Top
Müge Akgün

Müge Akgün

muge.akgun@radikal.com.tr

12/08/2023

Kara Toprak

Dost dost diye nicesine sarıldımBenim sadık yârim kara topraktırBeyhude dolandım ey yâr boşa yoruldumBenim sadık yârim kara topraktır Nice güzellere ey yâr bağlandım kaldımNe bir vefa gördüm ne fayda buldumHer türlü isteğim ey yâr topraktan aldımBenim sadık yârim kara topraktır Koyun verdi kuzu verdi süt verdiYemek verdi ekmek verdi et verdiKazma ile döğmeyince kıt verdiBenim sadık yârim kara topraktır Âdem’den bu deme neslim getirdiBana türlü türlü meyva yetirdiHer gün beni tepesinde götürdüBenim sadık yârim kara topraktır Karnın yardım kazmayınan belinenYüzün yırttım tırnağınan elinenYine beni karşıladı gülinenBenim sadık yârim kara topraktır İşkence yaptıkça ey yâr bana gülerdiBunda yalan yoktur herkes de gördüBir çekirdek verdim dört bostan verdiBenim sadık yârim kara topraktır Havaya bakarsam ey yar hava alırımToprağa bakarsam duâ alırımTopraktan ayrılsam nerde kalırımBenim sadık yârim kara topraktır Dileğin var ise iste Allah’tanAlmak için uzak gitme topraktanCömertlik toprağa verilmiş Hâkk’tanBenim sadık yârim kara topraktır Hakîkat ararsan açık bir noktaAllah kula yakın kul da Allah’aHâkk’ın gizli hazinesi topraktaBenim sadık yârim kara topraktır Bütün kusurumu ey yâr toprak gizliyorMerhem çalıp yaralarım düzlüyorKolun açmış yollarımı gözlüyorBenim sadık yârim kara topraktır Her kim ki olursa bu sırra mazharDünyaya bırakır ölmez bir eserGün gelir Veysel’i ey yâr bağrına basarBenim sadık yârim kara topraktırBenim sadık yârim kara topraktırGeçen hafta sonu Gelibolu’daydım. Hem anne hem de baba tarafından çiftçilik yapan bir ailenin dördüncü kuşağı olarak çocukluğum özellikle hasat dönemlerinde hep tarlalarda, harman yerlerinde geçti.Çiftçilik yapanlar bilirler, toprakla uğraşmak kolay iş değildir. Bu yüzden de çoğunlukla çiftçi ailelerde “Çocuğum okusun, bir mesleği olsun” düşüncesi ağır basar. Hele de kız çocuğuysanız size gidip okumaktan, farklı bir meslek sahibi olmaktan başka şans sunulmaz. Israr ederseniz de pek işe yaramaz. Yıllar içinde ailenin büyükleri birer birer aranızdan ayrılmaya başlayınca iş başa düşer, toprağa tekrar yakınlaşmaya başlarsınız. Bizim hikâyemizde de böyle oldu. Ama ne yazık ki artık çocukluğumun toprağı, ekinleri ve hasatları yok. Romantizm yapmak istemem, çiftçilerin çok iyi bildiği bir şeydir, bir yıl hasat çok iyi olursa ertesi yıl kötü olma ihtimali yüksek olur. Ancak bu kez günebakan tarlalarında karşıma çıkan tablo bambaşkaydı. Toprak mevsim normallerinin üstünde kuraklıktan çatlamış, ayçiçekleri büyüyememişti ve bazılarının kökleri de toprağın dışındaydı.Yıllardır bu konuda yazılar yazsanız da iklim değişikliği, küresel ısınmanın etkilerinin ete kemiğe bürünmüş halini görmek insanı başka türlü sarsıyor.Ancak hayatta tesadüflere inanmak lazım. Nasıl hafife aldık doğayı, sesini nasıl duymazdan geldik elbirliğiyle derken, AK Parti Genel Merkez Çevre, Şehir ve Kültür Başkan Yardımcısı, Beyazay İç Anadolu Bölgesi Sorumlusu İlksen Ceritoğlu Kurt’tan bir mail aldım.2023 Âşık Veysel YılıHepimizin bildiği gibi bu topraklarda yeşeren âşıklık geleneğinin en önemli temsilcisi, tam bir yaşam ve doğa filozofu olan Âşık Veysel 2022 yılında ‘Vefa’ kategorisinde Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülmüştü. Ve ölümünün 50’nci yıldönümü olması nedeniyle de 2023’ün Türkiye’de ‘Âşık Veysel Yılı’ olarak kutlanmasına karar verilmişti. Ardından da UNESCO 2023’ü ‘Dünyada Âşık Veysel Yılı’ olarak ilan etti. Bence hem Türkiye’de hem de farklı ülkelerde Âşık Veysel’in hayata bakışının, şiirlerindeki felsefesinin duyurulması, her yönüyle bu vizyoner ustanın tanıtılması çok önemli. Neden derseniz; İlksen Ceritoğlu Kurt’un bilgilendirme yazısında hatırlattığı gibi; “Şu anda insanlığın en temel ihtiyacı neyse Âşık Veysel onları yüz yıl öncesinden söylemeye başlamış. Doğa 40 yıl öncesine dek bitmez tükenmez bir hazine sanılıyordu ve o kadar hor kullanıldı ki bugünkü küresel ısınma, çevre kirliliği denilen sorunlar ortaya çıktı”... İlksen Hanım’la yazıştıktan sonra Âşık Veysel’in “Kara Toprak” ve “Uzun İnce Bir Yoldayım” şiirlerini tekrar tekrar okudum. 18 yaşımda Türk Dili ve Edebiyatı okumaya başladığım günden beri hayranıyım ama doğrusunu söylemem gerekirse özellikle de doğanın sesine kulak vermemiz, sevmemiz saygı göstermemizle ilgili söylediklerini göz ardı etmişim. O yüzden de “Kara Toprak” şiirinin tamamını bu sayfaya aldım. Bu şiirin her dizesi insanlığın rehberi olmalı, başucumuzda durmalı, doğaya saygıyı, onun bizden beklentilerini anlamak için. Tanıtım ve etkinlikler yapmak üzere Görme Engelliler Derneği Beyazay, Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi bir araya gelmiş, UNESCO Türkiye ile iletişim kurulmuş.Yapılması gerekenleri içeren bir yol haritası hazırlanmış. Workshop, panel, arama konferansları yapılması, yurt içi ve dışında konserler düzenlenmesi, sivil toplum kuruluşlarıyla iletişim kurulması, iş birliği yapılması düşünülen etkinlikler arasında. Her birinin iyi organize edildiği sürece ses getireceğine hiç kuşku yok. Büyük şairin uluslararası çapta da değerinin anlaşılması için yapıtlarının İngilizce, Almanca, Fransızca ve İspanyolcaya çevrilmesi iyi olur bana göre. Aşktan dostluğa her alanda söyledikleri de çok değerli ama şu an doğaya, sürdürülebilirliğe ilişkin söyledikleri hayati önemde. Ve biz ülke olarak çıkışı bu yöndeki sözleriyle yapmalı, onları ön plana çıkarmalıyız. “Kara Toprak” şiirinin içeriği, toprağın önemi, değeri, onu korumamız için ne yapmamız gerektiğiyle ilgili mısraları WWF ve FAO ile paylaşılmalı. Çünkü bu dizelerde slogan olacak çok şey var.Ayrıca iklim krizi ve kuraklıkla ilgili uluslararası çapta Türkiye’nin inisiyatifiyle düzenlenecek bir yardım konseri de büyük ses getirecek, Âşık Veysel’i olması gerektiği noktaya taşıyacaktır.Âşık VeyselÂşık Veysel nüfusa kayıtlı adıyla Veysel Şatıroğlu, 25 Ekim 1894’te Sivas’ın Tenos, bugünkü adıyla Şarkışla kazasında dünyaya gelir. 7 yaşına girdiği 1901’de Sivas’ta çiçek salgını nedeniyle görme yetisini kaybeder. 1965 yılında özel bir kanunla maaş bağlanır. Bir süre köy enstitülerinde saz hocalığı yapar.Çocuklarından öğretmen olan, aynı zamanda babasının saz ve söz geleneğini sürdüren Bahri Şatıroğlu babasının yaşamını gün be gün not alır. “Uzun İnce Bir Yoldayım”, “Dostlar Beni Hatırlasın”, “Güzelliğin On Para Etmez”in de aralarında olduğu yüzlerce yapıtıyla unutulmazlar arasına giren halk ozanı, “İki kapılı bir handa yürüyorum gündüz gece” dese de 21 Mart 1973’te yaşadığı topraklarda aramızdan ayrılır...
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp