MANCHESTER United taraftarları, 1966 unutulmaz bir yıldı. Çünkü Cantona doğmuştu derken, Cantona, Tutkumu kaybettim diyerek, 31 yaşında futbola veda etmişti.
Endüstriyel futbolun, çıkarcı, paraya dayalı ve spor ahlakından yoksun bölümüne, Ben burada yokum diyerek futbola veda etti Cantona... Son 3 yıldır, 13 yıldır, 33 yıldır futbolun kalpten, samimi olanını oynayamayan ülkemde, bugün şampiyon olacak takımın başkanı 16 yıldır F.Bahçe ile özdeşleşen Aziz Yıldırım, mahkumiyetinden kalan 26 aylık cezasını tamamlamak üzere hapishanenin yolunu tutuyor.
Aziz Yıldırımın takımı şu an, Türkiyenin en iyi takımı. Takımdaşlığı, oyun içindeki presi ve kondisyonu ile mükemmel bir Fenerbahçe yaratan Ersun Yanalın takımına kimse bir şey söyleyemez. Yıldırım da, Yanal da şampiyondur. Kalbine bendeki kadar (6) stent taksa da Yanal, hedefine, işine ve değerlerine odaklanmış bir teknik direktör olarak F.Bahçe tarihinin en başarılı isimlerinden biridir.
VAH FUTBOLUMA!
F.BAHÇE, hak ederek şampiyon olacaktır. Aziz başkan hapse giderken, Fenerbahçe şampiyonluk şarkıları söylerken, federasyon passolig hesabıyla maçlarda büyük seyirci kaybederken ve G.Saray ile Beşiktaş, Şampiyonlar Liginde En iyi ikinci hesabı yaparken, vah benim futboluma...
Dün geceki maç, sıcak maçtı... Aziz Yıldırım kişisel esareti öncesinde, Fenerbahçeli futbolcularına, Olimpiyatta kazanın ve rakibinizi alkışlayın derken, bir cesaret vermiş ve şampiyonluğun infaz öncesinde gerçekleşmesini istemişti. Ama olmadı.
DOSTLUK MAÇI GİBİ
BEŞİKTAŞ kaybetmese, F.Bahçe kazanmasa da dert olmazdı bu maç... Bir yerde dostluk maçı gibiydi. Her ikisi de G.Sarayı düşünüyordu. F.Bahçe, ezeli rekabette G.Sarayın arkasında olsa bile yakınında olmamasını, Beşiktaş da G.Sarayın önünde olmanın hesabını yapıyordu. Bence maç, tarafların istediği gibi bitti. Artık şampiyonluk için son 4 haftada F.Bahçenin 1 puana ihtiyacı varken, Beşiktaş potada ve Şampiyonlar Ligi yolunda G.Saraydan çok daha büyük avantaja sahip... Başkan Yıldırım, bugün-yarın cezasını tamamlamak üzere hapishaneye dönerken, futbolumuzun kendi değerleri içerisindeki sistem yürümeye devam ediyor. Yani devran dönüyor.