-Bu seçim meydanlarında nasıl nutuklar atılacak?
Hazirandan kasıma 5 ay var. Ama seçim heyecanındaki takvim başka işler...
Yani zaman hızlanır.
O yüzden de seçim sanki dün olmuş gibidir.
İşte o yüzden soruyorum:
"Siyasi partiler bu seçimde meydanlarda ne söyleyecek?"
Zaten söyleyeceklerinin tamamını üst üste yapılan seçimlerde söylemediler mi?
O zaman şunları sormak haktır:
EĞER: "Koalisyonu falanca yüzünden kuramadık" derlerse...
EĞER: "Koalisyonu bunun yüzünden kuramadık" derlerse...
EĞER: "Koalisyonu falanca parti yüzünden kuramadık" diye suçlamalar başlarsa...
EĞER: "Meydanlarda şehit edebiyatı" yapılırsa...
EĞER: "Meydanlarda kabahat kimde oyunu" oynanırsa...
İşte bu çok ucuz olur... Meydanlar da ucuzlar... Ve  bu millet bu ucuzluğu  yemez.

SÖYLENECEK NE KALDI

Bu defa siyasi partilerin işi zor.
Seçmenin işi daha da zor...
Daha birkaç ay önce her şeyin söylendiği bir meydanda yine aynı şeyler söylenirse seçmen sıkılmaz mı?
Bu yüzden bu seçimlerde meydanlar ruhsuz ve heyecansız olabilir... Kamplaşma yükselse de tansiyon yükselmez.
Tek bir korku var...
O da şudur:
- Türkiye şu anda bütün düşmanlarına açık bir yara gibidir...
Terör belası bu açık yaranın ta kendisidir.

ALİ BABACAN FAKTÖRÜ

AK Parti'de üç dönem şartı nedeniyle önemli isimler Meclis dışında kalmıştı. Doların 3 liraya dayandığı günlerde, üç dönem şartının ortadan kaldırılması iki ismi akla getiriyor.  Ali Babacan ve elbette Mehmet Şimşek.
Babacan en kritik günlerde ekonomi yönetiminin tek başına yetmeyeceğini söyledi.
Gerçek bir ekonomik başarı için "demokrasi" dedi.
Uludağ zirvesinde açık açık "yargıda bağımsızlık" dedi.
O nedenle inandırıcılık katsayısı yüksektir...
Eğer gerçekçi düşünürsek...
Önümüzdeki seçimlerde çok fazla değişmeyen bir tablo olursa eğer...
Bu da AK Parti'nin içinde olduğu bir hükümet anlamına gelir.
İşte o nedenle ekonomi yönetimi açısından, uluslararası finans çevreleri açısından Ali Babacan ve Mehmet Şimşek isimleri pozitif etki olarak öne çıkar.
Bu yüzden finans çevreleri aday listelerinde Babacan ve Şimşek ismi aranacaktır...

SIKIYÖNETİM İHTİMALİ

30 yıl önce...
Zaten her şey sokağa çıkma yasağı ile başlamıştı.
Sonra olağanüstü hal uygulamaları geldi.
Sonra bölgede askere tam yetki verildi.
Sonra kan durmadı.
Sonra şehit acısı, bayraklara sarılmış tabutlar üzerimize ateş gibi yağdı. Sonra analar evlatlarını düşünmeye başladı. Sonra demokrasi öne çıktı. Sivil cesaret öne çıktı. Dağdan indirme projesi başlatıldı.
Sonra, demokratik anayasa için konuşmalar başladı.
Sonra barış dolu günler başladı...
Sonra "çözüm süreci" gelişmeye başladı...
Sonra "dağdan in ovada siyaset yap" talepleri geldi...
Sonra ovada siyaset yapan HDP barajı geçti. Meclis'e girdi...
Ve geldik bugüne...
Sıkıyönetim ilanı gündemde.
Döndük mü yine 30 yıl önceye.
Yine bizim fidanlar gidiyor.
Analar oğullarına sarılıp ağlıyor.
İşte ben buna yanarım.