Top
Güzin Abla

Güzin Abla

guzinabla@hurriyet.com.tr

03/02/2014

Sevgilim beni çok kıskancım diye terk etti

İnsanların çıkar peşinde olduklarını biliyorum. Bu nedenle sevgilimin herkesle arkadaş olmasını istemiyorum. Ama o bunu güvensizlik olarak karşıladı ve beni terk etti.

Sevgili Ablacığım, ben 19 yaşında bir gencim. Uzunca bir süredir, bir genç kızı seviyorum. 4 aydır da çıkıyorduk. Ben yapı olarak çok kıskanç biriyim. Ayrıca ona zarar gelmesini de istemem. Bu yüzden onu sürekli kontrol ediyorum.
Örneğin telefonda konuştuğu kişileri, o gün kimi gördüğünü ve neler konuştuğunu soruyorum. Bu devirde insanların çıkar peşinde, cinsellik peşinde olduklarını biliyorum. Bunu ona da söylüyordum. Bu nedenle herkesle arkadaş olmasını istemiyordum.
Arkadaşlarını sınırlıyordum. Ama o bunu güvensizlik olarak karşıladı. Beni kıskançlıkla suçladı.
“Bu kadar baskı yeter, ben katlanamam” dedi ve beni terk etti. Şimdi ben ne yapayım? 

Rumuz: Hata mı

Sevgili çocuğum ne kadar seversen sev, ona böyle yasaklar getiremezsin, özgürlüğünü bu kadar kısıtlayamazsın.
Evet, seven insan kıskanır, sevdiğine bir zarar gelmesin, diye ona kol kanat gerer, bu çok doğru. Ama sanırım sen abartmışsın.
Belli ki, konuştuğu arkadaşlarını, yakın çevresini bile kıskanmışsın. Ona zarar verip, bir çıkar sağlayabileceklerini düşünüyorsun. Telefonda uzun uzun ne konuşurlar sanıyorsun? Sonuçta bazı özel şeyleri paylaşıp, kendi ilişkilerini konuşurlar. Bu da bir ihtiyaçtır, oğlum.
Onun da en az senin kadar aklı var. Bu güvensizliğin, onu hafife alman, onu kırmış, üzmüş anlaşılan.
Onu tekrar kazanmak istiyorsan bu kısıtlamalardan vazgeçip kıskançlığına sınır koymalısın.

Hayat bana ağır geliyor artık

Sayın Feyza Hanım artık bu hayat bana ağır geliyor; iyi bir aile, iyi bir iş, hayatın getirisi mi? Yoksa bizim hatalarımız mı, bilemiyorum. Ancak gelinen nokta önce faizcilerle uğraşmak, onlardan kurtulmak için alınan krediler ve en son nokta faizciden kurtulurken, bankalarda batmak...
Bazen düşünüyorum da, acaba uçurumdan atlamak en iyisi mi diye. Ama iki kızım geliyor aklıma, vazgeçiyorum.
Kimseye de anlatamıyorum, boğuluyorum. Size yazmamın nedeni, derdimi birilerine duyurmak. 

Rumuz: Reis

Aman sakın ha! Belli ki bardak taşmış ama her şeye rağmen hayata devam demeliyiz. Bakın Yüce Mevlana ne diyor: “Gerçeği öğrendim bir gün. Ve gerçeğin acı olduğunu... Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da ‘lezzet’ kattığını öğrendim.”
Bu dünyaya mücadele etmek, başarmak, kendimizi kanıtlamak ve insan olduğumuzun bilincine varmak için geldik. Öyle hemen pes edip gitmek için değil.
Hayır! Elbette pes etmeyeceğiz. Bir işadamı olduğunuzu düşünüyorum, sanırım son gelişmeler, para piyasasının durumu sizi, pek çok şirket sahibi gibi, bunaltmış ama yaşamaktan daha güzel ne olabilir?
Yaşayıp her şeyi tadacağız. İyi günleri de kötü günleri de...
Bu bir imtihan ve bu durumdan başarıyla çıkacağınızdan eminim. Sözümü Bernard Shaw’ın bayıldığım şu cümlesiyle tamamlıyorum:
“Para açlığı giderir, mutsuzluğu değil, yemek mideyi doyurur, ruhu değil.”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp