Neden?
Çünkü birden İtalyan hayranları olduğuna, Napoli’de kaldığı otelin önünde biriken kalabalıkların günbegün daha çok coştuğuna şahit olduk.
Haliyle o noktadan itibaren komplolar havada uçuştu.
“Kim tanıyor onu İtalya’da?” diyen oldu.
“Otelin önünde birikenlere para verilmiştir” diyen de...
Sonunda Can Yaman bir demeç kası yapmak zorunda kaldı: “İtalya’da çok seviliyorum, çünkü bir önceki dizim ‘Dolunay’ orada yayınlanıyor.”
Merak ettim “Dolunay”ı, açıp YouTube’dan biraz izledim.
Ama oradaki Can Yaman’ı tanıyamadım.
İmajı bambaşkaymış. Şimdiki haliyle alakası yok.
Tamam, “Dolunay”ı seyreden koyu İtalyan hayran Can Yaman’ın son haline Instagram’ından aşinadır.
Ama yine de TV’de gözünün önünde sürekli eski imaj dolanıyor.
Yolda görsen “Acaba o muydu?” dersin yani. Çığlık çığlığa atlamazsın.
O halde: Can Yaman’ın o otelde kaldığı bilgisi bir şekil uçurulmuş potansiyel hayranlara.

Alınması gereken mesaj ne

Bugün Can Yaman’a taktım.
İkinci meselem şu:
Neden Instagram profilinde tüm eğitim CV’si yazıyor?
Peş peşe okuduğu okulları Bilfen Koleji’ni, İtalyan Lisesi’ni,
Yeditepe Hukuk’u neden sıralamış?
“Çok havalı eğitimim var” mesajını mı vermeye çalışıyor?

Mykonos’ta her sabah: Run Nusret run!

Sabah uyanır uyanmaz, “Elalem ne yapmış, ne yapıyor?” diye gözleriniz çapaklı çapaklı Instagram story’lerine göz atanlardan mısınız?
“Hayır ben önce yeşil çayımı içiyor, sonra da meditasyon yapıyorum” diyenleri başka bir köşeye alalım.
Benim favori sabah ‘story’m yetenekli bay etçi Nusret’in beyaz taytıyla, neredeyse tüm Mykonos’u turladığı sabah koşuları.
Öyle ciddi bir “görevimiz tehlike Tom Cruise” edasıyla yapıyor ki Nusret bu koşuları;
Ne bir nefes alıp verme duyuyorsun ne bir oflama puflama.
Bilgisayar oyunundaki karakterler gibi, dere tepe koşuyor da koşuyor adam.
O koştukça da coşuyorsun, Forrest Gump’taki Tom Hanks hesabı:
“Run Nusret run!”
Yetmiyor, üzerine bir de çeşitli egzersizler yapıyor Nusret.
En son iki tane koca taşı kaldırıp omuz çalıştı.
Sonra taşları güm güm yere attı, ada inledi.
Nusret fantezi et videoları yerine bu deli dolu spor videolarına yüklense çok daha iyi olabilir, kesin öngörü...

Channel 4’un şikayet filmi

Bizim kanalların yeni dönem tanıtım filmleri genelde nasıl olur?
Çalgılı türkülü, bol şenlikli filan...
Başka diyarlarda ise işin rengi çok değişik.
Misal: Channel 4’un “Complaints Welcome” adlı son kampanya filmi.
Kanalın tüm starları kendilerine yöneltilen garip şikayetleri canlandırmışlar.
Misal: Sandi
Toksvig kendisi için söylenen “Tom Cruise’a benziyor” şikayetini,
Kieron Richardson ise “Homofobik değilim ama akşam yemeği saatinde
gay öpüşmesi izlemek zorunda mıyım?” şikayetini...
YouTube alemini
açıp iki Danla Bilic
makyajı, üç Berkcan
videosu üstüne oturup izleyin, aramızdaki uçurumlara bakıp bakıp iç geçirin...

Meteorolojik gerilim filmi

Meteoroloji haberleri bir süredir hep şöyle anonslanıyor:
“Dikkat, geliyor!”
“Orayı vuracak!”
“Kabus gibi!”
Her seferinde uzaylılar mı geldi ne oluyor diyorum ve açıp bakıyorum: Yağmur geliyormuş...
Tamam, son yılların
yaz yağmurları
bambaşka yağıyor da meteoroloji haberlerinin anons şekli de insanı gerdikçe geriyor.