DOĞU Afrikanın tropik bir adasında...
Hint Okyanusunun ortasında.
Dev palmiyelerin sardığı bir deniz lokantasında Merhaba diyerek geldi.
Sonra İngilizce devam etti:
Size bir sürprizim var...
Elinde bir Türk pasaportu tutuyordu.
Acaba pasaportu mu düşürdük diye panikledim.
Ama hayır!
Adı Mary Lou...
Türk pasaportu da kendisinin.
Ve bir hikâyesi var.
1950lerde Rumların sürgünü sırasında ayrılmış babası Gökçeadadan.
Kovulmuş yani. Apastol Vasilaki...
Önce Avrupa... Yunanistan.
Sonra bir tütün işi için Tanzanyaya gitmiş annesi-babası.
Mary Lou Zanzibarda dünyaya gelmiş.
Yani Gökçeadalı bir Afrikalı.
Şimdi adanın en güzel tesisini işletiyor.
Ve belirli bir yaşa gelince köklerini aramaya başlıyor.
Annesinden dinlediği Gökçeada güzelliklerini...
Hafızasında bir siluet gibi duran İstanbulu...
Atlıyor geliyor...
Gökçeadada kalıyor.
Annesinin yürüdüğü sokakları geziyor.
Sonra gidip Türk pasaportunu alıyor.
Yunan pasaportuyla değil, Türk pasaportuyla geziyor dünyayı.
Nasıl cana yakın, nasıl dost, nasıl bir Akdenizli... Nasıl bir adalı...
Marmaradan Hint Okyanusuna kadar adalı.
Bakın diye zeytinyağını gösteriyor:
Ben burada İtalyan zeytinyağını bitirdim. Türk zeytinyağı var...
Mary Lou hepimizden daha çok Gökçeadalı.
Bir o kadar İstanbullu...
O yüzden diyorum ki...
Rahimdir. Kadimdir. Köklüdür. Anadır.
Süremezsin. Atamazsın. Koparamazsın.
Kadındır...
KADIN 2
Iriniyi de süremediniz.
Hatırlayın... Ailesiyle Atinaya göç etmek zorunda kalmıştı. Küçücük bir kızdı.
Her gece babasından Büyükadayı dinledi.
Prinkipo...
Babası Atinada öldüğünde, hukuk fakültesini bitirmişti. Avukattı.
Bir sabah kalkıp İstanbula geldi.
Her gece Büyükadayı anlatarak ağlayan babasının kemiklerini adaya getirmek istiyordu.
Doğduğu topraklara. Ama ne Yunanistan izin verdi. Ne de Türkiye kabul etti.
O da adalı birkaç arkadaşıyla anlaştı. Bir gece çıkarttı babasının kemiklerini.
Attı arabanın arkasına. Doğru İstanbul...
Ve gizlice bir ayinle gömdü babasının kemiklerini, doğduğu Büyükadaya...
Hepimizden daha çok adalıdır İrini...
Kadındır. Sökemezsin. Süremezsin. Çekip alamazsın ruhunu...
KADINLAR
Jandarmanın gözlerinin içine öyle bir baktı ki...
Her gece kemer tokasıyla dövülen kadın. Dayandı valinin kapısına.
Git kocanın evine diyen devlete öylesine direndi ki...
Efsane oldu köyünde...
Ve Zozan...
Vanda kaç kadının hayatını kurtardı.
Sığınma evlerinin adresleri kalbine yazılıdır.
Ve Halime. Ve Çiğdem. Ve Emel. Ve Başak. Ve Burcu. Ve Güler. Ve Vuslat..
Ne kadar azsınız...
2950 belediye başkanından sadece 25isiniz.
81 validen yalnızca 1isiniz.
Ve ne kadar çoksunuz.
Ki çok seviyoruz sizi..