Top
Naci Cem Öncel

Naci Cem Öncel

noncel@hurriyet.com.tr

21/01/2022

Karnedeki notlar

Karnedeki notlar

HANGİ OKUL?

Aslına bakarsanız öğrenim hayatına özgü görünen bu düzen, dini inançların da temelini oluşturur. Okul karnelerinin sağ tarafında yer alan “davranış” notu gibi... Manevi ilerleyişimizi ve üst sınıflara geçişimizi belirleyen, gündelik hayattaki iyi ve güzel davranışlarımız oluyor. Kesin tarihi bilinmeyen bir günde, dünyadaki öğrenim süreci ve tüm sınavlar son buluyor. Dönem sonunda nasıl okul formasını sırtımızdan çıkarıyorsak, hayat okulunun sonu geldiğinde de ruhumuzdan “beden kalıbını” çıkarıyoruz. Okuldan nasıl eve dönüyorsak, ruhumuz da dünyadan asli kaynağına geri dönüyor...

Karnedeki notlar

DÖNEM SONU GELMEDEN

İyisi mi bizler, hayatımızın “dönem sonu” gelmeden notlarımızı gözden geçirelim: Kendimiz, yakınlarımız ve çevremizle ilişkilerimizde durumumuz nasıl? Ne kadar iyiyiz? Hangi konularda kendimizi geliştirmeliyiz? Acaba “teşekkür” veya “iftihar” belgesi almayı hak ediyor muyuz? Cevabımız “Hayır” olsa bile moral bozmaya hiç gerek yok... Okul daha kapanmadı. Dönem sonuna kadar her gün, her saat, her dakika telafi etme şansımız var. Tekrar tekrar “kendimizi bütünleme” hakkına sahibiz. Dünya denen bu okulda, iç huzurundan daha kıymetli bir karne hediyesi olabilir mi?

CEZA DEĞİL ÖDÜL

ÇAĞDAŞ eğitimde “kötü not” halen olsa bile öğretmenlerin ve velilerin esas önceliği, “ödüllendirme” ve “gelişim”. Çocukların notları nedeniyle gördükleri sert muamele ve cezalar, tümüyle yok olmasa da giderek tarihe karışıyor. Artık odak noktası “geçme-kalma” ötesinde, öğrencilerin “hayat yolculuğuna” daha iyi hazırlanmaları; “iyi insanlar” olarak yetişmeleri.

Karnedeki notlar

Bu anlayış, kitle eğitiminde yeni yeni hakim olsa da “ödüllendirmenin” öğrenciler için en güzel yol olduğu aslında yüzyıllardır tavsiye edilir. Gelişimin anahtarı, eğitimin maddi-manevi kazanımları hakkında talebeyi yüreklendirmektir. Örneğin Mevlana, Mesnevi’de mealen şöyle der: “Yaptığı işin yararını, karşılığını hiç göremeyen çocuk, okula kıvrana kıvrana gider. Oysa kazanacaklarının farkında olsa koşarak gider, okula gitmekle içi açılır. Çantasında karşılık olarak bir kuruş bile olsa geceleri heyecandan uyku uyumaz.

EN BAŞARILI TALEBELER

SINAV veya “imtihan”, Kuran’da pek çok defa geçen bir kelime. Peygamberler, Kuran’da en zorlu sınavlardan geçen örnek kişiler olarak karşımıza çıkarlar. Örneğin Hz. İbrahim ve Hz. Yakup evlatlarıyla, Hz. Nuh ve Hz. Lut aileleriyle imtihan edilirler. Hz. Eyüp hem ailesini, hem servetini, hem de sağlığını kaybeder: “Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükâfat ise Allah’ın yanındadır (Teğâbun, 15)”. Hepsinin ortak özelliği, karşılaştıkları zorlukları sabır ve olgunlukla karşılamalarıdır. “Kadere, talihine, şansına sövmek” yerine yaşadıklarından “ders” alarak gelişir, hep ileriye dönük bir sonuç çıkarırlar.

Karnedeki notlar

Hz. Peygamber de inancı nedeniyle dışlanmış, pek çok sıkıntılara katlanmıştır. Nitekim Kuran’da, Hz Peygamber’e şöyle hitap edilir: “Sizin bir kısmınızı diğer bir kısmınıza imtihan (vesilesi) kıldık (Furkan, 20)”. İslam inancına göre tüm insanlar manevi sınavlardan geçer. Ayrıca Kuran, sadece “İman ettik diyerek (Ankebut, 2)” geçerli not almanın mümkün olmadığı ifade eder. “Bir deneme olarak sizi hayırla da şerle de imtihan ederiz (Enbiyâ, 35)”. Yani zenginlik, güç ve güzellik de bir imtihan vesilesidir. Öyle ki Allah, hayatı ve ölümü bile, kimin “daha güzel davranacağını sınamak için (Mülk, 2)” yaratmıştır. 

*

İmtihan kelimesinin kök anlamı, altın, gümüş gibi madenleri arıtıp en saf halini ortaya çıkarmak. Benzer şekilde insan imtihanlardan, yani yüreğini yakan sıkıntılardan geçerek, gönlünün en değerli haline ulaşır. Elbette, dünya hayatındaki sınavlar çoktan seçmeli. Hepimiz iyiyle kötü arasında tercih yapma ayrıcalığına sahibiz. Kimi seçimler insanı gönlündeki cevhere kavuşturur, kimi seçimlerse insanı altın görünümlü ama hakikatte düşük ayarlı madenlere götürür. Tercih bize kalmış.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları