Top
Güzin Abla

Güzin Abla

guzinabla@hurriyet.com.tr

04/02/2014

Ailemden uzakta güzel bir evim şık bir hayatım olsun istiyorum

"Evi terk edip başka bir şehirde yeni bir hayat kurmak istiyorum. Bu benim için zor değil. Ama param yok. Bu yüzden aileme bağımlıyım."

Ablacığım, ben 19 yaşında bir öğrenciyim. Erkek arkadaşım yok. Kız arkadaşım bile yok. Ailemden de nefret ediyorum.
Evi terk edip başka bir şehirde yeni bir hayat kurmak istiyorum. Bu benim için zor değil. Ama param yok. Bu yüzden aileme bağımlıyım. Her gün üzülüp ağlamamın nedeni onlar.
Bu yaşıma kadar kendimi hep ezik hissettim. Hiç düzgün bir sosyal hayatım olmadı. Hep budala gibi hissediyorum kendimi.
Oysa güzel bir evim, şık bir hayatım olsun istiyorum.
Ama bu çok zor olduğu için yaşamdan soğuyorum. Hiçbir şey yapmak istemiyorum.
Bari siz yardım edin. Bana ne önerirsiniz?
Sevgisizlikten dolayı çok mağdurum.

Rumuz: Sevgisiz

Canım kızım, ailenden bu kadar nefret etmenin nedenini merak ettim.
Senin yaşlarındaki gençler, genellikle yaşamlarındaki her türlü olumsuzluğu ailelerine yükleme eğilimindedirler.
Ancak bazen de gerçekten anne babalar, farkında bile olmadan çocuklarını mutsuz eder, onların üzerinde olumsuz bir etki yaratabilirler.
Oysa gençler, yaşamlarını düzene koyarken yollarını ailelerinden gördükleri düzene göre çizerler.
Sana karşı sevgisizler mi gerçekten, yoksa sen mi öyle görüyorsun onları?
Bu kadar genç bir kız olarak apayrı bir şehirde yeni bir hayat kurma düşüncen, bana göre çok sakıncalı. Başına neler gelebileceğini tahmin bile edemezsin.
Kendini aptal gibi hissetmene de ailen mi neden oldu, yoksa sen mi böyle bir aşağılık duygusuna kapıldın? Üniversiteye kadar gelebilen bir genç kızın aptal olabileceğine inanmam ben.
Sosyal hayatının olmaması ise bence sadece kendi sorunun, demek ki çevrene kendini tamamen kapatmışsın.
Mektubunda en çok dikkatimi çeken, sanırım dizilerdeki, filmlerdeki gibi şatafatlı hayatlara özenmen. İşte bu da insanı çok mutsuz eder.
Önce hayaller peşinde koşmayıp gerçekçi olmamız, beklentilerimizi kendi hayat şartlarımıza göre sınırlandırmamız gerekir.
Başkalarının yaşamına özenmek, kendi yaşamımızı başkalarınınkiyle kıyaslamak, hem hayal kırıklığı hem de mutsuzluk getirir.
Hayatın bize sunduklarını küçümsememeliyiz. Yaradanımıza karşı hep şükredici olmalıyız.
Hep kendini ezik görmek yerine yaşamdaki küçük mutlulukları görüp bunlara şükretmeyi bilmek çok önemli.
Ben, her sabah yatağımdan kalktığımda sırtım, kollarım, bacaklarım ağrısa da, Allah’a şükrederim, yeni bir güne uyandığım ve her şeye rağmen sağlıklı olduğum için...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp