Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Özbekistan’dan getiren A330 uçağı yoldayken ilginç bir olay yaşanıyor.

n

 

n

***

n

 

n

Gazeteciler konuşmak üzere Cumhurbaşkanı’nın yanına gittiklerinde gündemde olan pek çok konu üzerinde kendisinin açıklamalarını alıyorlar.

n

 

n

Buna karşılık Erdoğan Türkiye’de büyük bir gürültü kopartan çocukların cinsel istismarıyla ilgili yasa değişikliği konusundaki tartışmaya girmemek konusunda büyük bir dikkat gösteriyor.

n

 

n

***

n

 

n

O sırada Türkiye’de ortalık yıkılıyor. Tek konu bu...

n

 

n

O gün herkes Cumhurbaşkanı’nın bu konudaki sessizliğini kanunu engellemek istemediği şeklinde yorumluyor.

n

 

n

***

n

 

n

Ancak aradan geçen 18 saat, olayın hiç de böyle olmadığını gösteriyor.

n

 

n

Çünkü aşağıda, AKP’nin iktidara gelişinden bu yana ilk defa çok ilginç ve önemli bir gelişme yaşanıyor.

n

 

n

İkinci yazıda onlara bakalım.

n

 

n

ADALET BAKANI’NIN KARŞISINDA OTURAN KADINLAR KİMDİ

n

 

n

CUMHURBAŞKANI 18 Kasım günü saat 19.30’da Türkiye’ye dönüyor.

n

 

n

Cinsel istismar kanunu ile ilgili tek kelime etmiyor.

n

 

n

Ancak bunun üzerinden 18 saat geçmeden, çok önemli bir gelişme oluyor.

n

 

n

19 Kasım günü Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya iki ayrı sivil toplum örgütü temsilcilerini kabul ediyor.

n

 

n

***

n

 

n

Bunlardan biri TİKAD (Türkiye İş Kadınları Derneği)...

n

 

n

Öteki ise KADEM (Kadın ve Demokrasi Derneği)...

n

 

n

Biri, daha çok seküler kadınların kurduğu kuruluş.

n

 

n

Öteki ise daha çok AKP’ye yakın muhafazakâr kadınların kurduğu bir dernek.

n

 

n

***

n

 

n

O gün Adalet Bakanı Bozdağ’ın karşısına oturan kadınlardan biri de Sümeyye Erdoğan Bayraktar...

n

 

n

Bu konuda başından beri sürdürdüğü tutarlı duruşu orada da devam ettiriyor.

n

 

n

***

n

 

n

Bundan 48 saat sonra bu defa AKP’nin kadın vekilleri ve yöneticileri Başbakan’ın karşısına oturuyor.

n

 

n

Onlar da Meclis’teki öteki partilerin kadın milletvekilleri ile aynı saftadır.

n

 

n

Ve bu gelişmelerin sonunda kanun geri çekiliyor.

n

 

n

A330’DA SÖYLENMEYEN EN ÖNEMLİ CÜMLELER KADINLARA SÖYLENİYOR

n

 

n

VE son noktayı, Cumhurbaşkanı Erdoğan koyuyor.

n

 

n

A330’da söylemediği sözü, İstanbul’da kadınların katıldığı toplantıda söylüyor:

n

 

n

“Kanuni yaş sınırının altında evlilik kültürü varsa siz istediğiniz kadar kanunu çıkarın.

n

 

n

Öncelikle toplumda bu yönde bir anlayış değişikliğinin gerçekleşmesi, bunun adımlarının atılması gerekiyor.

n

 

n

Örflerde, âdetlerde, geleneklerde kadının istismarıyla ilgili bunlar inancımıza, kadim kültürümüze aykırıdır.”

n

 

n

Son nokta...

n

 

n

Seküler ve muhafazakâr kadınlarımız ilk defa el ele vererek muazzam bir dönüşümün ilk adımını attılar.

n

 

n

Çok önemli bir ilki başardılar.

n

 

n

Bu konuda başta Devlet Bahçeli olmak üzere MHP’nin yapıcı yaklaşımı da son derece önemliydi.

n

 

n

Cumhurbaşkanı’nın cuma günkü sözleri ise hepimize çağdaş bir hedefi gösterdi.

n

 

n

Umarım bu harika kadın ittifakı hepimiz için utanç haline gelen bu konunun çözümü için verdiği umudu kaybettirmez.

n

 

n

İNTERNET SİTESİ ‘ERKEKSEN ÖFKENİ YEN’ DİYE AÇILAN MUHAFAZAKÂR KADIN DERNEĞİ

n

 

n

KADEM (Kadın ve Demokrasi Derneği) AKP’ye yakın bir sivil toplum kuruluşu.

n

 

n

Başkanı Doç. Dr. Emine Sare Aydın Yılmaz...

n

 

n

Başı açık bir kadın.

n

 

n

Başkan Yardımcısı ise Sümeyye Erdoğan Bayraktar...

n

 

n

Derneğin internet sitesinin açılışı çok ilginç.

n

 

n

Önce İstanbul’da yapılan Adalet Zirvesi’nin tanıtımı var. Açılış sayfasında dikkatimi en çok şu motto çekti:

n

 

n

“Erkeksen öfkeni yen...”

n

 

n

Dikkat çekici bir başka motto ise şu:

n

 

n

“Adalet için ses ver...”

n

 

n

Bir de çok çarpıcı hashtag var:

n

 

n

“Hangi yüzle...”

n

 

n

Bunu kime söylediklerini çıkaramadım...

n

 

n

 

n

TİKAD’INKİ DAHA NÖTR BİR İNTERNET SİTESİ

n

 

n

 

n

TİKAD (Türk İş Kadınları Derneği) daha çok seküler iş kadınlarını bir araya getiren bir dernek.

n

 

n

Bir anlamda Kadınların ‘TÜSİAD’ı’ da denilebilir.

n

 

n

Başkanı Nilüfer Bulut, Malatya doğumlu, ekonomi eğitimi almış, aile şirketinde çalışmış, sonra da kendi reklam ve iletişim ajansını kurmuş başarılı bir iş kadını.

n

 

n

İkinci Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan.

n

 

n

Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan.

n

 

n

Hülya Avşar da derneğin üyesi.

n

 

n

Derneğin internet sitesinin açılış sayfası profesyonel, sade... Hiçbir motto veya slogan yok.

n

 

n

Renksiz bile denebilir.

n

 

n

CASTRO’NUN ÖLÜM PROGRAMINA NEDEN CHE TİŞÖRTÜ İLE ÇIKTIM

n

 

n

TABİİ ki Castro’nun ölüm haberini, sabah beni uyandırarak eşim Tansu verdi...

n

 

n

Hemen arkasından CNN Türk’ten aradılar.

n

 

n

Skype’le bağlanıp konuşacaktım.

n

 

n

Üzerime Küba’dan aldığım bir Che tişörtü giyerek çıktım. Üzerine de bir eşofman üstü...

n

 

n

Küba’ya iki defa gittim. Bütün Havana’da bir Castro tişörtü aradım ama bulamadım.

n

 

n

Şehirde her yerde Che afişleri, heykelleri, tişörtleri vardı ama bir tek Castro tişörtü yoktu.

n

 

n

İstemiyormuş.

n

 

n

Kardeşinden öğrendik ki, cenaze töreni de istemiyormuş.

n

 

n

İşte onun bu mütevazılığını anlatmak için giydim Che tişörtünü... Arkadaşını yüceltirken, kendini saklayan lider olduğu için.

n

 

n

Güle güle gençliğimin büyük efsanesi...

n

 

n

Sen istemesen de biz seni gönlümüzde büyüteceğiz...

n

 

n

Ve son yıllardaki haline bakıp “Tonton bir sosyalist” olarak hatırlayacağız.

n

 

n

CASTRO LİSTESİ

n

 

n

- Spotify Top 50 listemin başına Castro’yu anlatan bir şarkıyı koydum.

n

 

n

Carlos Puebla: “Y en Eso Llego Fidel”.

n

 

n

- Tabii ki bugün yine “Hasta Siempre” dinleme günü...

n

 

n

Tercihim Los Machucambos yorumu...

n

 

n

Tabii Nathalie Cardone’nin harika disco cover’ı da olabilir.

n

 

n

- Onun Küba’sının romantizmi anlatan bir şarkı olarak “Dos Gardenias”. Tercihim Luis Frank Arias yorumu.

n

 

n

Sana da “Hasta Siempre Comandante...”

n

 

n

NEDENSE BANA ‘SUİCİDE SQUAD’ FİLMİNİ HATIRLATAN HARİKA ŞOV

n

 

n

- ETRAFIMDA insanlar havada koşuşuyor...

n

 

n

- Tepemdeki tavan bir su havuzu haline gelmiş...

n

 

n

İçinde 4 kadın kendini bir uçtan bırakıp ötekinden çıkıyor...

n

 

n

- Su tavan yavaş yavaş üzerimize iniyor...

n

 

n

Dokunuyoruz o tavana...

n

 

n

- Yan tarafta DJ kulübesinde, Milos Forman’ın “Amadeus” filminden fırlamış çılgın bir Mozart, bir Mad Max kahramanına dönüşmüş, var gücüyle önündeki dev kamyon kornalarına basıyor.

n

 

n

- Tam karşıdaki sahnede ise bana “Suicide Squad” filminindeki Harley Quinn karakterini hatırlatan kadın ve erkekler çılgın bir sokak dansı yapıyor.

n

 

n

- Antonioni’nin “Zabriskie Point” filminin son sahnesindeyim.

n

 

n

Beyaz çerçeveler kafamızda patlıyor, etraf on binlerce kâğıt parçacığıyla kaplanmış.

n

 

n

Bu konfeti tipisi altında sanki yeniden, dünyamızın Birinci Dünya Savaşı öncesindeki büyük yıkımına hazırlanıyoruz.

n

 

n

- Bir şeylerin sonundayız ve o an aklıma Johnny Depp’in ofisinin duvarında yazılı olan o iki kelime geliyor:

n

 

n

“Infinitum nihil”... Ebedi hiçlik...

n

 

n

Delirmiş gibiyim. Şovun bir parçasıyım.

n

 

n

***

n

 

n

Geçen perşembe akşamı Volkswagen Arena’da “Fuerza Bruta” gösterisini işte bu duygularla izledim.

n

 

n

Bana göre “Cirque du Soleil” yüzyılını kapatıp, postmodernite yüzyılını açan bir şov.

n

 

n

***

n

 

n

Teşekkürler Fuerza Bruta...

n

 

n

Teşekkürler Vakkorama...

n

 

n

Teşekkürler, beni davet edip, “Mutlaka gelmelisin” diyen sevgili dostum Cem Hakko...

n

 

n

Bir kere daha anladım ki, ben bugünün değil, yarının çocuğuyum...

n

 

n

Hatta öbür günün...

n

 

n

Derin bir uykuya dalıp, dünyanın üzerine heyula gibi çöken kâbus liderler yüzyılını atlamak istiyorum...