n

Hürriyet’ten Verda Özer’in aktardığı o Erbil manzarasına.

n

 

n

Yani...

n

 

n

Obama’nın temsilcisi McGurk ve ABD’li subayların peşmerge ve PYD’yle yaptığı Erbil toplantılarına... İşte o günden sonra ABD yönetimi PYD’ye açıktan destek vermeye başlamıştı.

n

 

n

Aynen, daha önce Saddam’a karşı eğitip büyüttüğü peşmerge gibi.

n

 

n

Hatırlayın...

n

 

n

10 bin peşmerge ABD’li askerler tarafından bilinmeyen bir yerde eğitime alınmışlardı.

n

 

n

McGurk’un şubat ayında bir de Kobani ziyareti var.

n

 

n

Yani göstere göstere yapıyorlar demek istiyorum.

n

 

n

Stratejik ortak ya...

n

 

n

Çok stratejik bir şekilde kuruyor oyunu.

n

 

n

Stratejinin özeti de şu:

n

 

n

- Bu bölgede kara harekâtı yapmadan sonuç alınmıyor.

n

 

n

- Irak’ta kara harekâtına katılan Amerikan askerleri yönetim için sorun olmuştu.

n

 

n

- Tabutta dönen her Amerikan askeri, yönetime oy kaybettirmişti.

n

 

n

- Obama bunu önleyeceğini söyleyerek göreve geldi.

n

 

n

- Ama DAEŞ belası başına gelince sıkıştı. Hava harekâtı yetmedi. Kara gücü gerekti.

n

 

n

- Tek çare Amerikan askerleri yerine Kürtler devreye sokuldu.

n

 

n

- Saddam’a karşı peşmerge için yapılan şimdi DAEŞ’e karşı PYD’ye yapıldı.

n

 

n

- Silah ve eğitim.

n

 

n

- Kobani kantonu böyle gelişti.

n

 

n

- Peşmergeye verilen “Kürt özerk bölgesi” sözü, PYD’ye “kanton” olarak verildi.

n

 

n

BUGÜNE GELİRSEK

n

 

n

Türkiye açıktan söylüyor.

n

 

n

“Suriye ile 911 kilometre sınırım var.”

n

 

n

“Irak’la komşuyum.”

n

 

n

“Sınırımın dibinde demografik oldubittilere izin veremem.”

n

 

n

Ve elbette Musul...

n

 

n

Ama cevap açıktan gelmiyor.

n

 

n

Bir bakıyorsunuz, Irak Başbakanı “tehdit mesajları” gönderiyor:

n

 

n

“Türk askeri Başika’dan çıksın.”

n

 

n

- Yahu arkadaş, Saddam zamanı yardım isteyen sen değil miydin?

n

 

n

Bir bakıyorsunuz, Beyaz Saray “üstü örtülü” açıklıyor:

n

 

n

“Başika’daki Türk askeri uluslararası güç değildir.”

n

 

n

Yani?

n

 

n

“Ben Orada bulunmalarını desteklemiyorum.”

n

 

n

- E peki kimi destekliyorsun?

n

 

n

- PYD’yi destekliyorum.

n

 

n

- Niye?

n

 

n

- E sen gidip Rusya ile enerji anlaşması imzalıyorsun. Dünyanın en önemli enerji hattını açıyorsunuz. Nükleer santrallar kuruyorsunuz. Biz de Almanya da bu duruma çok üzülüyoruz.

n

 

n

İkili görüşmelerde, böyle konuşulmuyor elbette.

n

 

n

Diplomasinin oyun bahçesinde stratejik bir satranç sürdüğü için.

n

 

n

Kimse açık açık söylemiyor.

n

 

n

Ama özü budur.

n

 

n

Stratejik bir ortaklık var ya... Yıllarca Sovyetler’e karşı “Marshall yardımıyla” kanat ülke görevi yaptık ya...

n

 

n

Şimdi o kadar ihtiyaç yok bize...

n

 

n

Şu an için bölgedeki Kürtlere ihtiyaç var...

n

 

n

Onun stratejik tiyatrosudur bize yapılan. Aslı enerji savaşıdır.

n

 

n

Bu sınırlar daha önce de bu enerji savaşı yüzünden çizilmemiş miydi?

n

 

n

Hatırlayın...

n

 

n

Körfez’deki emirliklerin, krallıkların sınırları kanla değil, cetvelle çizilmiş, kan sonra “terör” adı altında akıtılmıştı.. Şimdi yine öyle oluyor.

n

 

n

Enerji savaşlarında bir “cetvel düellosu” yaşanıyor.

n

 

n

Rusya elindeki cetveli Suriye’nin Akdeniz limanlarına koyuyor.

n

 

n

Pergelin ucunu Asya’dan Avrupa’ya doğru bir enerji hattı olarak getiriyor.

n

 

n

ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya Türkiye üzerinden geçecek olan enerji hattına karşı bir başka cetvel getiriyor.

n

 

n

Pergelin ucunu da Irak-Suriye-Akdeniz hattındaki bir Kürt otonom bölgesine koyuyor.

n

 

n

Böyle yapıyorlar diye sakın onları suçladığımı sanmayın.

n

 

n

Ben bize bakıyorum...

n

 

n

Biz ne yapacağız?

n

 

n

Birbirimize mi düşeceğiz.

n

 

n

Yoksa birlik mi olacağız?

n