Top
Doğan Hızlan

Doğan Hızlan

dhizlan@hurriyet.com.tr

17/01/2014

Sözlükler üzerine

ÇEŞİTLİ nedenlerle, başta teknoloji olmak üzere, ansiklopedilerin kullanım oranı, ilk başvuru kaynağı olarak kullanılma katsayısı azaldı.

Ancak internet bilgilerinin yazılı kaynaklardan sağlamasının yapılması zorunlu bir kural.
Ben okunma oranı düşmeyen başvuru kaynak kitaplarından söz edeceğim, sözlüklerden.
Kaçımızın masasında bir Türkçe Sözlük var?
Yıllardır bu soruyu sorduktan sonra ısrarla sürdürürüm, sadece o da yetmez. İlgilendiğimiz, çalıştığımız, uğraş gösterdiğimiz veya merak ettiğimiz her alanla ilgili bir sözlük olmalı kitaplığımızda.
Bir Yazım (İmla) Kılavuzu masa üstünde bulundurulmalı.
Yazarların dilde deformasyonların, imlâlarına özgürlük tanınmalı.
Romancılar, şairler için böyle bir kaynak sınırlaması yapılamaz elbette. Ama bilgi verdikleri için akademisyenlerin, eleştirmenlerin dil tutarlılığı sağlanmalı.
Belli alanlarda yazanların yabancı dilde sözlüklere de gereksinimi var. Çünkü gazete-dergi yazılarında bunların Türkçe karşılığı bulunmalı, en azından önerilmeli.
Uzmanlık dergilerinin bazılarında da derginin bir imla anlayışının bulunması acaba garip karşılanır mı?
Bir zamanlar Türk Dili’nde böyle bir anlayış uygulanmaya başlamıştı, yazarın kelimeleri, kavramları, eğer orada saptananlar dışında kullanılmışsa, değiştirilirdi.
Sanırım böyle bir anlayış, yazara müdahale, özgün metni, üslubu bozduğu gerekçesiyle kaldırıldı.
Meslek ve uzmanlık sözlükleri yazarın önünde bulunmalı ancak bu tür yazılarda terminolojiden kaçınmanın önemini de anımsatmalı.
Eğer Türkçe karşılığı bulunamıyorsa, öneri de yoksa, mutlaka yazıya bir dipnot konulmalı, açıklama yapılmalı.
Eski gazetelerde, daima bir sayfada küçük bir sözlük sütunu vardı, böylece bilmeyenler, o kelimeyi, o kavramı öğrendiklerinde yazıyı daha iyi anlayabilirlerdi.
Bugün bunu devam ettirmeye gerek yok elbette, ama dilimizi biliyormuş gibi yapmaya da gerek yok.

***

SÖZLÜĞE/sözlüklere bakmayınca kullandığımız sözcükler gittikçe azalır, televizyonlardan, gazete haberlerinden öğrendiğimiz kadar sayıyla yetiniriz.
Böyle bir kısırlık, bizi düşüncelerimizi anlatırken zorlar, yavanlaştırır, imgeden yoksun, yaratıcılıktan uzak bir içerik yoksulluğuna götürür.
Bugün Türkçe konusunda da, meslekler, uzmanlıklar konusunda da başvuracağımız, güvenilir nitelikte sözlüklerimiz var.
Tabii bu sözlüklere sadece bugünün Türkçesi için bakarsak gene eksik bir bilgilenmeye düşeriz.
Çünkü bugün kullanılan birçok Osmanlıca kelime var, edebiyattan musikiye kadar özellikle genç kuşak, uzmanlar dışında da birçok kimse, bu kelimelerin bugünkü karşılığını bilmezler.
Bu gerekçeyle de sözlükleri seçerken bu işlevini de ihmal etmeyin.
Sözlükler, yalnız günlük ihtiyacımızı karşılayan kitaplar değildir. Bir edebiyat yapıtını okurken de onlara bakmak gereği duyarsınız. Dil o kadar çabuk değişir ve gelişir ki, sözlüksüz okumalar zorlaşır.
İyi bir okursanız, masanızın üstünde birden fazla sözlük bulunduğu kanısındayım.
Bazı sözlükler sadece sözcüğün karşılığını yazarlar, Osmanlıca ise bugünkü dildeki karşılığını vermekle yetinirler. Oysa bu sözcüklerin kullanıldığı edebi metinlere de yer veren sözcüklerin daha geniş bir yararlılık alanı kapsadığını söyleyebilirim.

***

SÖZLÜKLERİNİZİ gözden geçirin, bu bilgiler ışığında belki yeni sözlükleri kitaplığınıza katabilirsiniz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp