Top
Gila Benmayor

Gila Benmayor

gbenmayor@hurriyet.com.tr

01/12/2019

Yüksek gelirli turist nitelikli ekosisteme gelir

Yapımı yeni tamamlanan Nest Kongre ve Fuar Merkezi’nden ilk izlenimim şu:

Salon çoğunlukla koyu takım elbiseli erkeklerle dolu.

Bundan Antalya’daki otel sahipleri arasında tek tük istisnalar dışında pek az kadın olduğunu çıkartabilirsiniz.

Sabahtan saat 17.00’ye kadar kongreyi yan yana izlediğimiz, eski dost Lykia Grup Yönetim Kurulu üyesi Zeynep Silahtaroğlu bu kadınlardan biri.

35. yılını kutlayan, 517 üyeli AKTOB Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erkan Yağcı, halen 15 milyon turist ağırlayan Antalya’nın 2023 yılı için 20 milyonu hedeflediğini söylüyor.

Yağcı’nın Antalya ve tüm turizm için vurguladığı şu noktalar önemli:

· 2 yıldan beri yakalamaya çalışılan “sürdürülebilir ve istikrarlı büyüme” trendi henüz tamamlanmadı.

· Thomas Cook gibi köklü bir şirketin iflasının tetiklediği durum başta olmak üzere dünya turizminde yeni dengeler oluşuyor.

· İspanya, İtalya, Yunanistan gibi rakip ülkeler turizm tesislerini yenilemek için yeni atılımlar içindeler.

· Konaklama vergisi adı altında öngörülen vergi sektöre yeni yükler getirmemeli. Bu noktada Yağcı, dünyada turizm sektörünün gelişmesi için vergi yükünün hafifletildiğine dikkat çekiyor. Turizmi henüz İspanya’nın seviyesine gelmemiş olan, 2023 yılı için 75 milyon turisti hedefleyen Türkiye’nin aksi uygulaması sektörün sağlığı için iyi değil.

Yüksek gelirli turist nitelikli ekosisteme gelir
Aktob Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erkan Yağcı

NİTELİKLİ EKOSİSTEM NEDİR?

Öte yandan yine Erkan Yağcı’nın üzerinde durduğu, “gelen turist sayısına paralel gelir elde edilmemesi” de sektörün başka bir zayıf yönü.

Geçenlerde kurulan İstanbul Turizm Platform’unda da bu sorun dile getirilmişti.

İstanbul ve Antalya’ya gelenlerin pek çoğu yüksek gelirli turist sınıfına girmiyor.

Zaten rakamlar da bunu ortaya koyuyor.

Turist ağırlamada dünyada 6. sırada olan Türkiye, kişi başı 547 dolar ile turizm gelirinde 13. sırada.

ABD’nin turist başı geliri 2964 dolar, İspanya’nın ise 891 dolar.

“Yüksek gelirli turist, nitelikli ekosisteme gelir” diyor Yağcı.

Nitelikli ekosistemi şöyle açıklıyor:

“ Havalimanı, oteli, alt yapısı, sokakları, müzeleri, kültür-sanat faaliyetleri, parkları, ulaşım sistemi, restoranları, gece kulüpleri, barları, kafeleriyle turistin sınır kapısından itibaren şehirde vakit geçirdiği her yer kaliteli, nitelikli olmalıdır”.

Bildiğim kadarıyla milyar dolarlık otel yatırımlarına ev sahipliği yapan Antalya’nın alt yapısının oldukça büyük eksiklikleri var.

Nitekim Yağcı konuşmasında, alt yapı yatırımlarının aksatılmaması, denizlerin ve plajların tertemiz olması gerektiğini vurguluyor.

Kongrenin ana konuşmacısı Rewe Grubu’nun CEO’su Sören Hartmann ise sürdürülebilirlik üzerinde duruyor.

Yüksek gelirli turist nitelikli ekosisteme gelir
Sören Hartmann

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE TURİZM

İklim değişikliğinin Almanya’nın bir numaralı meselesi olduğunu hatırlatan Hartmann “Türkiye turizm sektöründe dünyanın en iyi ürünlerine sahip ancak sektör iklim değişikliğini de hesaba katmak zorunda” diye konuşuyor.

Yüksek gelirli, bilinçli turistin ziyaret ettiği ülkenin iklim değişikliği mücadelesini de hesaba kattığını göz önüne almalıyız.

Örneğin Almanya’nın kömür santrallerini yasakladığı, 2038 yılına kadar bu santrallerin tümünü devre dışı bırakmaya karar verdiği bir dönemde bilinçli bir Alman kömür santrallerini bırakın yasaklamayı filtre takmayı 2,5 yıl ertelemiş bir ülkeyi ziyaret etmeden önce 2 kez düşünür.

Öte yandan iklim değişikliğinin Türkiye’de Akdeniz çanağını olumsuz etkileyeceğini, kuraklık, seller, çölleşmeyi tetikleyeceğini artık biliyoruz.

Acaba AKTOB’un iklim değişikliği mücadelesiyle ilgili bir stratejisi var mı?

Açılış konuşmalarında kulak verdiğimiz Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un kapsamlı bir şekilde sunduğu Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’na kongreyi izleyen meslektaşlar önceden yazdığı için değinmeyeceğim.

Bakan Ersoy ajans için “oldukça geç atılmış bir adım” derken haklı.

Zira İtalya bu adımı tam 100 yıl önce atmış.

İngiltere 50 yıl, İspanya 37, Fransa ise 32 yıl önce benzer ajansları kurmuşlar.

Turizmde bize göre yeni sayılan Dubai bile 22 yıl önce bir ajansa sahip olmuş.

TÜRKİYE MUTFAĞI HAFTASI KUTLANSIN

Bu arada ajansın hedefleri arasında yer alan “ürün çeşitliği” bölümünde gastronominin, sağlık turizmi, bisiklet turizmi, kültür turizmiyle birlikte yer almasına itirazım var.

Tabii ki, kültür turizmi, sağlık turizmi çok önemli ama gastronomi tek başına bir kalem olmayı hak ediyor.

Çünkü dünyanın en önemli trendi gastronomi.

Çünkü gastronominin ülke ekonomisine getirisi çok yüksek.

Çünkü gastronomi baktığınızda sağlığı da, kültürü de içeriyor.

Çünkü Türkiye’de gastronomi, gerek Gaziantep, Hatay gibi şehirlerin Unesco ağına katılması, gerek sivil toplum kuruluşlarının, iyi şeflerin gayretleriyle iyi bir yola girmiş durumda.

Tek eksiklik devletin orkestra şefliği ki bu Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nı da aşan bir şey.

Hep bu örneği veriyorum.

Fransa, İtalya gibi gastronomide öne çıkan ülkelerde Dışişleri Bakanlıkları da ülkelerinin gastronomisini tanıtma görevini üstlenmiş durumda.

Daha geçenlerde Ankara’daki İtalyan Büyükelçiliği, dünyada İtalyan Mutfağı Haftası kutlamalarını ağırladı.

Bizim de dünyada Dışişleri himayesinde bir “Türkiye Mutfağı Haftası” neden olmasın?

TURİZM TÜRKİYE’NİN PETROLÜ 

Sektörün finansman ihtiyacının yüzde 17’sini karşılayan ve turizmi “Türkiye’nin petrolü” olarak tanımlayan DenizBank CEO’su Hakan Ateş konuşmasında sektörde yapılması gerekenleri çok açık bir şekilde ortaya koyuyor:

· Dünyaya ihraç edilecek marka oteller yaratılmalı.

· Pamukkale, Kapadokya, Göbeklitepe, Bodrum gibi destinasyonlar markalaştırmalı.

· Turizm için yüksek kalitede insan kaynağı oluşturulmalı.

· Çeşitlendirilmiş finansman kaynakları yaratılmalı, sadece bankalara dayanılmamalı.

· Taşımacılık çeşitlendirilmeli.

· Teknolojik dönüşümle rekabet etmek yerine birlikte çalışılmalı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp