Top
11/12/2023

Türk jet setinin gizli gözdesi: Val d’Isere

YABANCI ÜNLÜLERİN DE FAVORİSİBu kış keşfettiğim kayak destinasyonu Prens William, Margot Robbie, Hugh Grant ve ünlü şef Jamie Oliver gibi isimlerin favori kayak merkezi olan Val d’Isere oldu.Fransa’nın bu meşhur kasabasında 1962’den beri açık olan, 50 milyon Euro’luk yatırımla yenilenmiş olan Club Med’de konakladım. Dünya jet setinin gözdesi kasabanın yamaçlarına kurulmuş otel, Fransız Alpleri’nin eşsiz manzarasına sahip.Zirveden kaymanız için kolay bir erişim sağlayan otel elektrikli kar bisikletleri gibi yenilikçi aktivitelerin yanında, sıcak açık hava jakuzi keyfi ve gurme lezzetler sunan restoranlarıyla Avrupalı elitlerin buluşma noktası olmuş.Club Med’in global başkanı Henri Giscard d’Estaing markanın 2024 stratejilerini dinlediğimizde ise alışılagelmiş Club Med lüks anlayışından daha iddialı ve sürdürülebilirlik odaklı bir konumlamayı hedeflediklerini öğrendim.Keza Güney Afrika gibi iddialı destinasyonlarda yeni oteller geliyormuş.Avrupalı zenginler kadar Türk sosyetesi arasında da popülerleşen otele vardığımda ise hoşuma giden tesadüf ünlü oyuncu Pınar Altuğ Atacan ve eşi Yağmur Atacan’la karşılaşmak oldu.Tam bir kayak tutkunu olduğunu öğrendiğim çift Val d’Isere kasabasını meğerse yıllar önce keşfetmiş.Fransa ve İsviçre Alplerini avucunun için gibi bilen Pınar ve Yağmur kendileri gibi kızları Su’yu da sıkı bir kayakçı olarak yetiştirmiş.Aynı hafta karşılaştığım diğer ünlü isimler ise oyuncu Kubilay Aka ve Dilan Çiçek Deniz oldu.Dağ tutkunu iki arkadaş kar motoruyla bölgede bol bol keşif yapmışlar. Yerel lezzetleri deneyimlemişler.TEK TİP GÖRÜNÜMFransız Alpleri’nin neden tüm dünyaca kayak severler tarafından tercih edildiğine baktığınızda aynı sebepleri Val d’lsere kasabasında da görüyoruz. Alpler sıradağlarının yüksekliği, iklimin yüksek bir kar kalitesi getirmesi ve otellerin bu doğadan en üst seviyede faydalanabilecek şekilde inşa edilmiş olması temel sebeplerin başında geliyor.Val d’lsere kasabasında kayak pistlerinin yüzde 70’i ideal bir oran olarak 2 bin 500 metrenin üstünde konumlanmış. Zirve yüksekliği ise 3 bin 500 metreymiş. Tüm bu doğaya ise tüm oteller tam anlamıyla entegre olmuş. Challe denilen tek tip modelde ve renkteki ahşap oteller ve evler bölgeye masalsı bir görünüm katmış. Keza otellerin yine tek tip tabelaya sahip olması, rengarenk veya dijital tabelalarla görüntü kirliliği yaratılmaması kasabanın eski ruhunu devam ettirmesini sağlamış. Ülkemizde bir türlü sağlayamadığımız tabela kirliliği neredeyse sıfıra indirilmiş. Böyle olunca da ortaya kartpostallardaki gibi bir turizm merkezi çıkmış.KAYAK YAPMAYANLAR İÇİNKayak yapmayı bilmiyorsanız çocukluğu Val d’Isere dağlarında kaymakla geçmiş usta hocalardan özel ders alabilirsiniz.Kayak dışında ise merkezde keyif alacağınız birçok aktivite mevcut.Tasarım kıyafet ve sanat eserleri satan mağazalar, Fransız şarküteri ürünlerini sunan nostaljik kasaplar, çikolatacılar, raklet ve föndü yapan dükkânlar, sıcak şarap sunan ahşap görünümlü barlar keyifli.Kasabanın merkezinde önereceğim restoran ise Lou Lou. Kırmızı kareli duvar kağıtları, dev şöminesi ve tavanlarındaki kuru çiçeklerle Fransız Alpleri’ne uyum sağlayan bir atmosfer sunmuş.Tarih meraklıları ise 1936’dan beri kayak tutkunlarını ağırlayan şehrin eski caddelerinde dolaşmaktan ve 1664’te inşa edilmiş St. Bernard kilisesini ziyaret ederek kasabanın geçmişine dair bilgi almaktan eminim hoşlanacaktır.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp