Martı’nın kurucusu zeka dolu bir cevap vermiş Kadıköy Belediye Başkanı’na.“Sorunu teknoloji ile çözelim biz hazırız” demiş.Aslında ben de rahatsızım kaldırımlara park edilen scooter’lardan.Dar kaldırımlara öyle dikkatsizce park ediyorlar ki. Yürümek falan imkansız hale geliyor. Ama çözüm şov yaparcasına, kilitlerini kameralar önünde kırarak toplamak değil.Çözüm onlara park yeri yaratmaktan geçiyor.Çünkü belli ki bu sistem kaldırılmayacak, talep var...O yüzden gelin rahatsız olduğumuz konuları bir masa etrafında konuşarak çözelim.Kaldı ki Kadıköy gençlerin de yoğun yaşadığı bir yer.Ellerinden scooter’larını alırsanız büyük sıkıntı yaşarsınız başkan.Yapılacaklar listeme tik attımYapılacaklar listemde dünya için küçük benim için büyük bir iş vardı...O da Günay’da Ebru Gündeş’i dinlemek. Hafta sonunda yaptım.Eski bir kültürü ayakta tutmaya çalışıyor Günay ekibi...Başarıyorlar da...Gazino adabını iliklerinize kadar hissediyorsunuz içeride.Mesela ben Ebru Gündeş’in neden başka yerlerde sahneye çıkmadığını hemen anladım orayı görünce.Sonra dedim ki kendi kendime “acaba ileride bir Ebru Gündeş daha olacak mı?” Yani, sektöre yıllarını verip böyle ayakta kalan büyük bir ses daha olacak mı?Resmen bunun endişesine kapıldım.Sahnesi kusursuzdu çünkü.Çok kişiyi dinliyoruz, çok kişiyi alkışlıyoruz...Ama bu başka bir aşamaymış.Farkındayım ben çok geç deneyimledim.Belki de iyi oldu.O gecikme farklı bir tat almamı sağladı. Çünkü Günay ve Ebru Gündeş’in büyüsü günlerdir çıkmıyor hafızamdan...Resmen birkaç günümü güzelleştirdiler.İyi ki varlar!“Ben zaten antidepresanım”Hülya Avşar’a sormuşlar...“Antidepresan” şarkısını söyleyecek misiniz?O da cevap vermiş...◊ “Arkadaşlar ben zaten kendim bir antidepresanım.”Hahaahah...Bu açıklamayı görünce sahiden öyle mi diye merak ettim.Huzur Hülya’da mı diye düşündüm.Dedim bir insan eğer doğal antidepresansa etrafındakiler ne şanslı kişilerdir.Muhakkak etrafına bir sakinleştirici etkisi vardır Hülya Avşar’ın... Düşünsenize dışarıda bunca kaos var ama umursamıyorsunuz çünkü sizin Hülya’nız var...Benim kesinlikle Hülya Hanım ile kahve içmem lazım...Böyle bir yer varmış!Tam tabiriyle şehir içinde bir sığınak. Yeşillikler içinde bir bahçe, bakınca huzur veren bir bina...Neden daha önce gezmemişim dedirten koridorlar, odalar...Müdavimleri olan otel Four Seasons Sultanahmet yenilenmiş. Üstelik 2 yıl sürmüş bu yenilenme.E gittim tabii...Hatta onlar sayesinde büyülü bir hafta sonu geçirdim.Sanki almışım çantamı ve 2 günlüğüne yurt dışına kaçmışım keyfi yaşadım.Çünkü o hissi yaşatıyorlar...Etrafınızda kaliteli misafirler, restoranda özgün yemekler görüyorsunuzAdımınızı dışarıya attığınızda Sultanahmet’in göbeğinde, turistlerin uğrak yeri olan mekânlarda buluyorsunuz kendinizi.Four Seasons Sultanahmet’in Ayasofya Camisi’nin kubbesinden esinlenilerek tasarlanan bir de ‘Kurna SPA’sı var...Otantik bir ‘SPA’ merkezi dizayn etmişler. İstanbul’a turist olarak gelsem düşünmeden yerleşirim buraya.En olmadı oteldeki Avlu Restaurant’ta bir akşam yemeği yer ve Sultanahmet’te kısa bir tur atarsınız...