Top
27/07/2010

Hayır diyecek olsaydım

VİCDANI ile beyni arasında veyahut darbelere karşı durma arzusu ile AKP'den duyduğu korkular arasında sıkışıp kalmış bir insan olarak referandumda sonunda "Hayır" demeye karar verirsem nedenlerim şunlardan ibaret olacak:
1- AKP'nin darbe kurumlarına karşı mücadelesinde samimi olduğuna inanmıyorum. HSYK ile ilgili tek bir kelimeyi bile yıllardır etmediler, ancak onlar Ergenekon davasında tavır alınca AKP'nin düşünce evrenine girdiler. Cemil Çiçek'in Adalet Bakanlı-ğı'nda HSYK kontrolleri altında olduğundan hiçbir şikâyetleri de yoktu. YÖK artık kontrollerine geçtiğinden darbenin bu en has kurumunu Anayasa değişikliğine koymadılar bile. Dolayısıyla Anayasa değişikliği, AKP'nin tam kontrol altına alamadığı birimleri kontrolüne almak için yapılıyor.
2- Referandum artık iktidara onay mekanizmasına dönüştürüldü. Devlet üzerindeki kontrolünü yaygınlaştırmak için adımlar atan,TSK'yı da dönüştürme planları yapan hükümet, referandumda büyük miktarda onay alırsa tamamen kontrolden çıkabilir. Nihai amacının ne olduğu bilinmeyen rejimi dönüştürme sürecini hızlandırabilir.
3- Başbakan'ın bazı hayat tarzlarını dönüştürmeye kararlı bir duruş göstermesi, Türkiye'de seküler hayat tarzına sahip insanları haklı bir biçimde korkutmaktadır.
4- Bu Anayasa'ya evet çıktığında ülkemizin seküler bir cumhuriyet olmasının sonunun gelmesi hızlanacak ve dinin ağırlıkla yönlendirici olduğu bir cumhuriyet olacağız.
Evet bu korkularım nedeniyle referandumda hayır diyebilirim.

EVET DİYECEK OLSAYDIM

DİYELİM ki "Hayır diyecek olsaydım" bölümünde sıraladığım korkularımı baskı altına aldım, "AKP belki gerçekten demokrasi için uğraş veriyor olabilir, cumhuriyetin seküler niteliğinde bir değişiklik yapmayı onlar da istemez, çünkü bu değişiklik AKP'ye de zarar verir" diyerek kendimi kandırdım ve bu sefer de evet vermeyi düşünmeye başladım. Evet oyumu güçlendirebi-lecek AKP iktidarının devamı yolundaki gerekçelerim şunlar olurdu:
1 - Bazı yanlışlar yapılsa da Türkiye'nin demokratikleşmesi yolunda güzel adımlar gerçekten atıldı. Halen sürmekte olan bazı davaların açılabilmesi, Türkiye için gerçekten bir devrimdir. Askerlerin kendilerini hepimizden üstün, bizleri de gerektiğinde hizaya sokabilecekleri tebaalar olarak görmelerine de birilerinin son vermesi gerekiyordu. Ordunun yıpratılması makul bir noktada durdurulursa, olan biten uzun dönemde Türkiye'nin lehine olabilir.
2- Ekonomiyi gerçekten çok başarılı yönetiyorlar. CHP'nin ekonomi yönetimini devraldığı bir Türkiye, beni gerçekten ürkütüyor.
3- AKP global dinamikleri çok iyi görüyor, özellikle Ortadoğu bölgesindeki temel dinamikleri iyi görüp tavırlarını iyi ayarlıyor. Bu iktidar gittiği takdirde Türkiye'nin bu kritik dönemde dış politikasız kalabileceğini düşünüyorum.
İşte bu nedenlerden dolayı oyum belki de "evet" olacak.
Korkularım ağır basarsa "hayır" diyeceğim, korkularımı unutabilir-sem "evet"i atacağım.
Bazen, "AKP acaba benim gibi insanları çoktan gözden çıkardı mı da Başbakan hayat tarzı meselelerinde böyle bizim korkularımızı canlandıracak şekilde konuşuyor" diye de düşünüyorum.

Eşcinsellik üzerine tezler

HERHANGİ bir erkeği alın (hayalinizi zorlarsanız bu ben bile olabilirim), eğer o erkek henüz hayattaysa, Angelina Jolie ile birlikte duş yaparken "cinsel kimyasının tutmadığını" öne sürmesi absürddür. Ha, "Cinsel kimyam tutmadı" lafını Angelina Jolie söylerse duştaki adam Leonardo DiCaprio da olsa bunu mazur görebiliriz.
Erkek tarafının cinselliği tamamen ölmüş olsa bile benim "Silvester sendromu" dediğim şey, bir şekilde devreye girer ve yine duştaki Angelina Jolie'ye "Cinsel kimyam tutmadı" diyemez. Benim kedim Silvester'i yıllar önce hadım ettirdik, şimdi gözleri kataraktlı bir yaşlı ama buna rağmen arada bir cinsellik gösteren hareketleri gayri ihtiyari yapıyor. Hadım olmadığı günlerden kanında kalan organizmalardan kaynaklanıyormuş bu. Benim arada bir çapkınlık girişimlerimi de aynı şekilde açıklayabiliyorum.
Sonuç itibarıyla erkek eğer ölü değilse ve duştaki Angelina Jolie'yi canı çekmiyorsa, bu onun eşcinsel olduğunun kesin kanıtıdır. Brad Pitt'ten önce Angelina Jolie ile birlikte olma şansını "Kimyamız tutmadı" diyerek iten Leonardo DiCaprio da eşcinsel olmalı.

ŞALOM'DAKİ YAZIM

BEN Yahudi camiasının gazetesi Şalom'a düzenli bir biçimde misafir yazar olurum, bu da gazetenin son nüshasında yazmış olduğum yazı:
"Dünya her vesileyle Yahudiliğin ne anlama geldiğini, Yahudilerin ne yapmaya çalıştıklarını tartışmayı sürdürüyor.
Herkesin bu konuda bir fikri var ve çoğu önyargıyla desteklenen bu fikirler birçok tartışmanın da nedeni olabiliyor.
Ancak Yahudiler ve Yahudilik hakkında laf edenlerin çoğu çok önemli bir boyutu unutuyorlar.
Halbuki işin içine o boyutu katmazsanız Yahudiliğin anlamını ve tarihini gerçekten anlamak mümkün olamaz.
Yahudiler, çok derin ve kökeni belki de Talmud'a kadar uzanan çok sıkı bir mizah kültürüne de sahiptirler. Bu, mizahın özellikle söyleyenin kendi kendini acımasızca eleştirmesi, yerden yere vurması özellikleri de içermesi mizahına Yahudi özelliği veren boyuttur.
Yahudi mizahı, stand-up komediyi yaratmıştır. Amerika'nın ve Rusya'nın en büyük komedyenleri Yahudi'ydiler. Birkaç aşina olabileceğiniz örnek verirsem Jack Benny, Sid Caesar, George Burns, Lenny Bruce, Henny Youngman, Milton Berle, Seinfeld, Woody Allen ve Larry David, büyük Yahudi komedyenlerdir.
Freud, mizah ve bilinçaltı arasındaki ilişkiyi incelediği yazısında, 'Baskıcı toplumların baskı altına aldığı düşüncelerin mizah şeklinde yüzeye çıkabileceğini' söylemiş ve 'Böylece o durumlarda süper ego'nun ego'ya mizah üretmesi yolu açılmaktadır' demiştir.
Büyük Yahudi romancı Saul Bellow da 'Baskı altında tutulan halklar esprili olmak zorundadırlar' diyerek Yahudilerin yıllardır karşı karşıya kaldıkları baskılar nedeniyle içlerinden büyük komedyenler çıkardıklarına işaret ediyor.
Yahudiler hakkında fikir bildirirken, tarihleri hakkında konuşurken bu mizah yönünü de unutmamamız gerekiyor; çünkü kökeni Talmud'a giden bu gelenek birçok kültürel gelişmeyi açıklayıcıdır.
Bitirmeden birkaç Yahudi mizahçıdan örnekler vereceğim:
'Yahudi erkekler, neden karılarından önce ölürler?.. Çünkü bunun olmasını çok isterler de ondan.' (Henny Youngman)
'Yahudiler neden içki içmez? Çünkü sarhoş olup da acı çekmelerine ara vermek istemezler.' (Henny Youngman)
'Eğer İsa bundan 20 yıl önce öldürülseydi Katolikler şimdi boyunlarında haç yerine maket elektrikli sandalyeler taşımak zorunda kalacaklardı.' (Lenny Bruce)
' Birisi bana, Yahudileri kastederek, 'Sizler neden İsa'yı öldürdünüz' diye sordu. Ben de ona, 'Aslında her şey bir parti şeklinde başlamıştı. Sonra bilirsin işte, biraz alkol biraz esrar alınca işler çığırından çıktı, olan da öyle oldu işte. Kusuruma bakma, her partide olabilir böyle çılgın kazalar' dedim. (Lenny Bruce)"

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp