Türkiyede neler oluyor?u...
Sormaya ve farklı görüşler almaya devam ediyorum.
Balbay, Ilıcak, Şamil Tayyardan sonra bugün sıra Soner Yalçında...
O, Cemaati, paralel devlet olarak tanımlamanın, işi yumuşatmak olduğunu söylüyor, ona göre Cemaat, resmen derin devlet.
Başbakan, paralel devletten söz ediyor, Nazlı Ilıcak, Yok öyle bir şey. Ne münasebet! diyor, Şamil Tayyar, Bu işin arkasında neoconlar var diyor. Soner Yalçın ne diyor...
-Ben Başbakana Günaydın! diyorum! Kesinlikle Türkiyede bir derin devlet var. Paralel devlet tabiri işi yumuşatıyor. Biz, hayatımız boyunca bu derin devletle mücadele ettik. Devletin, bir Cemaat yapılanması olduğunu yıllardır söylüyoruz ve yazıyoruz. Bu yüzden bizi cezaevine attılar. Sadece Odatv davasına bakmanız yeterli. Bütün sanıklar, Cemaatle ilgili haber ve kitap yazdıkları için ki bir kısmı birbirlerini tanımıyordu bile- yan yana getirilip, hapse atıldılar. Bu bile, tek başına bu Cemaatin insanlara neler yapabileceğini gösteriyor. Bizim burada bütün Türkiye olarak bir konuda anlaşmamız gerekiyor. Bu ülkeye, adaleti hâkim kılmalıyız. Adalet güvenin, adalet özgürlüğün teminatı. Yoksa bu ülke paramparça olur. Herkese yalvarıyorum. İktidara da, anamuhalefet partisine de, bütün sivil toplum kuruluşlarına da. Bu derin devletle mücadele etmek gerekiyor...
NE PARANOYASI?
Sana göre, Cemaat eşittir derin devlet, öyle değil mi?
-Kesinlikle! Her platformda bunu herkesle tartışmaya hazırım. Bütün davalar ortada. Bağırdık isyan ettik, sesimizi duyuramadık. Ülkeyi mahvediyorlar! dedik, anlatamadık. İnsanlar hakkında tezgâhlar kuruyorlar dedik. Çünkü komplolor kurdular. Bu davaların hepsi bir yalana dayanıyor.
Roni Marguiles, Türkiyeyi Cemaatin ülkeyi yönettiği bir Kemalist paranoya diyor...
-Kardeşim, niye paranoya olsun! Biz bütün dava dosyalarını okuduk, bütün duruşmaları takip ettik. Kimse okumuyor, takip etmiyor, kafasındaki şablon Türkiyeyi analiz etmeye çalışıyor. Bir kısım Türk aydınının temel problemi bu. En büyük sıkıntımız bilgisizlik ve cehalet. Bak Odatvye, Ergenekona, Balyoza, git İzmirdeki davayı bir incele! Birini yapsınlar be, bir kere de emek harcasınlar!
Marguiles, Hükümet, emniyette 2500 kişiyi tasfiye etti, aynı şey yargı için de geçerli diyor. Buradan, Barışmazlarsa, hükümet Cemaati bitirebilir sonucu çıkıyor... Sen buna katılıyor musun?
-Ben kim kimi bitirir, orada değilim. Ben haklıdan yanayım, gerçekten yanayım. Ben kuru siyaset yapmam. Benim alanım değil siyaset. Ben Türkiyenin nereye gittiğine bakıyorum. İyi bir yere de gitmiyor, benim feveranım buna. Kimseye acı çektirmeyelim, bir toplumsal uzlaşma sağlayalım, bu derin devleti yok edelim. Ama bunu yok edelim derken, zavallı, hiçbir şeyden habersiz, orada kendine çıkar bulmaya çalışan polisi de mahvedelim demiyorum. Onlarla alıp veremediğimiz yok. Bunu yapan bir merkez var, bu merkezden hesap soralım...
Peki sence kırılma noktası neresiydi? Birlikte bütün Türkiyeyi yönetirken, noldu da bozuştular?
-1) Gücü paylaşmak istemediler. 2) İktidar lekelidir. 3) Cemaat, kendine çok güvendi. Çok güvendiği için de Tayyip Erdoğanı da alaşağı edeceğine inandı. Bak her şeyi olgular üzerinden söylüyorum. Benim evime polisler geldi. Ben gazeteciyim, Recep Tayyip Erdoğanla ilgili de kitap yazabilmeliyim. Erdoğanla ilgili belgeler, dosyalar topluyordum, ileride bir kitap yapmak için. O polis aldı onları ve yok etti. Yok o dosya! O dosyayla Recep Tayyip Erdoğanı fişlediler! Benim elimdeki bu dosyayı kim aldı, yok etti? O dosyayı bir yere koydular, zamanı gelince açacaklar herhalde!
O zaman, Bu son yolsuzluk da, Cemaatin kumpası mı? Gerçekliği yok mu?
-Olmaz mı? AKP, kirlilik çukuruna düştü. Ama ben, genel resme bakıyorum, herkesin genele bakması gerekiyor. Ne gelecek Türkiyenin başına? Bu adı geçen isimler, içeri girse ne olur, girmese ne olur? Ben Türkiyeyi düşünüyorum, 70 milyonu düşünüyorum...
BAŞBAKAN KANDIRILMIŞTIR!
2500 kişi tasfiye edilince, temizlendi mi emniyet?
-Anlayışın, zihniyetin değişmesi gerekiyor. Adalet, dün Cemaatin elindeydi, Bugün bu adalet, tamamen benim elimde olsunla biz, güzel, aydınlık bir Türkiye yaratamayız. Sıkıntımız burada. Bu despotik devlet anlayışını yıkmamız gerekiyor...
Geçenlerde orduya niye kumpas yapıldı diye bir yazı yazdın. Sence yapan, sadece Cemaat miydi? Fiilen katkısı yok muydu hükümetin?
-Bu işi organize eden Cemaattir. Bence Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı yapamamıştır, bu da ortaya çıktı. Çok üzgünüm, küçüksemek için de söylemiyorum sadece, Şuraya şu yol yapılsın, buraya bu köprü yapılsının başbakanıdır. Tüm bu olup bitene, seyirci kalmış ve kandırılmıştır. Umarım bunun farkındadır. Böcek yakaladığında, belki uyanmıştır. Umarım uyanmıştır...
Cemaatle AKP kavgaya tutuşmasaydı, hükümet bu yeniden yargılanma meselesini çıkarır mıydı?
-Tabii ki hayır! Ama halk zorluyor. Bu davaların kamuoyunda geçerliliği yoktur. Bu davalar bitmiştir. Meseleyi, kitabi olarak kanunlarda, maddelerde görmüyorum ben. Uzatamazsınız artık. Bu davalar sonlanmıştır, Cemaatin komplolar yaptığı ortaya çıkmıştır. Türkiye bunu gördü...
Sence yeniden yargılama olacak mı?
-O olur, bu olur, ben onu da bilmem. Ama yargılanan biri olarak da söylüyorum, ben af istemiyorum!
Ben, bir komployla, tezgâhla içeri atıldım. İki yıl özgürlüğümü çaldılar, insanların 6 yıldır özgürlüğünü çalıyorlar. Biz, bunlar ortaya çıksın istiyoruz. Biz temiz bir Türkiye istiyoruz...
GEZİYLE KORKU DUVARINI AŞTIK
Esas mesele şu: Bu topluma, daima korkuyu şırınga ediyorlar. Bizi korkutmak istiyorlar. Ama biz, korku duvarlarını Gezide aştık. Ne Cemaatten, ne AKPden korkumuz var. Aydınlık Türkiyeye yürüyoruz, bizi tekrar korkutmak istiyorlar, Cemaat gelecek, o gelecek. Gelemez. Gelmek için CHPyi kullanmak isteyebilir, başka türlü şeyler yapabilirler ama engel olacağız. Bunu Türkiye için yapacağız, özgürlükler için yapacağız. Bir hukuk devleti için yapacağız. Bunları yapmazsak bölünürüz. Haykırışım bunadır, isyanım bunadır...
NE KADAR BAYAĞI İSEN O KADAR YÜKSELİYORSUN!
Türkiyede bir dincileşme var. Bu dincileşme imam hatip okulları ya da kuran kursları değil. Yanlış anlaşılıyor. Bu dincileşme, bir ortaçağ anlayışı. Yani nedir? Korku. Korkuyla seni yok ediyor ve gelen sisteme seni biat ettiriyorlar. Sen de, gitgide soru soramaz, sesini çıkaramaz bir insan haline geliyorsun. Ve sen, bu sistemde, ne kadar kalitesizsen, ne kadar bayağı isen o kadar yükseliyorsun. İşte tehlikeli bu!
GÜLENİN DÜNYA GÖRÜŞÜ BİZİ İLGİLENDİRMEZ
Gülene göre kadınlar şeytan... Telekinesise inanıyor, ruh çağırmaya inanıyor, cinlere inanıyor, romantizm akımının cinlerin başlattığına inanıyor, büyüye inanıyor, şizofrenlerin içine cin girmiş insanlar olduğuna inanıyor, cinlerin bir sürü işte istihdam edilebileceğini söylüyor... Böyle şeyler yazdın. Gerçek mi bunlar? İnsan, bunlara inanan biri nasıl olur da bu kadar güçlenebilir diye düşünüyor...
-Bunlar onun sohbetlerinde, kitaplarında var. Bizim Fethullah Gülenin dünya görüşüyle bir ilgimiz yok. Eğer inancını gerçekten bir dergâhta yaşayacaksa, biz onun kapısında nöbet tutarız. Ama o, bir derin devlet olursa ve o derin devletle, ülkeyi dizayn etmeye çalışırsa, biz bununla savaşırız. Temel mesele bu...
YARIN: EMİNE ÜLKER TARHAN