Biz canlar; kediler, köpekler, kuşlar, atlar, kurtlar ve daha nicelerimiz, üstün insan sınıfının üçüncü sınıf statüsünde algıladığı, yok saydığı, olmamasını dilediği canlar...
Hayvanlar...
Bizler, koruma yasalarınızda mal olarak görünenler, her şeye rağmen yaşam savaşı veren, bir avuç vicdanlı iyi insanın gölgesine sığınmaya çalışan, sessiz çığlıklar atmaktan helak olan canlılar...
Bu yıl da yaşadık. Kimimiz doğarken öldü, kimimiz doğmadan. En şanslılarımız birkaç ay sağ kalabildi. Koskoca dünyada kaç metrekare yer tuttuk, kaç metreküp hava soluduk, kimse hesaplamadı.
Kimisi sokakta istemedi bizi, kimisi dağda, bayırda kurşunladı gövdemizi. Zehir verenler de oldu, kemirgenlerle haşerelerle bir tuttular canımızı. Sizler yeni yıla girerken biz ölüyorduk; Muşta, Karsta, Edirnede, İstanbul-Beykozda...
Eskişehirde donduk biz. Buz kesen gövdelerimizi alelacele çöp konteynerlarına attılar.
Anneme sığındım, onun sıcaklığından medet umdum. Daha iki aylıktım. Beykoz Ormanları aman vermedi ne ona ne bana. Donduk ikimiz de sabaha karşı.
Eskişehirin meşhur ayazı... Erişkin bir kediydim, geçen kışı atlatmıştım ama bu sene Porsuk bile dondu, ben mi donmayacaktım? Evdeki şanslı kediler kalorifer peteklerine yapışırken ben Eskişehirde, buz kesen kaldırımda onunla birlikte buz kestim, son çığlığımı kimse duymadı.
Gaziantepte tinerciler defalarca bıçakladılar beni. Başımdan gövdemden oluk gibi kan aktı, kanımın rengi aynı sizinki gibi kırmızıydı. Canım çok yandı, neden doğdum ben?
İzmir-Bucada sularımıza, mama kaplarımıza zehir attılar, yedik, içtik, sonrası çok acılı, saatlerce can çekiştik. Neden bazı insanlar bizi yaşatmak için çabalarken, bazıları bunu yaptı? diye düşünerek, derin acılar içinde öldük biz. Mersinde Erdemli sahilinde, yüzgecime kaldırım taşı bağlanmış olarak buldular cesedimi. Ben bir deniz kaplumbağasıydım, hani o koruma altında olan caretta carettalardan. Kimselere bir zararım yoktu ama beni sevmediler, acılı yavaş bir ölüme mahkum ettiler.
İnsanoğlu neden bunu yaptı bize?
2013te insanlar birbirlerine kin, nefretle bakıp, hiç acımadan öldürürken bizler de ölüyorduk ve kendi cinsini sevmeyen, sevemeyen insanların bizleri sevmeyeceği zaten çoktan belli diye iç geçiriyorduk.
Şimdi yeni bir yıla giriyorsunuz, biz bilmeyiz bu yeni yılın bizlere neler getireceğini. Sizler bizim için dua edin bir avuç iyi insan. Hem kendinize hem de bize. Belki bu sefer duyar yakarışınızı birileri.
-Ece Bilgin
Sevgili dostum, Sakarya gazetesi köşe yazarı ve eşsiz hayvan dostu Ece Bilginin yeni yıl için, hayvanlara yönelik bu yorumunun altına imzamı atıyorum.
Ayrıca bir başka arkadaşım, gazeteci dostum, hayvanlar için çıkardığı dergiyle ve mücadelesiyle bilinen Deniz İzginin yayınladığı aşağıdaki fotoğrafı da hayvanlarımızın yaşadığı zulmü görmeniz için paylaşıyorum.