Top
Fatih Çekirge

Fatih Çekirge

fcekirge@hurriyet.com.tr

10/08/2015

Kasım başı erken seçim

"Koalisyon olmayacak. Kasım başında seçim var." Biliyoruz ki bugün akşam Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu görüşecekler...

 

Biliyoruz ki...

 

Bütün Türkiye bu görüşmeye kilitlenecek.

 

Biliyoruz ki...

 

Koalisyon da ihtimal dahilinde.

 

Televizyonlar, kameralar, uzman yorumları...

 

Konuşacaklar... Tartışacaklar. Yorumlar... Yorumlar...

 

Hepsini yaşayacağız.

 

Belki görüşmeler devam edecek.

 

Ama benim 'sade ses' diyor ki:

 

"Öyle konular var... Koalisyon mümkün değil. Bir kez daha seçim denenecek. Yine tek başına iktidar olmazsa, koalisyon..."

 

Yani...

 

'Kasımda seçim'

 

- Mayıs'a kalır mı?

 

- Hepsi senaryo...

 

Dedim ya...

 

Papatya falı bakar gibi koalisyon yorumları yapılıyor...

 

Bir nevi papatya koalisyonu...

 

Ankara'daki 'sade ses' bana göre kulislerin en çok içinde olan kişi.

 

Ama bir tek kez ekranlarda göremezsiniz.

 

O nedenle bana öngörüsü daha makul geliyor...

 

Yani 'komplo tüccarı' değil.

 

Ama dahası var...

 

ÜÇ DÖNEM ŞARTI KALKAR MI

 

Bütün bunların ötesinde AK Parti içinde önemli bir soru var. "Eğer Kasım'da seçim olursa üç dönem şartı ne olacak?"

 

Üç dönem üst üste seçilememe şartı nedeniyle bildiğiniz gibi AK Parti'de çok önemli isimler 7 Haziran'da Meclis dışında kalmıştı.

 

Eğer 7 Haziran onlar için bir seçim boşluğu olarak düşünülürse, kasımdaki seçimde aday olabilecekler. Ama bu defa da 7 Haziran'da seçilen bazı milletvekilleri üç dönem şartı nedeniyle kasımda aday olamayacaklar. Sanıyorum bu nedenle kasım seçimlerinde AK

 

Parti üç dönem şartını kaldıracak.

 

Böylece Ali Babacan, Binali Yıldırım, Bülent Arınç, Ömer Çelik ve Hüseyin Çelik gibi daha birçok AK Parti'nin önemli ve tecrübeli ismi kasım seçimleri için aday olabilecek.

 

Bu durum kasım seçimi için  AK Parti'de önemli bir değerlendirme ve tartışma noktası olabilir.

 

CHP İÇİN

 

Kılıçdaroğlu ise durumu tabanına anlatmakta zorluk çeken bir noktaya gelebilir mi?

 

Sanmıyorum.

 

CHP için de hızla belirlenecek yeni adaylar, önseçim süreçleri. Ya da aynı adaylarla devam.

 

Bütün bunlar parti örgütlerinde tartışmaları da gündeme getirecek.

 

CANLI BOMBA DEĞİL CANLI MÜZİK VAR

 

HAFTA sonu oğlumu Selanik yakınlarında bir tenis turnuvasına götürdüm.

 

Fırsat bu fırsat, bütün bir gün Selanik'i gezdim...

 

İzmir'in Kordon'u... Cıvıl cıvıl...

 

Kafeler, tavernalar, barlar, tıklım tıklım...

 

Ne canlı bomba var ne de canlı terör.

 

Yalnızca canlı müzik var.

 

Öyle ya... İki kıyının insanlarıyız.

 

Egeliyiz Akdenizliyiz...

 

Selanik'teki bu müthiş canlılığı görünce sordum:

 

"Bu nasıl batmak?"

 

"Yunanistan çöktü" paniği nereden geliyor? Bir açıklaması var.

 

Bir dönem Almanya'da çok sık bulunmuştum.

 

Berlin, Köln, Frankfurt, Düsseldorf, Münih...

 

Ve şimdi Selanik'te bir kez daha anladım ki...

 

Almanya yanlış yapıyor...

 

Avrupa'nın en etkin gücü olarak; paranın kasası, ekonominin motoru olarak...

 

Atina'dan, Madrit'ten, Barcelona'dan, Lizbon'dan, Düsseldorf olmasını bekliyor.

 

Ya da Frankfurt...

 

Düsseldorf nedir bilir misiniz?

 

Sabahleyin hayata fabrika düdükleriyle başlayan bir kenttir. Bütün şehir aslında bir fabrikadır.

 

İnsanlar o fabrikanın ritmine göre yaşar.

 

Mekaniktir. Ama Barcelona öyle değil.

 

Selanik öyle değil. Napoli öyle değil.

 

Sicilya öyle değil. Portekiz öyle değil.

 

Çünkü bu şehirler Akdenizlidir.

 

Ne o şehirler bir fabrika ne de o insanlar bir mekaniğin parçası. Almanya'nın anlamadığı şudur:

 

"Akdenizli olmak farklıdır. Akdeniz'den Frankfurt çıkmaz." Barcelona'yı ve Selanik'i Düsseldorf yapamazsın.

 

Münih'te ancak kasım ayında bira festivalinde eğlenmek mubahtır. Orada festivaller bile neredeyse emir komuta zincirinde yapılır. Ama Akdeniz'de festival için emir komuta zinciri işlemez.

 

Akdenizliye her gün festival...

 

O yüzden bakmayın siz Yunanistan çöktü çöküyor, ispanya battı batıyor, Portekiz bitti bitiyor laflarına. Özetle, Akdeniz Almanya'dan farklı yaşıyor.

 

Almanya bunu anlamadığı için yönettiği Avrupa'nın Akdeniz kıyılarında zorlanıyor...

 

Elbette sıkıntı var. Borç var, borsa çöküşte...

 

Ama Selanik bana diyor ki...

 

Borsa bitse de müzik bitmez Akdeniz'de...

 

İşsizlik bile bir iş, serserilik de gezgin bir makamdır Akdeniz'de.

 

Zeybeği, sirtakisi ve kahkahası daimdir...

 

En sert fırtınada bile batmaz yani...

 

Denizcidir, devrimcidir ve keşifçidir bir kere...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp