Top
05/01/2023

O fotoğraf için özür diledi

Taşpınar dün savcılıkta ifade verdi, “İbadethane olduğunu düşünmedim. Bu durum için gerçekten üzgünüm. Özür dilerim. İnsanların dini duygu ve düşüncelerine saygı duyan biriyim. Böyle olmasını istemezdim” diyerek özür diledi. Ben de “Camiler ve mescitler (kullanılmasa da) kutsallar mı? Oyun alanı, pasta kesilip düğün yapılacak ya da moda fotoğrafı çekilecek yerler olamaz mı?” diye sordum. İki farklı bakış açısı hâkim. Savcıya ifade veren Eda Taşpınar, “Orasının ibadethane olduğunu düşünmemiştim. Dini değerleri aşağılama gibi bir kastım yok. Özür dilerim” dedi.DİNİ DEĞERLERİ AŞAĞILAMA GİBİ BİR KASTIM YOKTURSultanahmet’teki eski cezaevine yapılan Four Seasons Otel’in bahçesindeki, halka ve ibadete kapalı olan, Hayyatin-i Hassa Mescidi’nde verdiği poz nedeniyle Eda Taşpınar dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’ndaydı, yaklaşık bir buçuk saat ifade verdi. Hürriyet’ten Ayşegül Usta’nın haberine göre Taşpınar, savcılık ifadesinde özetle şunları söyledi: “Instagram’da yayınlamak üzere çeşitli mekânlar ve açık alanlarda fotoğraf çektiriyorum. Otel ile de fotoğraf çekmek için görüşme yaptım. Buna ilişkin yazılı olarak otel ile görüşmelerimiz var. Otele gelmeden önce otelin neresinde fotoğraf çekeceğime karar vermemiştim. Otele girdikten sonra hazırlanmam için bana bir oda tahsis ettiler. Daha sonra fotoğraf çekeceğim alanı belirlemek için oteli gezdim. Restoranın yan tarafında bir alan gördüm. Burada Japon olduğunu düşündüğüm turistler fotoğraf çekiyordu. Ben de fotoğraf çekebileceğimi düşündüm. İçerisinde bir ibadethane olduğunu düşünmemiştim. Fotoğrafımı çeken arkadaşlar da beni bu hususta uyarmadılar. Gerçekten üzgünüm. Özür dilerim. Bu fotoğrafları, Instagramda yayınladıktan 35-40 dakika sonra yorumları görmem üzerine ve korktuğum için, kaldırdım. Dini değerleri aşağılama gibi bir kastım yoktur.”OTEL: BİZİ DERİNDEN ÜZDÜOtel müdürü Serap Akkuş imzasıyla yapılan yazılı açıklamada ise “Otelimiz içindeki, kadim tarihimizin önemli simgelerinden olan mescidimizi ziyaret eden bir kişinin çektiği ve sosyal medya da paylaştığı fotoğraflar halkımızı olduğu gibi bizi de derinden üzmüştür. Bilgimiz dahilinde olmayan bu fotoğraf ve değerlerimizle örtüşmeyen durumu tasvip etmediğimizin ve onaylamadığımızın herkesçe bilinmesini arzu ederiz” denildi.TÖVBE ETMELİ VE KEFARETİNİ ÖDEMELİİstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Karataş, “Fotoğraf montaj olabilir, başka tahayyül edemeyeceğimiz bir açıklaması olabilir. Bunu bilmiyoruz. Dolayısı ile eğer bu fotoğraf gerçekse diye başlamak gerekiyor söze” uyarısı yapıyor önce. Sonrasında da şöyle devam ediyor: “Öncelikle Müslüman bir kadının böyle bir kıyafet ile fotoğraf çektirmesi zaten haram. Bu iş bilinçli ise ibadethaneye saygısızlık, Müslümanlara hakarettir. Bu fotoğraf kilise de de çekilmiş olsa, ki asla izin vermezler, yine durum aynıdır; saygısızlıktır, hakarettir. Bu hanıma bu hakaretten dolayı dava açılmalıdır. Bunu bir gayrimüslim bile yapmaz. Bu işi yapan hanımefendi eğer Müslüman ise önce tövbe etmeli, Müslümanlardan özür dilemeli sonra da kefaret olarak, ayakkabıları ile camiye girip kirlettiği için birçok camiyi temizlemelidir. Benim alnımı koyduğum secdede senin ayakkabıların ile işin ne? Ayrıca otel de “Bu pozun çekildiğinden haberimiz yok” demek yerine dava açmalı. Sonuçta otelin mescidi.”BU YAPILAN TERBİYESİZLİKTİRİlahiyatçı-yazar Ali Rıza Demircan da şu yorumu yapıyor Mir’at haber sitesinde: “Camilerimiz bizim, yüce rabbimize ulaşmada vasıta kıldığımız mübarek mekânlarımızdır. Kâbe Allah’ın evi, dünyanın neresinde olursa olsun cami ve mescitler de Kabe’nin birer şubesidir. Kendini sanatçı zanneden haysiyetsizlerin Allah’ın evinde böyle bir terbiyesizliğe cüret etmeleri kendilerinin cesaret edeceği ya da akıl edebileceği şeyler değildir. Güya manken olduğunu iddia eden bu kişi ve yaptığı rezilliğin perde arkasında, akıl hocalarının olduğu muhakkaktır. Yoksa yarı çıplak bir şekilde camide fotoğraf çekinecek ve yılbaşı tebriki gönderecek kadar manasızlaşmanın üçüncü bir seçeneği olamaz.”MABETLERİ KUTSAMA BİLİNCİ OSMANLI MİRASIAnkara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Hayri Kırbaşoğlu, elbette camii-mescit içinde kimsenin dekolteli poz vermesinin doğru olmadığını ama meseleye serinkanlı yaklaşmanın daha uygun olacağını belirterek, “Hemen yargılıyoruz ama bakalım bu hanımefendinin dine hakaret etmek ya da mabete saygısızlık gibi bir niyeti var mıydı? Önce bunu bir sormak lazım. Belki oranın mescit olduğundan haberi yok. Niyet önemlidir. Bu konularda anlamadan yargılayan din adamlarını da anlamıyorum. Böyle magazin konularda ‘ahkam kesmek’ ucuz bir dindarlık gösterisine dönüştü maalesef. Zira bu din adamları ülkemiz veya bölgemizdeki zulümler, haksızlıklar, işgaller, katliamlar, yolsuzluklar, adaletsizlikler gibi -bir kadının mescitte poz vermesinden daha vahim- konularda sessiz kalıyor. Bu konularda da İslamiyet’in gerektirdiği hassasiyetleri göstersinler ki inandırıcı olsunlar” diyerek farklı bir bakış açısı getiriyor.KUTSALLIK TARTIŞILABİLİRProf. Dr. Kırbaşoğlu İslam’da mabetlerin kutsal olduğunun tartışılır konulardan olduğunun da altını çizerek, şöyle devam ediyor: “Sonuçta mabetler insan eli ile yapılmıştır. Peygamber efendimiz arkadaşları ile çamur ve hurma dallarından inşa etmiştir, ki İslam’ın ilk dönemlerinde camilerde günlük hayatın tüm aktiviteleri; toplantılar, buluşmalar yapılır, evi olmayanlar burada kalırdı. İslam’da mekân ve zaman sınırlaması yoktur. Hiç camii olmasa da her yerde namaz kılınabilir. Mabetleri kutsama ve dokunmama bilinci Osmanlı’dan miras kalma. Dolayısıyla cami ve mescitlerde her türlü faaliyet yapılabilir. Çocukların oyun alanı da olabilir, nikâh yapılacak, pasta kesilecek yerde. Yeter ki çocuklar, gençler camiye gelsin, dini sevsin, uzaklaşmasın.”
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp