Sevgililer Günü ertesinde bu yazı sizi şaşırtabilir çünkü bir erkeği sevmeyi değil; kadına kendi kendini sevmeyi öneriyor.

İnsan kendini sevince, bir erkeğin sevgisine bağımlı olmayınca sevecek ve yapacak o kadar çok şey kalıyor ki kendine...
Yaşamın bilmediğimiz unuttuğumuz pek çok keyif alınacak özelliğinden yararlanabildiğimizi görebiliyoruz. İşte bu yazı, bize birazda kendi başımıza mutlu olabilmeyi hatırlatıyor.
Hani şu “Ben onsuz yaşayamam” var ya işte onsuz yaşamayı öğretiyor.

Kalbinizi serbest bırakın, maviliklere uçsun artık

Hayatta çok daha geniş ufuklar, çok daha engin denizler var. Hissedilecek, keşfedilecek, yaşanacak...
Ve sizden bağımsız olan şeyler olsa da sizin elinizde olan onlarca şey var. Değiştiremeyecekleriniz yanında, değiştirebileceğiniz yüzlerce şey!..
Bir erkeğin sevgisi, bunun sıcaklığından çok daha fazlasını hissedebilirsiniz isterseniz... Hiç gönüllü olarak çalıştınız mı? Hiç bir çocuğun dileklerini gerçekleştirdiniz mi? Hiç bir şeyi deli gibi çalışıp onu yapabilmenin hazzını yaşayabildiniz mi? Bir kitaptaki veya filmdeki bir karaktere aşık oldunuz mu mesela?
Hiç merak ettiniz mi, bulunduğunuz yerlerde iki yüz yıl önce ne olduğunu? Konserlere gidip gözlerinizi kapatıp kendinizi klasik müziğin gizemli dünyasına bırakabildiniz mi? Veya gerçek dünyaya dil çıkarıp, en ilginç çiftleri, en tutkulu hikayeleri okudunuz mu? Ya da moda tasarımıyla ilgili araştırmalar yaptınız mı ama ciddi araştırmalar, en iyi şekilde gösterebilmek için kendinizi, internette yüzlerce saç modeline, değişik makyaj tekniklerine baktınız mı?
Sonra, aslında o dünya güzeli dediğiniz kızların, sevgililerini kaybetmekten deli gibi korktuğunu biliyor muydunuz, bir erkeğe bağımlı olmaktan kendilerini kurtarmalarının çok büyük emek gerektirdiğini... Sonra yaptığınız işler, onların güzelliğinin sizi büyülemesinin size ne kadar iyi geleceğini hiç düşündünüz mü?
Veya işi felsefeye vurup güzellik dediğiniz doğal seçilimin bir oyunu, altın oran da neymiş deyip kendinize güldünüz mü? Kendinize oyuncak aldınız mı hiç? Çikolata dükkanına girip o kokuyu içinize çektiniz mi? Yalnızlığı sevmeyi denediniz mi?
Yalnız olduğunuz için istediğiniz bütün riskleri alabilirsiniz. Bu özgürlüğün ne kadar büyük bir şey olduğunu, nasıl olanaklar sağladığını benimseyebildiniz mi?
Mutluluğunuz sizin elinizde! Kendinize verebileceğiniz sevginin de ne kadar büyük olduğunu da en iyi siz biliyorsunuz. Kalbinizi serbest bırakın, maviliklere uçsun artık...

Rumuz: Yalnızlık da sevilebilir!