Ay-yıldızlı bir zaferdir...
Dün bu heyecanı TFF Başkanı Nihat Özdemir’le konuşuyoruz.
İlk sözü şu oluyor:
“Biliyor musun, maç bitince gözyaşlarımı tutamadım. Ağladım...”
Öyle ya...
Kolay değil.
TFF Başkanlığı ateşten gömlek...
Daha seçildiğiniz gün birileri “kemgözle” bakmaya başlar.
“Bir tökezlese” diye düşünenler olur.
Yenilseydik eğer... Ki karşımızdaki şampiyon Fransa...
Şenol Hoca’ya ayrı, Özdemir’e ayrı...
Sayısız yorum...
Sordum:
“Cumhurbaşkanımız aradı mı?”
Özdemir’in cevabı:
“Bitiş düdüğü çaldığı an benim de telefonum çaldı. Açtım. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan... Nasıl mutluydu. Her birimizi ayrı ayrı tebrik etti...”
Evet, Fransa zaferi çok önemlidir.
Daha da önemlisi...
Yıldırım Demirören’in başarılı yönetiminin devamında, Türk futboluna dostluk ve sevgiyi getirecek olan Nihat Özdemir’e “Hoş geldin başkan” demek gerekiyor..
İMAMOĞLU’NUN SİNİR KATSAYISI
SİYASET öyle bir şeydir ki...
Muhteşem nutuklar atarsın...
Harika ilişkiler kurarsın...
Gönüllere girersin...
Umut olursun...
Rakipler üzerine gelir. Saldırılar, tartışmalar yaşarsın...
Bin çeşit engeli atlar geçersin...
Seni kızdıracak onlarca sözün kenarından dolaşıp çalım atarsın...
Ama an gelir...
Bir söz, bir hareket, bir çıkış, kontrolsüz bir laf ağızdan çıkınca...
İşler karışır.
Sosyal medyada büyük bir tartışmaya neden olan sözler eğer CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu tarafından devletin valisi için söylenmişse; yani hakaret gerçekleşmiş ise işte bu o andır.
Yani sinir katsayısının çatladığı andır.
Çünkü hakarettir.
Bırakın devletin valisi olmasını, kimseye söylenecek söz değildir.
Ayrıca valilik devleti temsil eden bir kurumdur. Cumhuriyet’in oradaki temsilcisidir.
Siyasete gelince...
Siyaset bir maratondur.
Rahmetli Demirel’in dediği gibi...
“Siyaset maratondur... Maraton 42 kilometre 195 metre koşulur. Unutmayın, 195 metresi de vardır...”
Siyasetin ustası ne güzel anlatmış.
Diyebilirsiniz ki “Ordu Valisi protokolü uygulamıştır”...
Kiminiz diyebilir ki “Bilerek tahrik etmiştir”...
Hangisi olursa olsun... Eğer böyle bir hakaretin edildiği hukuken, resmen tescil edilirse...
Söylenen sözün haklılığı yoktur.
Bir siyasetçi için hiç yoktur.
Belli ki bunca olaydan sonra İmamoğlu’nun sinir katsayısı yükselmiştir.
Bu olayla ilgili onlarca yorum yapılabilir.
Hukuk ayrı çalışır ama... Eğer mahkeme nezdinde bu hakaret tespit edilirse...
İmamoğlu önce Ordu Valisi’ne bir özür borçludur.
Siyasette 42 kilometreyi önde koşabilirsiniz ama... Demirel’in sözünü ettiği 195 metre çok önemlidir.
