Top
Ayşegül Domaniç Yelçe

Ayşegül Domaniç Yelçe

yelcester@gmail.com

17/12/2018

Protezler

Protez, hemen hemen hepimizin bildiği gibi, eksik olan vücut uzuvlarını taklit edecek şekilde yapılmış aygıtlara verilen genel addır. Yaralanmalar, tümör tedavileri, kangren, iltihap ve benzeri organ hasarları sonucu vücudun geri kalanının sağlığını korumak amacıyla hasar gören organ çıkartılır. Bu organdan geriye kalan vücut boşluğuna ise onun şeklini taklit eden, fonksiyonunu yerine getirecek protez yardımcı materyaller kullanılarak takılır.

Çoğu protez yerini aldığı organın fonksiyonunu ve görünümünü tam olarak taklit edemez ise de hastanın psikolojisinin düzelmesine yardımcı olabilir. Günümüzde protez ameliyatları öylesi iyi sonuçlar veriyor ki, hasta ameliyatın ardından dans bile edebiliyor.

Bugünkü durum bu. Peki ya protezler ne zamandan beri kullanılıyor?

Protezlerin Antik Mısır ve Yunan dünyalarında kullanıldığı biliniyorsa da M.S 1000 yılından öncesine dair arkeolojik bulgulara ender rastlanıyor. Bilim insanlarının bilinçli olarak yapılan ampütasyona dair ilk bulguları M.Ö 2000’lere uzanıyor. Bulunan bir iskelette kolun dirsekten aşağısının kesildiği belirlenmiş durumda. M.Ö 1700’lerden kalan kesik eller Antik Mısır’da bu tip cezaların uygulandığını gösteriyor. Kangren olmuş bir uzvun kesildiğine dair ilk yazılı referans ise M.Ö. 1. yüzyıla uzanıyor.

Yüzyıldan önce kanamayı durdurma ve yaranın iltihaplanması konusundaki yöntemlerin yetersiz kalmasının ampütasyonların ölümle sonuçlanmasına neden olduğu biliniyor. Bugüne kalan arkeolojik kanıtların yok denecek kadar az olması bu yüzden olsa gerek.

Bilinen ilk yapay uzuv Mısır’daki bir mumyada bulunan ayak başparmağı. Bilim insanları bu parmak protezini M.Ö 11. yüzyıla tarihlendiriyorlar. Antik Mısır dışında, yazılı kaynaklarda bulduğumuz ilk protez referansı M.Ö 3.yüzyılda yaşayan Romalı kumandan Marcus Sergius Silus’a ait demirden kol protezi.

Bacak protezlerine gelince, şimdiye kadar bulunan en eski örnek M.Ö. 300 yıllarına tarihlendirilen bir Roma mezarlığından. Tahtadan yapılıp bronz kaplanmış olan bu bacak protezi ne yazık ki 1941’de Londra’daki bombalamalardan birinde yok olmuş. İkinci örnek ise yine M.Ö. 3.yüzyıldan kalma. Çin’de bulunan bu tahta protez üzerinde yapılan çalışmalar protezin işlevsel olduğunu ve kişinin aktif hayatını sürdürdüğünü gösteriyor.

16.yüzyıla kadar arkeolojik, sanatsal ya da tarihsel kaynaklarda protezler hakkında pek iz bulunmuyor. Son yıllarda Avusturya’da yapılan kazılarda ise bir ayak protezi bulunmuş ve M.S. 6.yüzyıla tarihlendirilmiştir. Mezarlıkta gerçekleştirilen kazıda iskeletin bozulmadan korunmuş olmasına rağmen sol ayağın olmadığı fark edilmiş, beraberindeki protez bilim insanlarının dikkatini çekmiştir.

Gerçekleştirilen bilimsel incelemeler kemik yapısı ve diğer unsurlara göre değerlendirilmiş, protezin sahibinin 35–50 yaşları arasında bir erkek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu kişinin gömülü olduğu yer, bilim insanlarına onun toplumun üst kesimlerinden biri olduğunu düşündürmüştür.

Sağlam bacağındaki yara izi ise aşağıdan gelen kesici bir darbeyi akla getirmektedir. İskelet üzerinde yapılan çalışmalar bu kişinin at binmekten kaynaklanan değişimler gösterdiğini ortaya çıkarmıştır.

Bu bilgiler bir araya geldiğinde bu kişinin üst kesimlerden biri olduğu anlaşılmaktadır. Kemiklerdeki değişimleri ölçen incelemeler bu protezin estetik amaçlı olmaktan ziyade işlevsel olduğunu ve kişinin aktif hayatına devam ettiğini göstermektedir. Araştırma yürüten bilim insanları bu kişinin sakatlandığı için toplum dışına itilmediğini, tam tersi statüsünü koruduğunu belirtmektedir.

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

 

Not: Bu yazı için Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nden Biyoarkeolog Michaela Binder ve ekibinin araştırmasından yararlanılmıştır.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp