Top
Onur Baştürk

Onur Baştürk

obasturk@hurriyet.com.tr

17/11/2019

Sevgilimle nasıl tanıştık burun ameliyatım nasıl geçti

90'’ların meşhur yanı sadece Türkçe pop patlaması değil, aynı zamanda magaziniydi (yetişen nesil, yetişemeyen nesle anlatsın).

Pazar günü eve gazetelerle birlikte giren dergilerde ünlü kadınlar şekilden şekle girerek Erol Atar’a ya da onun postmodern versiyonu Nihat Odabaşı’na poz verir, başlık da şu minval bir şey olurdu:

“Geyşa ruhlu kadınım, bomba gibi geliyorum.”

Aynı şekilde televizyondaki magazinler “şok şok”lardan geçilmez; Kaya Çilingiroğlu’nun Ferrari’yle Feraye’yi karıştırdığına, Hande Ataizi’nin estetikli burnuyla tuvalet penceresinde sıkışıp kaldığına tanık olunurdu evde çekirdek çitlerken.

O dönem bitti, artık kayıp kıta Atlantis. Ama magazin biter mi, bitmezzz. Şimdinin magazini şu: Kişisel magazin!

Bireysel bankacılık filan gibi, ama şifresiz.

Neden kişisel?

Çünkü günümüzde 1 tane bile takipçisi olan herkes hayatının aşırı merak edildiğini düşünüyor.

Bu yüzden özeline dair ne kadar detay varsa ortaya döküp saçıyor.

Bu kişisel magazin akımını başlatan da YouTuber’lar.

Sayıları o kadar çok ki, takip edebilene aşkolsun!

Önceden YouTuber’ların genel çizgisi abuk makyaj videolarıyla “koluma karpuz kabuğu bağlayarak havuzda yüzmeye çalıştım” tarzı tuhaf deneyim videoları arasında gidip geliyordu.

Artık takipçi de bu tarzdan sıkılmış olacak ki, olay kişisel magazine dönüştü.

CİNSİYETİM NE?

YouTuber videolarını şöyle bir tarayınca durumu anlayacaksınız.

Benim rastladıklarım şunlardı:

“Efsane dönüşüm, en feminen hallerim! Mini etek giydim, beni hiç böyle görmediniz” (The Aslı)

“Meme estetiği oldum”

(Selin Kidil)

“Burun ameliyatı oldum” (Melikhan Sağlam ve Amaçsız)

“Neden kollarımı almıyorum” (Eylül Bahar)

“Siyasi görüşüm beni mahvetti” (Ece Taşer)

“Erkek arkadaşımla nasıl tanıştık? Tanıştığımızda sevgilisi vardı” (İdil Naz Kaluç)

“Hostesliği neden bıraktım?” (Başak Kablan)

“Neden evlendim?” (Başak Kablan)

“Cinsiyetim ne?” (Emir)

“Evli miyim, çocuğum var mı, inancım ne?” (Anita Falan)

ŞEHVETLİ BAŞLIK

Böyle Neptün’e kadar uzayıp gidiyor. Kanalını açan herkes bir noktadan sonra takipçilerinin hırslı (!) ısrarına dayanamayıp kendine dair sırları zevkle ortaya döküyor.

Olabilecek en şehvetli başlık seçilip video yayına konuyor.

Müthiş bir özgürlük ve çeşit çorbası aynı zamanda bu kişisel magazin akımı tamam da:

Takipçi bunca insanın özel hayatını gerçekten neden merak ediyor, orası kara delik.

Sevgilimle nasıl tanıştık burun ameliyatım nasıl geçti

Geç ve güç oldu

Bir yandan da YouTuber olmaya geç heves etmişler var.

Misal: Şeyma Subaşı.

En başında (Acun’la evliyken) girmeliydi, hayli geç ve güç oldu.

Buna rağmen videoları samimi, eğlenceli.

Guido’yu da katıyor videolara. Çünkü sadece kızı Melisa ve kendisi bir yere kadar.

Takipçi hain, sevgiliyi de görmek istiyor. Dibine kadar özel hayat mantığı...

Geçtiğimiz günlerde YouTube videolarından biri için söylenen “Frikik vermekten son anda kurtuldu” söylemi için şu yanıtı vermiş Şeyma:

“Arkadaşlar frikiğe gerek yok, zaten yeterince sınırları zorluyorum.” 

Doğrusu son zamanlarda gördüğüm en içten yanıttı.

Asalak kelimeler

Bir YouTuber daha: Mennan Şahin.

Diksiyon üzerine videolar çekiyor kendisi. Henüz kişisel magazin akımına kendini kaptırmamışlardan.

Bir videosunda gün içinde sıkça kullandığımız şu kelimelerden bahsediyordu:

“Aynen, falan, yani, böyle, işte, şey.”

Bu kelimelerin tümüne asalak kelimeler demiş Şahin, ki tanımı harika!

Konuşma içinde bu kelimeleri fazla kullananın “ikna edici” olmadığını söylüyor.

Çok haklı.

Özellikle bir “aynen” rüzgarı var ki, aman Allah’ım!

Üstüne basa basa “aynen” diyenler var.

Bir de “Öyle diyorsun yani” diyen...

Bunları çok duyunca konuşmadan kopuyorsun zaten.

Ve bir itiraf: Bazen ben de “aynen”i çok kullanıyorum. Elimde değil.

Sevgilimle nasıl tanıştık burun ameliyatım nasıl geçti

Şehir Atlası

YAKINDA...

Arnavutköy’deki Whisper’ın yerine açılacak Raquel’den sonra şimdi de aynı civarda Angelo açılıyor.

Ozan Balaban ve DJ Cafer Palamut’un ortaklığında açılacak Angelo tapas bar olacakmış ve geç saate dek süren bar eğlencesiyle öne çıkacakmış.

Mekan aralık ortası açılıyor.

KARAKÖY’DE  GERÇEK İTALYAN...

Eataly projesini hayata geçirdiğinden beri Zülfikar Bekar’ın aklında küçük bir İtalyan restoranı açmak hep varmış. Sonunda bu hayalini gerçekleştirmiş.

Sadece 10 masalı Un Po’yu yakın zamanda açan Bekar, şef Pierro Bergese’nin yaptığı İtalyan yemekleriyle yeme-içme meraklısına gerçek bir ‘trattoria’ deneyimi yaşatma arzusunda...

KONSEPTSİZ ASLA...

Farklı tasarımcıları bir araya getiren konsept mağaza Openhaus birinci yaşını bir partiyle kutladı hafta içi.

Konsept dükkanlar artık metropollerin vazgeçilmez ‘cool’ları. Openhaus’un da yeniliklerle yoluna devam etmesi temennisiyle.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp