. Eğer saçlarınız dökülüyorsa bir demir eksikliğinin söz konusu olup olmadığını anlamak için kan testi yaptırmanız yeterli.
BİOTİN: Çalışmalar, bazı erkeklerde günde 100 miligram biotin takviyesinin saç dökülmesini önleyebileceğini gösteriyor. Yumurta sarısı, et, süt, tuzlu su balığı, soya fasulyesi ve bakliyatta bulunan bu besin öğesinden kendinizi mahrum etmeyin.
ÇİNKO: Sağlıklı saçlar için önemli minerallerden biri de çinkodur. Sorunu teşhis edebilmek için sadece çinko değerini ölçtürmek yetmeyebilir. Bazı enzim değerlerini de izlemek gerekebilir.
OMEGA 3: Bu değerli yağ asidinin eksikliğinden ilk saçlar etkilenir. Diyetin yeterince Omega 3 içermemesi saç dökülmesine neden olabilir.
D VİTAMİNİ: Güçlü saçlar için vücudunuzun D vitamini rezervlerinin dolu olduğundan emin olmalısınız. En mükemmel D vitamini kaynağı güneştir. Eğer güneşten yeterince faydalanamıyorsanız mutlaka D vitamini takviyesi alın.
B GRUBU: B1 vitamini saçın yapı taşlarından biri olan keratin sentezinde gereklidir. Vücutta depolanamadığı için dışarıdan alınması gereken bu vitamin açısından en zengin kaynaklar et, tam tahıl ürünleri, balık, ceviz ve fındıktır. Saç vitamini olarak da bilinen B5, saç köklerindeki hücreleri besler. Karaciğer, yumurta, süt, et ve tavuk, tam tahıl ürünlerinde bulunan bu vitaminin eksikliği saç dökülmesine, tırnakların zayıflamasına neden olur. Saçlarında kepeklenme sorunu olanların et, balık, yumurta ve tam tahıllarda bulunan B6 eksikliğinden muzdarip olma ihtimali yüksektir.

El ve ayak uyuşmalarını önemseyin

El ve ayak uyuşmaları sık görülen şikayetler.
Genelde psikolojik nedenlerle ilişkili olsa da özellikle ayak uyuşmaları, uç motor sinirlerinde ya da duyu sinirlerinde bir hasarın işareti de olabilir.
Eğer el, kol ve ayaklarınızda uyuşma, yanma, karıncalanma hatta gıdıklanma gibi bir duygu varsa ve kuvvetsizlik hissediyorsanız altında önemli bir sağlık sorunu yatıyor olabilir.
Lütfen bu sorunu ciddiye alın!
Sorun, ellerde uyuşma, karıncalanma ve güç kaybına neden olabilen boyun fıtığı olabilir. Tiroit tembelliği de benzer belirtilere yol açar.
El ve ayaklarda yanma, uyuşma gibi semptomların arkasında gözden kaçmış bir şeker hastalığı olabileceğini de lütfen aklınızın bir köşesine yazın.

Tırnaklarınız ne anlatıyor?

ÜSTÜNDE SİYAH BENEKLER VAR. Bu durum genellikle travmalar, zedelenme ve çarpmalardan sonra oluşur. Nadiren de olsa kan hastalıkları ya da kalp kapakçığı enfeksiyonlarından kaynaklanabilir.
KABUK KABUK KALKIYOR VE
SOYULUYOR. Bu durum liken planus hastalığına (bir deri hastalığı) işaret ediyor olabilir. Çukur kahverengi lekelerin ise sedef hastalığının semptomlarından olma olasılığı var.
TIRNAKLARIMDA SARI KAHVERENGİ
LEKELER VAR. Bu görüntü genelde sigara içenlerde görülüyor.
Renk değişiminin sorumlusu ise nikotin!
TIRNAKLARIMIN RENGİ SOLUK-BEYAZ. Kansızlık probleminiz olabilir. Çukurlaşma ve kolay kırılma gibi sorunlar da varsa kansızlık demir eksikliği ile ilişkili olabilir.
TIRNAKLARIMIN RENGİ MAVİ-GRİ. Bu durum akciğer hastalıkları, kalp hastalıkları ve kalp sorunlarını işaret edebilir.
MAVİ-YEŞİL, HATTA KAHVERENGİ GÖRÜNÜYORLAR. Büyük ihtimalle mantar ya da bakteri enfeksiyonu vardır.
ÜSTÜNDE BEYAZ NOKTALAR VAR. Çinko ve kalsiyum noksanlığı olabilir.

Bir ilaç yazın da gidelim

Orta yaş diyabetine yakalanan göbekli hastalarıma şöyle diyorum: “Diyabetinizi tedavi etmek kadar, arka plandaki esas neden olan insülin direnci ve buna bağlı bel kalınlaşması ve göbeklenme sorununuzu da tedavi etmek gerekiyor.”
Ve onlara her gün en az 30-45 dakika tempolu yürümelerini, unu, şekeri, meyve sularını, makarnayı minimuma indirerek düşük glisemik indeksli gıdalarla beslenmelerini öneriyorum.
Bazıları egzersiz yapmak, beslenme modellerini değiştirmek yerine benden ilaç yazmamı istiyor, “Kilo vermekle, diyetle, egzersizle uğraşmayalım, siz bize bir şeker ilacı yazın da evimize gidelim” diyorlar!
Oysa bu son derece yanlış bir yoldur. Ve asla bir çözüm değildir.
Çünkü bu önerilere uymazlarsa, ilaçlarla kan şekeri seviyelerini düşürseler bile kiloları daha da artacak, sorun çözümlenmeyecek, sadece üstü kapanacak ve bu da problemin giderek büyümesine neden olacaktır.
Bu yanlış yolda ilerlemeye karar verirseniz, bir süre sonra bir ilaç yetmemeye başlar; ikinci, hatta üçüncü ilacı kullanmak zorunda kalırsınız.
Hatta bir gün ilaç kullanmak da yetmez ve insülin iğnesi kaçınılmaz olur.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları