Top
Gila Benmayor

Gila Benmayor

gbenmayor@hurriyet.com.tr

08/12/2019

Arkeolojinin kalbi İstiklal’de atıyor

Biri, Ortadoğulu turistlerin baklava ve lokumun sergilendiği vitrinlere yapıştığı, renkli kıyafetli Güney Amerikalı sokak müzisyenleriyle genç Suriyelilerin birkaç metrelik mesafede müzik yaptıkları gürültülü, temposu yüksek bir cadde.

İstiklal’in diğeri yüzü ise sanatın, tarih, kültürün ve bilimin olduğu dipsiz bir kuyu.

Önünden geçtiğimiz her bir binanın ne hazineler barındırdığını bir bilseniz.

İstiklal üzerindeki tarihi Merkez Han bunlardan biri.

Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi ANAMED’in olduğu binada önceki gün Miras, Dünya Mirası ve Gelecek Sempozumu’nu izledim.

14. Uluslararası Anamed Yıllık Sempozyumu’nda kimler yoktu ki?

Tarih ve kültür mirasımızın korunmasında önemli rol oynayan Prof. Zeynep Ahunbay, Prof. Cevat Erder gibi ağır toplar dinleyiciler arasındaydı.

Sahnede ise bazıları Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan antik şehirlerin kazı başkan ve başkan yardımcıları, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Unesco yetkilileri, bilim insanları,  restorasyon uzmanları.

Arkeolojinin kalbi İstiklal’de atıyor
Roma imparatoru Marcus Aurelius  Yapı Kredi Kültür Sanat’a adımınızı attığınızda karşınıza çıkıyor.

Arkeolojik ve doğal mirasın korunması için faaliyet gösteren tüm oyuncular özetle.

Ne şanslıyım ki, konuşmalarda sözü geçen pek çok yeri gezme fırsatını buldum.

Çatalhöyük, Sagalassos, Afrodisias, Efes, Troya, Göbeklitepe.

Üstelik çoğunu kazı başkanlarının ya da yardımcılarının eşliğinde gezmişim.

SAGALASSOS SERGİSİNİN ANLATTIKLARI

Arkeolojik kazı günümüzde artık sadece bildiğiniz anlamda kazı değil.

Gün ışığına çıkartılan eserlerin korunmasından, restorasyonundan tutun, disiplinler arası bilimsel araştırmalara, yerel halkın bilgilendirilmesine kadar kapsamlı bir süreç söz konusu.

Arkeolojinin kalbi İstiklal’de atıyor
Bereket Tanrıçası Demeter

Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Sagalassos örneğinden yola çıkarsak Sagalassos kazıları denmiyor “Sagalassos Arkeolojik Araştırma Projesi” deniyor.

Merkez Han’ın birkaç metre ilerisinde yer alan Yapı Kredi Kredi Sanat’taki muhteşem Sagalassos Sergisi’ni gezdiğiniz takdirde neden böyle dendiğini anlayacaksınız.

Belçika’daki Leuven Üniversitesi tarafından yürütülen kazıları beş yıl önce kazı başkan yardımcısı Dr. Ebru Torun eşliğinde gezmiştim.

Etrafım kazılardan çıkan bir hayvan kemiğini, ya da kömürleşmiş bir tahıl tanesini inceleyen, bilgisayarda not alan bilim insanlarıyla (arkeo-zoolog ve botanikçi) doluydu.

Arkeolojik kazıların yanı sıra sanki açık hava bir laboratuvarı geziyorum hissine kapılmıştım.

Sagalassos Sergisi’nde tekrar gördüm o kömürleşmiş tahıl tanelerini.

Arkeolojinin kalbi İstiklal’de atıyor
Tyche Heykeli M.S 2 yüzyıl

Antik Sagalassos sakinlerinin günlük yaşamlarının, yeme-içme alışkanlıklarının, inançlarının yanı sıra dönemin bitki örtüsüyle ilgili de bilgi veriyor sergi.

YURT DIŞINDA 10 AYDA 450 BİN ZİYARETÇİ

Burdur Müzesi’nden İstanbul’a getirilen 368 eserin arasında 2008 yılında kazılarda bulunan Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un heykeline ait parçalar da var.

Marcus Aurelius, Sagalassos’a damgasını vuran, Aygaz’ın desteğiyle restore edilen Antoninler Çeşmesi’ni yapan imparator.

İmparatorun 80 santimlik mermer başı, kolları, bacakları sergiye girer girmez karşınızda.

İlhan Koman’ın heykeli Akdeniz’in kanatları altında.

2007 yılında ortaya çıkartılan İmparator Hadrian ve Bereket Tanrıçası Demeter heykellerinin başlarını da sergide görebilirsiniz.

Marcus Aurelius ve Hadrian’ın başları Burdur Müzesi’nden yurt dışı sergilerine gönderilmiş ve iki ayrı sergide 10 ayda 450 bin kişi tarafından ziyaret edilmişti.

Arkeolojinin kalbi İstiklal’de atıyor
Sagalassos sergisi için uzmanların yeniden yüzlendirme tekniğiyle canlandırdıkları Romalı bir erkek

Burdur Müzesi’nde bu benzersiz heykelleri 10 yılda sadece 326 bin kişi ziyaret etmiş.

Heykeller İstanbulluların ayağına geldi ve mayıs ayının sonuna kadar devam edecek sergiyi kaç kişinin ziyaret edeceğini merak ediyorum.

Yapı Kredi Kültür Sanat’ın üç katına yayılan, “Bir Zamanlar Toroslar’da Sagalassos” sergisinde kazılarda bulunan M.S yüzyıla ait bir Romalı erkeğin kafatası ile 11. yüzyıla ait Bizanslı bir kadının kafatası dijital yüz rekonstrüksiyon tekniğiyle orijinal görünümlerine kavuşmuş.

Arkeolojik kazılarıyla ilgili iyi haber şu:

Böyle ören yerlerine halkımızın ilgisi giderek artıyor.

Sempozyumda kapsamlı bir sunum yapan Dr. Ebru Torun’a göre, Sagalassos’a son dönemlerde yabancı ziyaretçilerden fazla yerli turistler geliyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp