Top
Erdal Sağlam

Erdal Sağlam

erdal.saglam@radikal.com.tr

13/02/2014

Kötü yönetimle ‘en kırılgan’ ülke olduk

STANDARD and Poor’s’un (S&P) geçen haftaki görünümü negatife çevirme kararı, iç piyasalarda fazla yankı bulmadı.

Bence bunun en önemli nedeni piyasaların zaten ciddi biçimde düşmüş olması ve kötü haberi algılamak istemediği bir dönemde bulunması idi. Yoksa bu karar ciddi bir sinyal niteliği taşıyordu.
Piyasa oyuncuları bu görünüm değişikliğinin, diğer rating şirketleri tarafından devam ettirilmesi halinde sonuç doğuracağını söylediler. Bu arada OECD’nin kara listesi gündeme geldi ama yapılan açıklamayla bu korku da giderildi.
Tam işler düzeliyor derken bu kez ABD Merkez Bankası FED’in raporu ortaya çıktı. Bu tür raporlarına alışık olmadığımız FED, 15 gelişmekte olan ülkenin durumunu değerlendirip, kırılgan ülkeler sıralaması yapmış. FED’in Türkiye’ye en kırılgan ülkeler listesinin başında yer vermesi, piyasalar için sürpriz oldu. Buna rağmen piyasaların yine tepki vermediğini söyleyebiliriz. Bunun nedeni ise hem kötü habere karşı piyasaların duyarsızlığının devam etmesi, hem de FED’in bu tür raporlarına piyasaların alışık olmaması olabilir.
FED bunu neden yaptı derseniz; G-20 başta olmak üzere, aldığı kararlarla gelişmekte olan ülkeleri zor durumda bıraktığı iddiaları var ve FED yaptığı değerlendirme ile tabloya açıklık kazandırıyor. FED’in yeni Başkanı Yellen, bu konudaki sorular üzerine “Biz ABD’den sorumluyuz” türü bir açıklama yapmış. Ancak yine de FED’in üzerinde tüm dünya ekonomisinin yükü olduğu açık.
Özetle FED diyor ki; gelişmekte olan ülkeler kendi yaptıkları hatalar nedeniyle zor durumda kalabiliyorlar. Kimisi yeni politikalara daha iyi uyum sağladı, kimisi ise beceremediği için daha kırılgan hale geldi demeye çalışıyor.
Türkiye incelenen 15 gelişmekte olan ülke arasında en kırılgan ülke olurken, Türkiye’yi Brezilya ve Hindistan izliyor. Yapılan kırılganlık endeksinde cari denge ve döviz rezervleri başta olmak üzere altı faktör kullanılmış. FED’in analizine göre paralarında en büyük değer kaybını ve kamu borçlanmasında en yüksek faizi bu en kırılgan ülkeler görüyorlar.

AYNAYA BAKINCA GÖRÜLENLER

FED’in raporunda yeni durumun niye kendilerini olumsuz etkilediğini değerlendirirken, bu ülke yöneticilerinin “aynaya bakmaları” istenmiş.
Aynaya bakması istedikleri ülkelerin başında da dolayısıyla Türkiye geliyor.
Örneğin Çin’in küresel iklime önlem alarak girdiği ve en az kırılgan ülke olduğu söyleniyor.
Raporda parasal, mali ve yapısal reformların uygulanmasında sürekli ilerleme sağlanması gerektiği belirtilirken, küresel yatırımcıların hangi ülkelerin “temel kırılganlıkları” azaltmak için önlemler aldığını yakından izlediği kaydedildi.
Bu arada İsviçreli yatırım bankası UBS de Türkiye’de yaşanacak olası bir krizin Asya krizi gibi küresel ekonomiyi etkileyip etkilemeyeceğini sorguluyormuş.
Tüm bunların, her ne kadar piyasa satın almamış olsa da, ileriye dönük kötü işaretler olduğu açık. Ama hep uyardığımız gibi; ne yaptıysak kendimiz yaptık. Aynaya baktığımızda zamanında cari açığı azaltacak yapısal tedbirleri almadığımız gibi, krizi kötü yönettiğimiz, Hükümet baskısıyla Merkez’in faiz artışının geciktiği, boşuna rezerv tüketildiği görülür.
Gelinen noktada artık Merkez’in Hükümeti dinlemeyi bırakıp, gerekli önlemleri hiç gecikmeden almaya devam etmesi gerekiyor. Bu yeter mi, göreceğiz..
Özetle; küresel ekonomideki değişime karşı içeride siyasi kriz çıkaran, reformları zamanında yapmayan, “faiz kompleksi” nedeniyle Merkez’in parasal önlem almasında geciktiren, demokrasiyi gerileten Hükümet var. Aynadaki görüntü çok net; kötü yönetim.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp