Top
Fatih Çekirge

Fatih Çekirge

fcekirge@hurriyet.com.tr

28/01/2014

Acaba şimdi bir hukuk öğrencisi ne düşünüyordur?

BERLİN Büyükelçiliği, Almanya’da burslu okuyan 130 gence bir resepsiyon veriyor.

Gençlerin çoğunluğu hukuk, iktisat ve teknik konularda doktora için oradalar.
Bugün içine düştüğümüz tartışmanın, hukukta skandal iddialarının...
Yasama, yürütme ve yargı tartışmalarının toz dumanı arasında...
O sohbetlerden size birkaç cümle aktarmak istedim:
Hukuk okuyan bir genç şöyle diyor:
“Burada çok net gördük. Avrupa’da olduğu gibi, Türkiye’de de insan hakları ve temel haklar başlığında ciddi bir eğitim verilmeli. Bu eğitim erken yaşlarda başlamalı.”
Öyle ya...
“Haklarını bilmeyen bir toplum demokrasiyi nasıl sindirecek.”
Bir başkası kısa bir cevap veriyor:
“Almanya’da insanların birbirlerine gösterdikleri saygının benzerinin Türkiye’de de olmasını hayal ediyorum.”
Dikkat edin:
“Birbirimize saygılı olmayı hayal ediyorum” diyor.
Cumhuriyet yüzüncü yılına giderken, bir gencin hâl⠓saygıyı hayal” etmesi nasıl bir acıdır bizim için...
Öyle ya...
“Saygının olmadığı yerde hukuk olabilir mi?”
Diyelim ki bir polissin.
“Ehliyetini sorduğun vatandaşa saygı duymuyorsan...”
Diyelim ki bir şoförsün.
“Önündeki aracın arkasından kalp krizi gibi korna çalarsan...”
Ya da bir savcısın.
“Önüne gelen insana, asgari oranda saygı göstermiyorsan...”
Ve bir doktor...
Ya da sıra bekleyen bir vatandaş...
Önündeki insanın sırasına saygı duymuyorsan...
O toplumda saygı olmadığı için, en temel anlamda yaşam hukuku nasıl olabilir...
Yaşam hukuku yoksa ve o da mahkemelere yansıyorsa, o zaman en temel adalet kavramı çökmez mi?
Bugün sorsanız:
“Türkiye’de adalete güveniyor musunuz?”
Kim hiç düşünmeden “Evet” diyebilir.
Meclis Başkanı “Çöktü” derken..
Başbakan, meydanlarda “paralel yapı” var diye konuşurken..
Nasıl “Evet” diyebilirsiniz.
İşte son TÜBİTAK raporu bazı davalarda bazı insanların boş yere hapse atıldığını söylüyor.
Üstelik “birileri” suçlamalara temel olan delillerle oynadığı için...
İddia bu...
Ve gerçekten vahim... Korkutucu...
Bu durumda “adalete güven” nasıl olacak?
Bu iddialar ispatlanmadan ya da çürütülmeden kimin adalete saygısı olabilir?
İşte o yüzden merak ettim:
“Acaba bir hukuk öğrencisi, bu yaşananlara bakıp ne düşünüyordur?”
Cevabı Berlin’de burslu okuyan bir gençten geldi:
“Burada insanların birbirine gösterdiği saygıyı kendi ülkemde de hayal ediyorum.”
- Çok mudur bu hayal?
- Ya da zaten olması gereken normal bir değeri...
Bir genç için hayal haline getirecek kadar değersizleştirdiysek...
Kendimize ne demeliyiz?

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp