Öztürk, “Sahte hesaba en çok maruz kalan ülkeler kategorisinde Türkiye’nin yüzde 49’la ilk sırada yer aldığını” söyledi ve şunu önerdi...
Sosyal medyada hesap açmak için TC kimlik numarası şart olsun...
Yani hangi hesabı kime ait olduğu, TC kimlik numarasıyla bilinsin, yalan yanlış, hakaret, manipülasyon yapan hesaplara 5 milyon liraya kadar ceza yazılsın...
Türkiye’de herhalde gerçek kullanıcıdan daha çok sahte hesaplardan paylaşım yapılıyor.
Çünkü gerçek hesap sahipleri; sahte hesaplar, troller, bot hesaplar gibi çalışmıyor ki...
MHP’li Öztürk’ün bu önerisi o yüzden üzerinde düşünmeye değer.
Kişisel verilerin kullanımına aykırı, özel hayatın gizliliği üzerinden itiraz ediliyor buna ama sahte hesabın arkasına sığınıp ona buna ateş edenlerin yarattığı terör daha mı iyi arkadaşlar?
TC kimlik numarasıyla herkesin bir hesabı olacak...
Herkes yazdığından sorumlu olacak...
Ona buna sallayanların yakasına anında yapışılacak...
Var mısınız böyle bir sosyal medya temizliğine...
MHP’li Özkan’ın önerisini hayata geçirmeye...
Maske meselesi
Maskelerin PTT eliyle değil, eczaneler kanalıyla dağıtılması doğru adımdı...
Kontrolsüzce artan fiyatların önlenmesi için, ücretsiz dağıtılması doğru adımdı... Ancak şimdi gelinen nokta bu konuda yeni bir adımı zorunlu kılıyor.
Kendimden örnek vereyim..
PTT dağıtırken, sitesine girdim kayıt oldum tam eve gelecek diye beklerken eczaneler dağıtmaya başladı...
E-Devlet’e girdim kayıt oldum eczaneye gidip alacağım diye beklerken, şimdi işyerleri verecek dendi...
Satışı yasak olduğu için parasını da verip maske alamıyorum, evde maskeler de bitmek üzere...
Ne yapacağım şimdi...
İşyerinden alacağım söyleniyor...
Ama bu maske meselesinde kontrollü satışın da sağlanması lazım artık.
Kahkaha garantili film: Ölümlü Dünya
Eve kapandığınız şu karantina günlerinde kahkahalarla gülmek istiyorsanız size bir film tavsiye ediyorum: Ölümlü Dünya... 2018’de vizyona girdiği zaman ben bu filmi sırf afişinden dolayı sulu zırtlak komedilerden biri sanmıştım. Büyük yanılmışım...
Tanıyoruz Ali Atay’dan sulu zırtlak bir şey çıkmaz, Ahmet Mümtaz Taylan sulu zırtlak iş yapmaz... Tamam da sırf o komedi adı altında her sene vizyona onlarca giren sulu zırtlak Türk filmlerine tepkimden, Ölümlü Dünya’ya da o gözle baktım...
Fena yanılmışım...
Beni son yıllarda bu kadar çok güldüren, bu kadar çok eğlendiren, gözyaşlarıyla kahkahalar attıran başka bir film olmadı.
Eline sağlık Ali Atay, Türk sinemasında çok kaliteli komedi macera filmi çekileceğini kanıtladığın için... Limonata’dan sonra Ali Atay’ın ikinci filmi bu, geçen yılın sonunda da Cinayet Süsü’nü çekti...
Ali Atay Ölümlü Dünya’da baba rolünü, Leyla ile Mecnun’dan rol arkadaşı Ahmet Mümtaz Taylan’a vermiş... Mermer Ailesi’nin babası Ahmet Mümtaz...
Aile nesillerdir Haydarpaşa Garı’nda Anadolu Tat Lokantası’nı işletiyor, ama yersen...
Çünkü asıl işleri ‘temizlik’...
Aile, kiralık katil çetesi olarak çalışıyor ve gelen talimatlar doğrultusunda önlerine geleni temizliyor...
Günün birinde işler ters gidince pılıyı pırtıyı toplayıp Kiev’e kaçmaya karar veriyorlar... Ama ne kaçış...
Gülmekten ölürsünüz.
Aile içinde zaman zaman bir absürt muhabbetler, saçma diyaloglar...
Klasik Yeşilçam tadında sahneler ve zeka kokan espriler...
Oyunculuklar müthiş...
Feyyaz Yiğit, Sarp Apak, Alper Kul, Doğu Demirkol nasıl harika bir dörtlü olmuş anlatamam. Ailenin kafasını çözmeye çalışan müstakbel gelin İrem Sak ve diğer oyuncular hepsi müthiş. Tarantino tadında biten final, bayıldım.
Vizyonda 585 bin kişi izledi bu filmi ama hakkı çok daha fazlaymış. Bulun izleyin göreceksiniz... Ölümlü Dünya’ya çok güleceksiniz...
Üç kez Merve Mermer diyebilir misiniz?
Ölümlü Dünya’nın en güldüğüm sahnelerinden biri, Mermer Ailesi’nin Kiev’e kaçmadan önce kasadaki milyon dolarları almaya gittikleri andı.
Alper Kul, 5 yıl önce kaybettiği eşi Merve’nin adını vermiş kasanın sesli şifresine...
Üç kere eşinin adını soyadını söyleyecek ve kasa açılacak.
Feyyaz Yiğit ve Doğu Demirkol’la kasayı açmaya gidiyorlar.
Siz önce takılmadan üç kere hızlı şekilde Merve Mermer demeye çalışın da sonra ortaya nasıl bir komedi çıkıyor düşünün...
Filmin hikayesini kaleme alan Aziz Kedi’ye de tebrikler.
Ölümlü Dünya’nın senaryosunu da Aziz Kedi ve Ali Atay birlikte yazmışlar.
6 dizi, 6 film
Hafta sonu eki için Posta’dan Bekir Saçar aradı, çeşitli dijital platformlardan altı dizi ve film önerisi istedi... Tabii ben tam bir son dakikacı olduğum, yazıları hep son baskı saatine yetiştirdiğim için yine aynısını yaptım... Tabii Bekir sayfayı hazırlamıştı. Neyse Posta’ya niyet, bizim köşeye kısmetmiş...
İşte çeşitli platformlardan 6 dizi ve 6 film önerisi...
FİLMLER
1- Parazit: Bu yılın Oscar kazanan filmi. Uzun süredir izlediğim en etkileyici filmlerden oldu...
2- Ölümlü Dünya: Yandaki yazıda ayrıntılarıyla anlattım bu filmi...
3- Maudie: Kanadalı ressam Maud Lewis’in gerçek yaşam hikayesi. Fiziksel engelleri olan ressam Sally Hawkins müthiş oynuyor...
4- 7. Koğuştaki Mucize: Ben bir baba-kız hikayesine ağlamak istemediğim için izlemiyorum ama tüm dünya hastası oldu bu filmin...
5- The Revenant: Donmaktan kurtulmak için ölmüş atın içine saklanma sahnesiyle Inarritu’nun Yılmaz Güney’e selam çaktığı Oscarlı film. Tekrar tekrar izlenir.
6- Bizim İçin Şampiyon: İşte hüngür hüngür ağlayacağınız bir film daha... Bold Pilot’un hüzünlü hikayesini mutlaka izleyin.
DİZİLER
1- Breaking Bad: Hâlâ izlemeyenler varsa, tek geçerim... Tüm zamanların en iyi dizlerinden.
2- Jack Ryan: Homeland, Black List tarzı yapımları sevenlerin hoşlanabileceği bir dizi. 8’er bölümden iki sürükleyici sezon...
3- Alef: Kenan İmirzalıoğlu’nun ilk dijital işi. İlk sezonun 5 bölümü yayında...
4- Prison Break: Breaking Bad gibi tüm zamanların en kült işlerinden.
5- The Man in the High Castle: 2. Dünya Savaşı’nı Naziler kazansaydı, Amerika’nın batı kıyısına Naziler, doğusuna Japonya hükmetseydi... Çok ilginç bir alternatif tarih ve dizi çalışması.
6- The Cuba Libre Story: Küba’ya âşık olduğum için tarihini de soluksuz izledim, meraklısına Küba belgeseli.
