Soyunma odası 3 bölümden oluşuyor.

n

 

n

Girişin sol tarafında küçük bir oda var.

n

 

n

Sağda bir masa, üzerinde su şişeleri duruyor.

n

 

n

Bu odada Obradoviç oturuyor.

n

 

n

Sağ taraftaki kapıdan girişte ise iki bölüm var.

n

 

n

Öndeki küçük bölümde takımın henüz çok geç oyuncuları oturuyor.

n

 

n

Arkadaki büyük salon ise sahaya çıkacak oyunculara ait.

n

 

n

n

 

n

HÜRRİYET SOYUNMA ODASINDA

n

 

n

Maça 45 dakika kala başkanın Obradoviç’e söylediği söz...

n

 

n

OBRADOVİC henüz takım elbisesini giymemiş.Ancak maça tam konsantre olduğu yüzünden anlaşılıyor.

n

 

n

Belki sadece bir his, ama sanki biraz stresli gibi görünüyor bana.

n

 

n

Aziz Yıldırım’la sıcak bir şekilde kucaklaşıyorlar.Başkan daha sonra yanda oyuncuların bulunduğu büyük salona geçiyor ve onlarla selamlaşıyor.

n

 

n

Ayrılırken, gülerek hocaya şu espriyi yapıyor:

n

 

n

“Ben birinci sırada oturuyorum. Maçta bir ihtiyacın olursa hemen bir işaret yap, anında sahaya girerim…”

n

 

n

Obradovic gülerek “Olur” diyor.

n

 

n

Aziz Yıldırım tabii ki sahaya girmedi.Ama şaka olarak söylenen bu sözün, maç sırasında ne anlama geleceğini görecektim.

n

 

n

HÜRRİYET SOYUNMA ODASINDA

n

 

n

Hoca CSKA-Lokomotiv Kuban maçı için neler söyledi?

n

 

n

MAÇ öncesi soyunma odasında Obradoviç’e soruyorum:

n

 

n

“CSKA-Lokomotiv maçını seyrettiniz mi? Görüşünüz nedir?”

n

 

n

“Hayır seyretmedim. O maç sırasında hep çocuklarla konuşuyordum.”

n

 

n

Ancak ertesi sabah öğreniyorum ki, yardımcısı cumayı, cumartesiye bağlayan gece, sabaha kadar o maçın videolarını seyretmiş ve hocanın istediği notları çıkarmış.

n

 

n

JACK NİCHOLSON’UN OTURDUĞU KOLTUĞUMUN FİYATI NEYDİ

n

 

n

LAKERS’ın maçlarında kameralar ne zaman sahanın kenarındaki birinci sırada oturan Jack Nicholson’u gösterse, “Keşke bir gün ben de öyle bir koltukta büyük bir maçı seyretsem” diye düşünürdüm.Önceki akşam Platinium biletimle oturduğum koltuk 1’nci sıraydı. Biletin fiyatı ise 1475 Euro’ydu.

n

 

n

n

 

n

HÜRRİYET SAHA KENARINDA

n

Fenerbahçe’nin dün geceki maçta iki coach’u vardı

n

 

n

AZİZ Yıldırım’la birlikte son defa, Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu ilan ettiği Sivasspor maçını birlikte izlemiştim.

n

 

n

Bir basket maçını ise ilk defa yan yana seyrediyoruz.

n

 

n

Heyecanlı bir yapısı var ancak bir saniye bile serinkanlılığını kaybetmiyor.

n

 

n

Anlıyorum ki, en fevri çıkışlarında bile, kontrollü bir rasyonalite var.

n

 

n

Maç süresince bütün dikkati Fenerbahçe taraftarındaydı.

n

 

n

Taraftar daha çok futbol kökenli olduğu için, basket maçının psikolojisinin yönetimi farklıydı.

n

 

n

O nedenle Aziz Yıldırım bütün maç boyunca ayağa fırlayarak taraftarı yönetti.

n

 

n

Bu arada iki yardımcısını da tribünlere göndererek gerekli mesajları iletti.

n

 

n

Başkan Aziz Yıldırım gitmiş, müthiş bir tribün coach’u gelmişti.

n

 

n

Sahadaki takımı Obradovic, tribündeki takımı Aziz Yıldırım yönetiyordu.

n

 

n

Başarılı da oldu.

n

 

n

Taraftarın ikinci ve üçüncü çeyrekte düşen ritmi, son dakikalarda ve özellikle uzatmada zirveye çıktı.

n

 

n

HÜRRİYET SAHA KENARINDA

n

Son 10 dakikada hangi oyuncunun beşinci faulü alması için dua ettik

n

 

n

- AZİZ Yıldırım’la birlikte rakip takımda en çekindiğimiz futbolcu Yunanlı Ioannis Bourousis’ti..
2.13 lük dev oyunca Real Madrid oynarken çok kötü bir sezon geçirmiş ve gönderilmişti.
- Ama biraz geç girdiği maçta, hem üçlükleriyle hem ribaundlarıyla bizi en çok korkutan oyuncu oldu.
- Karşılaşmanın neredeyse son 10 dakikasını 4 faulle oynadı.
- Her an beşinci faulu alıp oyundan çıkmasını bekledik.

n

 

n

HÜRRİYET SAHA KENARINDA

n

Son 7 dakika niye başımı öne eğip ellerimle gözlerimi kapadım

n

 

n

- NORMAL sürenin son 2 dakikasına biraz umutsuz girdim.
- 1.28 dakika kala, artık dayanamaz haldeydim ve gözlerimi kapatıp, seyirciden gelen tepkileri dinleyerek maçı izledim.
- Karşılaşmanın normal süresi 72-72 bitince, böyle yapmamın takıma ugur getirdiğine inanıp, maç sonuna kadar öyle kaldım.
- Yani önce heyecan, sonra uğur yapma amacıyla...

n

 

n

HÜRRİYET MAÇTA

n

NORMAL SÜRENİN BİTİMİNE BİR DAKİKA KALA BAŞKANIN YORUMU 

n

 

n

MAÇIN normal süresinin bitmesine bir dakika var. Yanımda oturan Aziz Yıldırım, “Uzatmaya giderse bu maçı biz alırız...” O sırada başım önümde ve iki elimle gözlerimi kapatmış vaziyetteyim.

n

Heyecandan maçı seyredemez hale gelmişim, başkanın ancak sesini işitiyorum.Maçın normal süresi 72-72 bitiyor ve ondan sonrası malum.
Tahmin doğru çıkıyor...

n

 

n

‘TANIMADIĞIMIZ TAKIMDI, HİÇ DE KOLAY MAÇ OLMADI’

n

 

n

MAÇ başkanla birlikte soyunma odasına gittik. Obradovic sağ taraftaki büyük odada oyuncularla birlikteydi. Bir ara Melih öndeki odaya geldi. Yorum şuydu:

n

“Tanımadığımız takımdı. Kolay maç değildi.”

n

Dikkat ettim Aziz Yıldırım o odaya girmedi. Belli ki o an, hocanın oyuncularla başbaşa kalması gereken bir andı.

n

 

n

 BAŞKAN  BAZILARINA İSİM BİLE TAKMIŞ

n

 

n

MAÇ biter bitmez neredeyse bütün oyuncular gelip Aziz Yıldırım’la kucaklaştılar.

n

 

n

Obradovic’le çok samimi biçimde kucaklaştılar.

n

 

n

Dikkat ettim, futbol takımı oyuncuları kadar iyi tanıyor basket takımını. Her birini isimleriyle biliyor. Bazılarına kendi isim takmış. Her biriyle kişisel bir teması var.