Dünyanın uzak denizlerine, uzak ülkelerine doğru gemiler kalkıyor...

n

 

n

500 megavatlık yüzen enerji santralları...

n

n

(Soldan sağa) Karadeniz Holding’in ortağı Orhan Karadeniz, Tayyip Erdoğan, Fatih Çekirge

n

 

n

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’la küpeşteden el sallayanları seyrediyoruz...

n

 

n

O sırada dev geminin palamarı çözülüyor...

n

 

n

Cumhurbaşkanı Erdoğan tayfalara el sallarken soruyorum:

n

 

n

- Dünyada bu boyutta böyle bir ihracat yapıyoruz. Ne hissediyorsunuz?

n

 

n

Cumhurbaşkanı Erdoğan cevap veriyor:

n

 

n

- Elbette çok heyecanlıyız. Düşünün ki burada üretilmiş bir enerji gemisi, uzak denizlere enerji götürüyor. Bayrağımızı götürüyor. İşte buradan ta Myanmar’a gidiyor. Orada hizmet verecek. Heyecanlıyız tabii.”

n

 

n

Gerçekten de Sedef Tersanesi’nde müthiş bir heyecan yaşanıyor.

n

 

n

İnsan televizyon haberlerinde değil de...

n

 

n

Böyle yakından bakıp, o dev gemilerin içindeki enerji santrallarını görünce etkileniyor.

n

 

n

Erdoğan ve Yıldırım gemiyi geziyor...

n

 

n

Teknolojiyi teker teker dinliyorlar.

n

 

n

Ve ardından...

n

 

n

Dünyanın bir numaralı yüzer santrallarının palamar çözülüşünü izliyoruz...

n

 

n

Uzak denizlere doğru Türk teknolojisini, mühendis ve işçisinin alınterini, ay-yıldızlı bayrağı dalgalandırarak götürüyor.

n

 

n

Gemi ayrılırken bir işçi yanıma yaklaşıyor.

n

 

n

Ve belki de her şeyi anlatan şu sözleri söylüyor:

n

 

n

- Fatih abi ne güzel yazmışsın. İnan gece-gündüz çalıştık. Şimdi gözlerimiz doluyor...”

n

 

n

Törenin detaylarını haberlerde bulabilirsiniz.

n

 

n

Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın heyecanını, Başbakan’ın hissiyatını...

n

 

n

Ve en önemlisi o gemi işçisinin mutluluk ve gurur gözyaşını aktarmak istedim.

n

 

n

Hayırlı olsun.

n

 

n

DENİZLERDEKİ BAYRAK MESELESİ NİHAYET ÇÖZÜLÜYOR

n

 

n

Tören, deniz ve denizcilikle ilgili olduğu için amatöründen profesyoneline kadar bütün denizcilik dünyası oradaydı.

n

 

n

Ben ise hem gazetecilik mesleğindeki büyüğümüz hem de denizlerdeki değişmez komodorumuz Necati Zincirkıran abimiz ile oradaydım.

n

 

n

Necati abi bir ara eğildi kulağıma, dedi ki:

n

 

n

- Fatih biliyor musun ki 1935’lerde İstanbul’da gaz lambası ile oturuyorduk...

n

 

n

Şimdi bak dünyaya enerji gemileri ihraç ediyoruz. Bunun farkında olmak lazım.

n

 

n

Gerçekten de insan bu yapılan büyük yatırımları sıradan bir alışkanlıkla normal sayabilir.

n

 

n

Ancak geriye doğru bakıp karşılaştırınca büyüklüğü ortaya çıkıyor...

n

 

n

Üçüncü köprüden dünyanın en büyük üçüncü havaalanına...

n

 

n

Marmaray’dan, Körfez’deki Osman Gazi Köprüsü’nden Boğaz’ı geçen tüpgeçide kadar muazzam yatırımlar.

n

 

n

Tuzla’daki törende bir kez daha anlıyorum ki...

n

 

n

Bu yatırımları yalnızca ekonomik bir değer olarak görmek yanlıştır.

n

 

n

Bunlar aynı zamanda Türk insanı için bir özgüven ve moral değeridir.

n

 

n

Bunca derdin, ateş çemberinin arasında biraz olsun övünmeye de ihtiyacımız var...

n

 

n

Gelelim denizlerimizdeki bayrak meselesine...

n

 

n

İşte iki önemli müjde:

n

 

n

Önümüzdeki bir-iki hafta içinde denizcilerin, tekne sahiplerinin büyük derdi olan bayrak meselesi çözülüyor.

n

 

n

Başbakan Binali Yıldırım bu müjdeyi verdi.

n

 

n

Artık yabancı bayraklı tekne sahibi hiçbir karşılık istenmeden Türk bayrağına geçebilecek.

n

 

n

Bu çok önemli ve değerli bir karardır.

n

 

n

Özellikle yat turizmi açısından büyük bir sorunun çözülmesi anlamına geliyor.

n

 

n

İkinci konu ise, denizciliğimizdeki bürokrasinin, yönetmeliklerin dünya standartlarına getirilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmış. İleride maddeler halinde açıklayacağım bu tarihi değişiklik tamamlanmış, iki-üç ay içinde gerçekleşecek.

n

 

n

Evet... Dün Tuzla’dan dünya denizlerine ‘özgüven ve dostluk  enerjisi’ uğurladık.

n

 

n

Hayırlı olsun.