Top
18/11/2015

Yaralı, kendini ölü bedeninin yanında duruyor sanıyordu

Birçok doktor gönüllü olarak görev yerlerine ve olay mahalline koşmuş.

n

Bu arada psikologlar da kendiliklerinden harekete geçmiş.
Ancak çok ilginç bir durumla karşılaşmışlar.
Saldırıdan kurtulan yaralılar baş uçlarına gelen psikologları istememişler.
Çok öfkelilermiş, hatta psikologlara karşı düşmanca bir havaya girmişler.

n


* * *

n


Le Figaro gazetesine konuşan bir yetkili, “Yaralı kişiler, sivil oldukları halde, kendilerini askerlerle aynı durumda görüyorlardı” diyor.
Aynı yetkilinin en ilginç gözlemi şu:
“Çoğu kez zaman ve bulundukları yerle ilgili gerçekliği kaybediyorlar. Kendilerini, ölü bedenlerinin yanında duruyor sanıyorlar.”
Ancak psikologlar kendileri ile ilişki kurunca, normale dönüyorlarmış.

n


* * *

n


-Travmayı yaşayan kişilere, bir hafta sonra tekrar gelmeleri tavsiye ediliyormuş.
-İlginç gözlem. Travma yaşayanların çoğu aynı psikoloğa gelmek istiyormuş.

n


* * *

n


Peki insanlar terör korkusuna karşı nasıl yaşayacaklar.
Bir psikolog cevabını şöyle veriyor:
“En iyi çare dayanışma..”

n

 

n

Çocuklara bilgi vermek her şeyi anlatmak değildir

n

 

n

ANKARA’da 100’den çok vatandaşımızı kaybettiğimiz bir trajedi yaşadık.
-Çocuklarımıza bunu anlatmalı mıyız?
Fransız çocuk psikolojisi uzmanı Beatrice Copper–Royer şöyle cevaplıyor:
“Tabii ki anlatmalısınız. Çünkü okula gidecek, orada arkadaşları ile bu konuyu mutlaka konuşacak. Şunu bilmeliyiz ki ‘kolektif bir travma’ durumu ile karşı karşıyayız.”
-Saldırıya uğrayan ve travmayı yaşayan bizsek ne yapmalıyız?
“Olaydan sonra hemen anlatmayın. Çünkü hâlâ olayın etkisi altındasınızdır. Ama şunu unutmayın. Anlatmak, her şeyi söylemek değildir.”

n

 

n

Paris Büyükelçiliğimizin penceresinden ne gördüm

n

 

n

Hürriyet

n

 

n

OLAYIN burada yaşayan Türklerle ilgili bölümünü öğrenmek için Paris Büyükelçiliği’ne gidiyorum.
Lamballe Caddesi’nin büyükelçiliğimizin bulunduğu bölümünde yol açık.
İlk dikkatimi çeken şey, elçilik binasının üzerindeki yarıya indirilmiş bayrak oluyor. Ancak kaldırımların iki tarafına demir parmaklıklar konmuş.
İlk anda tam savaş kıyafeti ve teçhizatı ile 6 asker gözüme çarpıyor.
Afrika kökenli asker bana çok nazik bir sesle geçin diyor.

n


* * *

n


Ana kapının camları, ayna gibi, içeriyi göstermiyor.
Beni güvenlik görevlilerinin şefi karşılıyor.
Pasaportumu ve cep telefonumu orada bırakmamı istiyor.
Kurallar herkese geçerli... Bu disiplin hoşuma gidiyor.

n


* * *

n


Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Hakkı Akil’i Roma büyükelçiliği döneminden tanıyorum.
Türkiye’nin en açık fikirli, sanata ve kültüre en yakın büyükelçilerinden biridir.
Yakında emekliye ayrılması, Türk diplomasisi için büyük kayıp olacak.

n


* * *

n


Paris Büyükelçisi’nin odasına ilk defa giriyorum.
İnanılmaz bir Paris manzarası var.
Geniş ve oval penceresi elçiliğin rezidans binasına ve bahçesine bakıyor. Geride ise Eyfel ve Paris bütün haşmetiyle görülüyor.
Elçiliğin yarıya inmiş bayrağı buradan çok daha iyi görünüyor.

n


* * *

n


Büyükelçi Akil, kendinden emin bir aydın. 24 Nisan günü Fransız televizyonlarının en sert gazetecilerinin karşısına çıkıp Ermenilerle ilgili bütün soruları cevaplayacak kadar kendinden emin.
Ondan son rakamları öğreniyorum.
Fransa’da 600 bine yakın Türk kökenli insan yaşıyormuş.
Bunların 300 binden fazlası Fransız vatandaşıymış. 200’e yakın yerel yönetimde görev almışlar.

n


* * *

n


Peki Charlie Hebdo ve son katliamdan sonra Türklerin evlerine ve işyerlerine saldırı gibi olaylar var mı?
“Ufak tefek bazı olaylar var ama şimdilik sakin görünüyor” diyor.

n

 

n


Fransız medyası Ankara’nın yaptığı iki uyarıyı gördü

n

 

n


-BUGÜNE kadar IŞİD’e karşı mücadelede Ankara’ya hep eleştirel gözle bakan Fransız medyası dün ilk kez Ankara’nın yaptığı uyarıları gündeme getirdi.
Ankara, Bataclan’ı basan terörist İsmail Ömer Mustafa konusunda Fransız polisini iki defa uyarmış ama bir cevap alamamış.
Le Figaro gazetesi bunu dün iç sayfasının manşetinden duyurdu.

n

 

n

Canlı bombalara kamikaze demek doğru mu

n

 

n

-FRANSIZ gazete ve televizyonları teröristler için “kamikaze” ifadesi kullanıyor.
Sözlüğe baktım. Tabii kelimenin kökeni, kendini vatanı için feda eden Japon pilotlarından geliyor.
Genel anlamı ise şu: “Bir dava için kendini feda eden kişi.”
Bu kelime nedense bana terör olayını hafifleten bir anlam taşıyor gibi geliyor. Ayrıca bu kişilere “komando” denmesini de yadırgadım.

n

 

n


Cami imamlarını sınır dışı etmek sorunu çözer mi

n

 

n

-TERÖRİSTLERİN yaşadıkları mahallelerdeki komşularından gelen tanıklıklar genellikle şöyle:
“Sakin çocuktu. Yolda bana hep selam verirdi.”
Çoğu, kasabalarındaki camilere gidiyorlar. Tabii bu da “Acaba radikalleşme camide mi başlıyor” sorusunu gündeme getiriyor.
Bazı tanıklar, cami imamlarının radikal söylemleri olduğunu söylüyor? Ama radikallik ne?
Mesela Luce Camisi imamı için bir gazetede, “Radikal hiçbir vaazı olmadı” ifadesini okudum.
Ancak bir başka gazeteye konuşan tanık “Radikal söylemi vardı” diyor. Bu da radikal cami imamlarının sınır dışı edilmesi tartışmasını başlattı.
Ancak aklı başında Fransızlar, imamların eğitimi üzerinde çalışmanın daha yararlı olacağını söylüyor.

n

 

n

S fişli kişilerin ayağına elektronik pranga

n

 

n


-KATLİAM özgürlük tartışmalarını da tetikledi. Cumhurbaşkanı Hollande acil durum halini bir süre daha devam ettirmek istiyor. Bu durumda vatandaşlar yolda aranabiliyor, evlerine mahkeme kararı olmadan girilebiliyor.
Bu arada “S fişli” kişilerin ayağına elektronik pranga takılması da gündeme geldi. Yani radikalleşme eğilimindeki olağan şüpheliye takip için elektronik gözetim yapılmalı mı yapılmamalı mı tartışılıyor. İlk günkü yazımda Fransa’da 3 bin 500 S fişli şahıs var diye yazmıştım. Önceki gece televizyonda bir uzman bu sayının 10 bin olduğunu söyledi.

n

 

n


5 Kasım’da barı kapatıldı 13 Kasım’da katliam oldu

n


Hürriyet


n

OLAYIN dördüncü gününde artık şu belli.
-Paris katliamı, Belçika’nın Molenbeek kasabasında planlandı.
-Planlamanın kilit adamı bu kasabada yaşayan Fransız pasaportlu İbrahim Abdeslam isimli kişi.
-Polis onu tanıyor. Ama terörist olarak değil, kasabada karanlık işlerin döndüğü bir barın sahibi olarak fişlemiş.
Bar, kriminal kişilerin, uyuşturucu satıcılarının uğrak yeri.
Molenbeek Belediyesi 5 Kasım günü barı kapatmış.
13 Kasım akşamı Paris katliamı gerçekleşti.
Bar IŞİD katliamının planlandığı yerdi.
Belçika istihbaratı da atlamıştı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp