Bir yandan da birçok çocuk gibi Harry Potter’ın kitap dizisini okudu ve çok sevdi. Ben de onunla birlikte serinin tamamını okudum, filmlerini de birkaç kere izledik.Ve bir gün Youtube’da Watford’da film çekimlerinin yapıldığı alanın hemen yanına yapılan Harry Potter Stüdyoları’nı gördü.Sinema okumuş, film endüstrisinin gücüne inanın biri olarak hep fırsat kolladım.Ve sonunda Atlas’ı da alarak Warner Bros Şirketi’nin açtığı Harry Potter Müzesi’ne gittik.Tüm zamanların bana göre en başarılı film serilerinden biri Harry Potter filmleri ve bir kez daha anladım ki, iyi bir şey yaptığınızda dünyanın her yerinden insanlar gelip sizi buluyor.Harry Potter filmlerini dünya çapında bu kadar popüler yapan özel efektler ve animatronikler yani multidisipliner teknolojiler olmak üzere yakından korunan bazı sırlar...Peki Atlas ile neler mi yaptık?Firebolts, çikolata kurbağaları ve Polyjuice iksirlerinin evine yolculuk ettik. Harry, Ron ve Hermione üçlüsünün giydiği büyülü setlere, ikonik aksesuvarlara ve kostümlere yakından baktık. Hogwarts’ın en iyi korunan sırlarından bazılarını keşfettik. Etkileyici Büyük Salon, Dumbledore’un ofisi ve Gryffindor ortak salonunu dolaştık, bol bol fotoğraf çektirdik. Arnavut kaldırımlı Diagon Yolu’nda yürüdük. Ollivander’s, Flourish and Blotts ve Eeylops Owl Emporium’un yanından geçerken cadıları, büyücüleri hayal ettik. Hogwarts Ekspresi’ne bindik. Duvardan kaybolmadan hemen önce bir bagaj arabasıyla poz vererek Harry’nin Hogwarts gezilerinin büyüsünü yeniden yaşadık. Süpürge sopası sürmeyi denedik.Harry’nin Nimbus 2000’i ve Hagrid’in motosikletinin önünde sohbet ettik. Gryffindor ortak salonu, erkekler yurdu, Hagrid’in kulübesi gibi film serisinin diğer unutulmaz setlerini gördük. Ve tabii İksir sınıfı...Gringotts Büyücü Bankası’nın setine de girdik. Gringott’un büyücüler bankasında, Lestrange mahzeninde, bir goblinler galerisinde yürüdük. Bogrod, Griphook’a ait kostüm ve protezleri gördük. Bellatrix Lestrange’ın hazinelerini saklamak için kullanılan Lestrange mahzeninin derinliklerine girdik.Özetle; Neredeyse bir tam gün Harry Potter Müzesi’nde vakit geçirdik.Sıkılmadan, yorulduğumuzu anlamadan...12 yayın evi reddettiama en çok satan olduJ.K. Rowling’in ölümsüz eseri Harry Potter’ı tamı tamına 12 yayınevi reddetmiş. Peki kim kitabı basmaya karar vermiş. Serinin kıymetini Bloomsburry Yayınevi’nin yöneticilerinden biri, kızına kitabı okutmaya karar verince anlamış. Bu küçük hanım Harry Potter’ı “Daha önce okuduğum her şeyden daha güzel” diyerek övünce, Bloomsburry Yayınevi kitabı yayınlamaya karar vermiş. Yani kitabı yayın evlerinden dönenler üzülmeyin. Rowling gibi yapın. Yani yazmaya devam edin.Batı AnadoluMedeniyetleriMüzesi’ni yapalım HER fırsatta yazıyorum.Yurtdışına çıktığımda kıskandığım tek bir şey var. O da mimari, şehirleşme...Koruyorlar, bozmuyorlar...Ve bu kültürü kuşaktan kuşaklara aktarıyorlar.Türkiye gibi bir ülkede daha çok müze olmalı. Harry Potter Müzesi Londra’ya iki saat uzakta bir yer ama Watford’a gittiğinizde binlerce insanın kuyrukta olduğunu görüyorsunuz.Turizmde tematik işler çok karşılık görüyor.Ve Türkiye turizmde daha fazlasını hak ediyor.Örneğin İzmir’e Batı Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni yapalım.Ve bunu anlatalım.İnanın insanlar gelir, görür, anlatırlar.Şu ilginç bilgileri de öğrendikSERİNİN yazarı ile Harry Potter’ın doğum günü aynı günmüş. J.K Rowling ve Harry’nin doğum günü 31 Temmuz. Her bir karakterin ismi özenle seçilmiş. Büyülü bitkilerin hepsi gerçek hayattan geliyormuş.Nicolas Flamel diye birisi gerçekten varmış. İskoçya, dizinin yazarı Rowling için büyük bir ilham kaynağı olmuş.Seride Latinceye ayrıca büyük bir önem verilmiş.Özel bir hayvan yapım ekibi filmler için aylarca çalışmış.Harry Potter kitapları 80’den fazla dile çevrilmiş.