Top
09/06/2016

Muhtaç olduğumuz kudret asil kanımızda mı mevcut

22 yaşında...

n

 

n

Doğum yeri: Kırıkkale...

n

 

n

- Yaşar Özlem...

n

 

n

26 yaşında...

n

 

n

Doğum yeri: Afyon...

n

 

n

- Ramazan Kırkboğa... 35 yaşında...

n

 

n

Doğum yeri: Kayseri...

n

 

n

- Cihan Karagözlü...

n

 

n

28 yaşında...

n

 

n

Doğum yeri: İstanbul...

n

 

n

- Gökhan Topçu... 24 yaşında...

n

 

n

Doğum yeri: Trabzon...

n

 

n

- Duha Beker... 22 yaşında...

n

 

n

Doğum yeri: Yozgat...

n

 

n

Ramazanın ikinci gününde kaybettiğimiz polis kardeşlerimizin savunduğu vatan sathı bu...

n

 

n

***

n

 

n

Bomba sadece İstanbul’un Vezneciler semtine düşmemiş.

n

 

n

Batıdan doğuya, güneyden kuzeye bir Türkiye haritası çizmiş...

n

 

n

Yani savunduğumuz vatan sathı...

n

 

n

***

n

 

n

Her Evlad-ı Fatihan çocuğu, hayatında en az bir kere, yurtdışında bir Türk şehitliğinde, meçhul asker hatırası önünde saygı duruşunda bulunmuştur.

n

 

n

Bir milli tarih vasiyetidir bize bu...

n

 

n

***

n

 

n

14 yıl önce... Bakü’deki Türk şehitliğindeyim...

n

 

n

Önümde isimsiz mezar taşları...

n

 

n

Osmanlı’nın o topraklarda şehit düşmüş askerlerinin doğdukları şehirlere bakıyorum.

n

 

n

Manisa, Trabzon, Muş, Malatya, Nablus, Kudüs, Bosna, Kırcaali, Şumnu, Manastır, Kahire...

n

 

n

***

n

 

n

Uğruna öldüğümüz o topraklar artık bizim değil...

n

 

n

Kazanan da Osmanlı’ydı...

n

 

n

Kaybeden de...

n

 

n

***

n

 

n

Mustafa Kemal ve arkadaşları şaşaalı “İstanbul’un fethi” törenleri düzenlemediler...

n

 

n

Çünkü onlar bize kurtarılmış, her sokağında Türk bayrağı dalgalanan, camilerinden ezan okunan bir İstanbul bırakmışlardı. Bir Trakya ve Anadolu emanet etmişlerdi.

n

 

n

***

n

 

n

Bir Evlad-ı Fatihan çocuğu olarak diyeceğim ki...

n

 

n

Gelin önce gönülleri fethedelim...

n

 

n

Bir millet inşa edelim.

n

 

n

Bir millet olunca, neler yapabileceğimizi bundan 100 yıl önce gösterdik.

n

 

n

***

n

 

n

Ya muhtaç olduğumuz kudret...

n

 

n

O nerede...

n

 

n

Hayır “Damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur” demeyeceğim.

n

 

n

Muhtaç olduğumuz kudret...

n

 

n

“Demokraside, adalette, vicdanda, merhamette, şirk koşmamakta, alçakgönüllülükte, kibirsizlikte,

n

 

n

dürüstlükte, vefada ve düşündüğümüzü özgürce söyleyebilme,

n

 

n

yazabilme hakkımızda...”

n

 

n

BİR TÜRK AYDINI KİM OLMAK İSTER

n

 

n

ÖNCEKİ gece yarısından sonra Kanal D’de, yazar Ahmet Ümit’le birlikte Mesut Yar’ın programına katıldım.

n

 

n

Çok geç olmasına rağmen birçok dostumdan olumlu mesajlar aldım.

n

 

n

Hemen hepsi Ahmet Ümit’i çok övdüler.

n

 

n

Ben de büyük keyifle dinledim.

n

 

n

Bir ara Mesut Yar sordu. “En çok olmak istediğiniz yazar kimdir?”

n

 

n

Ahmet Ümit, “Cervantes” dedi...

n

 

n

Gerçekten de İspanya’ya ruhunu veren yazardır.

n

 

n

Tıpkı Dante’nin İtalya’ya, Shakespeare’in İngiltere’ye, Goethe’nin Almanya’ya ruhunu verişi gibi...

n

 

n

Ama ben konuşmalarından, bir polisiye yazarı olarak en çok etkilendiği yazarın Dostoyevski olduğu kanaatine vardım.

n

 

n

KRİTİK SORU: EN BÜYÜK GAZETECİLER KİMLERDİ

n

 

n

MESUT Yar şunu da sordu: “Sizce en büyük gazeteciler kimlerdi...”

n

 

n

2010 sonrasını değerlendirmeye katmadım. Çünkü çok zor şartlar altında görev yaptılar.

n

 

n

Onları takdir ediyorum ve eminim ileride çok insan benim gibi düşünecek.

n

 

n

Benim için önemli insanlar “paradigma kırıcılarıdır...”

n

 

n

- Böyle baktığım zaman, yaptığı gazeteyi çok iyi bulmamakla birlikte, getirdiği yenilikler açısından Abdi İpekçi’nin bir paradigma kırıcısı olduğunu düşünüyorum.

n

 

n

- Necati Zincirkıran da popüler gazeteciliğin ilk önemli öncülerindendir.

n

 

n

- 70’li yılların yıldızı Güneri Cıvaoğlu’ydu...

n

 

n

- 80’li yılların paradigma kırıcısı ise hiç şüphesiz Hasan Cemal’di.

n

 

n

- Tabii popüler gazetecilikte Rahmi Turan’ı saymadan geçemem.

n

 

n

- Ama en büyük paradigma değişimi 1990’lı yıllarda yaşandı.

n

 

n

Burada Zafer Mutlu’yu sayıyorum.

n

 

n

- Ufuk Güldemir yaşasaydı, hiç şüphesiz büyük bir paradigma kırıcısı olacaktı.

n

 

n

- 2000’li yılların popüler gazete yıldızı Rifat Ababay’dır.

n

 

n

- İçeriğine hiç katılmamakla birlikte, yarattığı yeni formatlar bakımından Fatih Çekirge ve Fatih Altaylı’yı ilgiyle izledim.

n

 

n

- Dergicilikte 2 paradigma kırıcısı Ercan Arıklı ve Mehmet Yılmaz’dı...

n

 

n

- Anglosakson gazetecilik geleneğinin iki çok büyük temsilcisi hiç şüphesiz Mehmet Ali Birand ve Sedat Ergin’dir...

n

 

n

- Tabii son dönemde Can Dündar’ı ve Cumhuriyet’i ilgiyle izliyorum.

n

 

n

Patronlara gelince...

n

 

n

Bir numaraya banko Aydın Doğan’ı koyarım...

n

 

n

Onu Erol ve Haldun Simavi ile Dinç Bilgin izliyor...

n

 

n

BELMA SİMAVİ’NİN EVİNDE BİR RAMAZAN GECESİ

n

 

n

ÖNCEKİ akşam Belma Simavi’nin evinde, Erol Simavi’nin birinci ölüm yıldönümü dolayısıyla dua vardı.

n

 

n

Polonezköy’de ağaçların altında çok hafif bir yağmurun altında, hayatımın en güzel dua ekiplerinden birini dinledim.

n

 

n

Rahmi Koç, Selahattin Beyazıt, İlber Ortaylı, Murat Bardakçı...

n

 

n

Güzel bir sohbet yaptık.

n

 

n

En güzeli de neydi biliyor musunuz? Hiç siyaset konuşmadık...

n

 

n

Ve anladık ki, siyaset aradan çıkınca, geriye hâlâ güzel bir Türkiye kalıyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp