Top
24/03/2024

İklim değişikliği ve insan sağlığı

Küresel iklim değişikliğinin yıkıcı etkileri nedeniyle gezegenimiz artık kırmızı alarm vermeye başladı. Öyle ki bu tehdidi görmezden gelmek gibi bir lüksümüz yok. Ülkemizde de iklim krizi ile ilgili farkındalığın artması için çalışmalar yapılıyor. Bu etkinliklerden biri geçtiğimiz günlerde Ankara’da gerçekleştirildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı (TÜSİAV), Türkiye Vegan ve Sağlıklı Yaşam Turizmi Derneği (TEVSAD) ve Yaşamdan Yana Derneği iş birliğiyle hayata geçirilen ‘İklim ve İnsan Zirvesi’nde gezegenimizi kurtarma mücadelesinde Türkiye'de ne gibi çalışmalar yapıldığı ve eylem planlarının neler olduğu anlatıldı. Ankara Ticaret Odası (ATO) Meclis Salonu'nda yapılan zirvede ayrıca toplumsal farkındalığın artırılması için çok sayıda bilgilendirici panel gerçekleştirildi. Bu anlamlı etkinlikte ‘İklim Elçisi Ödülü’ne layık görülmekten de onur duydum. Bu konuda sayın TÜSİAV Başkanı Veli Sarıtoprak ve TEVSAD Başkanı Şule Dayangaç’a teşekkür ederim. Yıllardır iklim krizinin gezegenimiz ve sağlığımız üzerindeki etkilerinin ne denli tehlikeli boyutlara ulaştığını anlatıyor ve toplumun bilinçlendirilmesi kapsamında yapılan tüm faaliyetlerde yer almaya çalışıyorum. Bugün de bu güzel zirvenin ardından konuya kısaca değinmek istedim. Çünkü durum, artık çok daha ciddi…DAHA SICAK İKLİMLER HASTALIKLARI ARTIRACAKİklim değişikliğinin en ciddi tehlikelerinden biri aşırı sıcaklar… Sıcak havanın gücü, her geçen yıl ile birlikte artıyor ve yaz aylarının süresi uzuyor. Bu durum, sıcak kaynaklı ölümlerin artmasına şimdiden neden olmaya başladı. Sağlık Bakanlığı verilerine baktığımızda sıcak hava dalgalarının kalp-damar, beyin-damar ve solunumsal ölümleri oldukça fazla tetiklediğini görüyoruz. Günümüzde sıcak havanın sağlığımız üzerindeki etkilerini gösteren birçok araştırma yapılıyor. Mesela Amerika’da 22 yıllık bir data ile yapılan çalışmada 4780 kişinin aşırı sıcaklıkla ortaya çıkan rahatsızlıklar nedeniyle, 1203 kişinin ise hipotermiye bağlı olarak yaşamını yitirdiği kaydedildi. Artan sıcaklıklar, ayrıca hava kirliliği ve bulaşıcı hastalıkların yayılmasını da artırdığı için insan sağlığı her anlamda olumsuz etkileniyor.HAVA KİRLİLİĞİ 7 MİLYON ÖLÜMDEN SORUMLUHer yıl 7 milyon ölümden sorumlu tutulan hava kirliliği ise giderek daha da etkili olmaya başladı. Hava kirliliği, başta astım, bronşit, KOAH gibi solunum yolu hastalıklarını, kalp rahatsızlıklarını, kansere ve inme gibi ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Ayrıca grip, sinüzit, kronik bronşit hatta pnömoni gibi hastalıklar, yine kirli hava yoğunluğunun çok olduğu bölgelerde daha fazla görülüyor.ALERJİK HASTALIK ATAKLARI ŞİDDETLENDİ İklim değişikliğinin bitki ve polen döngüsünü de etkilediğini gözlemliyoruz. Polen sezonlarının uzaması alerji ve astım semptomlarını artırabiliyor. Ayrıca artan sıcaklıklar, bitkilerin daha erken çiçeklenmesine ve polen seviyelerinin yükselmesine neden oluyor. Bu durum da ilerleyen dönemde çok daha fazla kişinin saman nezlesi de dahil olmak üzere alerjik hastalıklara ve astıma yakalanacağı anlamına geliyor.VEKTÖR KAYNAKLI HASTALIKLARSivrisinek, kum sineği, kene ve pire gibi eklembacaklılar; virüs, bakteri ve protozoa gibi bulaşıcı patojenleri hayvanlardan insanlara taşıyabilmektedir. Yükselen sıcaklık ve nemin, sivrisineklerin ve diğer vektörlerin popülasyonlarını artırarak, patojenlerin daha hızlı çoğalmasına neden olacağı kesin. Mesela şu anda bile iklim değişikliğinin kene popülasyonunun çoğalmasını kolaylaştırdığını görüyoruz. Buna bağlı olarak tüm dünyada kene ile bulaşan hastalıkların görülme sıklığı arttı. Kenelerden insana bulaşan ve ülkemizde de adını duyduğumuz Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), bu hastalıklardan sadece biridir. Ana konağı vahşi kuşlar olan Batı Nil Virüsü de Culex türü sivrisinek sokması ile bulaşan bir tür viral enfeksiyon. Bu hastalığın sorumlusu olan sivrisinek türü de ülkemizde görülüyor. Artan sıcaklıkların, değişen yağış düzenlerinin ve aşırı hava olaylarının vektör kaynaklı tehlikeli hastalıkların daha sık yaşanmasına neden olacağına artık kesin gözüyle bakılıyor.GIDA GÜVENLİĞİ VE BESLENMEİklim değişikliği, güvenli içme suyu ve yeterli gıda koşullarını da olumsuz etkilemektedir. Su kaynaklarının giderek azalması ve içme suyu temininde yaşanan zorluklar, bulaşıcı birçok hastalığın ortaya çıkmasının ana nedenleri arasında. Yapılan analizlere göre 2050’ye kadar gıda kaynaklı hastalıkların yüzde 20 oranında artacağı tahmin ediliyor. Çok uzak olmayan bir gelecekte ise su kıtlığı nedeniyle ortaya çıkan ciddi sağlık sorunlarıyla da baş etmemiz gerekecek.BESLENME TARZIMIZIN DA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE ETKİSİ VAR İklim değişikliği üzerinde beslenme alışkanlıklarının da önemli bir etkisi var. Tükettiğiniz gıdaların yetiştirilmesi, işlenmesi, taşınması, depolanması, pişirilmesi ve imha edilmesi sırasında üretilen sera gazı emisyonları, gıdanın karbon ayak izini oluşturur. Mesela peynir, yumurta ve et ürünleri, en yüksek karbon ayak izine sahiptir. Vejetaryen beslenmenin ise karbon ayak izi çok daha düşüktür. Hayvansal ürünlerin tüketilmediği bir yaşam tarzıyla hem bireysel sağlığınıza hem de gezegenimizin sağlığına büyük bir katkı sağlamak mümkündür. Ancak sağlıklı bir vejetaryen beslenme tarzı için uzmanlardan destek almanız önemlidir. Çünkü hayvansal gıdalardan temin ettiğimiz ve vücudumuzun ihtiyacı olan vitamin ile minerallerin hangi vegan ürünlerden alabileceğinizi bilmelisiniz. Aksi taktirde yapacağınız vegan diyeti, sağlığınızı olumsuz etkileyebilir.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp