Top
Onur Baştürk

Onur Baştürk

obasturk@hurriyet.com.tr

10/06/2019

Ünlülerin şezlong günleriyle imtihanı

Nedeni belli: Sadece muhabirler değil, plajda olan birileri de ummadığın bir saniyede fotoğrafını çekebilir.

Eğilip doğrulurken fotoğrafınızın çekildiğini düşünsenize...

Hem de güneş gibi kabak gibi tepedeyken.

İlla bir yerleriniz sarkık görünür ya da yanlış gölgeler nedeniyle ekstra kırışmış filan görünürsünüz.

Bu açıdan en şanslı ünlü herhalde Çağla Şıkel.

Ne zaman denize girse kusursuz görünüyor.

Ya ışığın doğru olduğu zamanları yakalıyor ya da “Nasılsa aşırı fitim” diyerek her daim iyi çıkacağının özgüvenini taşıyor üzerinde.

Geçtiğimiz günlerde Bodrum’da bir başka popüleri, Aleyna Tilki’yi gördüm plajda.

Biraz kilo almış ve gayet kötü bir bikini seçmiş olmasına rağmen “dışarıdan nasıl göründüğü” çok da umurunda değildi.

Her zamanki gibi kafasına göre hareket ediyordu...

Bir de şezlong oturuşları ve yatışları var.

Bir dönem memleket şezlonglarında epey mesai yapmış, birkaç yazdır ise Mykonos şezlonglarını eskiten bir Eda Taşpınar gibi boylu boyunca saatlerce kıpırdamadan yatamıyorsanız, geçmiş olsun.

Öyle kıpır kıpır, iki dakikada bir şezlongda pozisyon değiştirdiğinizde zart diye fotoğraflanabilirsiniz ve illa bir yerleriniz pörtleyebilir.

Yahut aşırı rahat takıldığınızda da bir garip hallerde pozlanmış olursunuz.

Mesela böyle bir halini Instagram’ına koyan Gülben Ergen.

Sizce de bu pozu biraz “Hanımağa minik ayaklarına refleksoloji masajı yapmaya çalışıyor” tadında değil mi?

Tuba Ünsal ve sevgilisinin pozu ise ünlülerin sığ sularda denize girmemesi gerektiğine dair nefis bir kanıt.

Deniz sığ, bir de azıcık soğuk olunca o “Girsem mi girmesem mi?” kararsızlığı böyle görünüyor işte: Uzun bekleyiş esnasında peş peşe kareler...

Hande ile Murat’ın bu karesini sevdim

Hande Erçel ve Murat Dalkılıç uzun bir ayrılık döneminden sonra yeniden çıkmaya başlamış. Önceki gün Alaçatı’daki evlerinden çıkarken çekilmiş bir pozları vardı. Köpeklerini arabaya bindirirken...

Sade, mütevazı ve doğal hallerini çok sevdim. Yüzlerindeki sıradan neşesizliği de.

June devrim yapabilecek mi 

“The Handmaid’s Tale”in üçüncü sezonu başladı.

Bu sezona dair en çok merak edilen mesele elbette şu: Kaçma olanağına sahipken kızı için Gilead’da kalmayı tercih eden June’un bir devrim yapıp yapamayacağı...

Sonuçta üçüncü sezonun habercisi olan tanıtım filmlerinde hep buna yönelik işaretler gördük.

Tahminler onu gösteriyor ki June, Gilead’daki otoriter düzeni alaşağı etmek için bu düzene hizmet edenlerden biriyle, yani Serena’yla beklenmedik bir işbirliği yapacak. Peki bu karanlık hikayeli diziyi bu kadar çekici kılan ne?

O sıkışıp kalmışlık duygusunu çok iyi vermesi.

Her seferinde sanki June’la beraber Gilead’da yaşıyormuşuz gibi hissettirmesi...

Başarısı orada gizli.

 

 

 

 

 

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp