Top
23/08/2013

Sıradan ahmaklık ve Fatih Terim

ÇOK başarılı bir insan olan Fatih Terim'in biz sıradan insanlar gibi ahmaklık yapmaya hakkının olmadığını, hayatında başarının formülünü bulmuş bir insan için Galatasaray'ın antrenörlüğünü sürdürürken aynı anda Milli Takım'ın da antrenörlüğünü yapabileceği fikrinin bireysel bir katastrofik dağılmaya yol açacağını düşünüyorum.
Biz sıradan insanların, başarılarını alkışladığımız, hayranlıkla izlediğimiz insanların, Fatih Terim'in yapmaya hazırlandığı gibi büyük yanlışlar yaptıkları takdirde hayallerimizin, umutlarımızın yok olacağını, daha da kötüsü bizlerin de haddimiz olmayarak onun gibi davranmaya girişip sadece dağılmakla kalmayıp kendi kendimizi yok edebileceğimizi de düşünüyorum.
Her başarılı insanın mustarip olabileceği bir ruhsal bozukluk var. Bunun adı "büyüklük kompleksindir, yani gerçeklikle bağdaşmadığı halde insanın kendisine, olmayan bazı güçler vehmetmesi, kendisini olduğundan büyük olduğuna inandırması, bu yüzden de imkânsız görünen işlere girebilmesine yol açan bir bozukluktur bu.
Aynı zamanda kontrol altında tutulabildiği takdirde başarının da önşartıdır. İnsanın mesleği ne olursa olsun kendisini büyük görmesi, olağanüstü işler başarmak için gerekli olabilir. Ama bu duyguyu kontrol altında tutmak sanıldığı kadar kolay değildir.
Fatih Terim'de, gördüğüm kadarıyla bu büyüklük kompleksi yeterince var. Halinde tavrında, konuşmalarında, üslubunda, insani ilişkilerinde bu açıkça görülüyor. Zaten onun gibi bir insanda bunun olması da gerekiyor. Başarılı olmak ve hedeflerini tutturmak için bu büyüklük kompleksine ihtiyacı da vardı.
Sadece Galatasaray'da kalsaydı bunu kontrol altında tutmuş olacak ve çok daha büyük başarıların yolu açılacaktı.
"Milli Takım'ı da aynı anda çalıştırırım" kararı, bunun kontrol altından çıkmaya başladığının göstergesidir. Büyüklük kompleksi kontrol altından çıktığında kişiye başarı yerine o güne kadar tatmadığı acı ve eziklik duygusunu getirebilir.
Spor basını da dahil benim bildiğim hiçbir yazar bu kararında Fatih Terim'e açık destek vermedi. Destek verecekler de çıkarsa onların iyi niyetinden kuşku duyarım. Bu aşamada Fenerbahçeli yazarların, örneğin Ertuğrul Özkök'ün Fatih Terim'i destekleyen yazılar yazması şaşırtıcı olmaz.
Yazarlar, bu büyüklük kompleksi hastalığının insana neler yapabildiğini iyi bilmeliler; çünkü istisnasız her biri bu hastalıktan mustarip, hem de ağır vakalar.
Her yazar yazdığı tek yazıyla dünyayı değiştirdiğini ve herkesin daima kendisiyle güne başladığını düşünür. Bu büyüklük kompleksinin klasik bir durumudur. İşte bu yüzden ortalık çok ciddi konularda yazmaya çalışan insanlardan geçilmiyor.
Kimse hayatın küçük, rutin işlerine el atayım demiyor. Herkes birer sosyal uzman, Türkiye'yi kendinin daha iyi yöneteceğini ve iktidarlara akıl filan verebileceğini düşünüyor. Bu aslında insanın yazarlık yaşamını sona erdirecek bir durumdur.
Bugün Türk medyasında var olan yazarların ağırlıklı çoğunluğunun, birkaç istisna dışında birbirlerine benzemeleri ve durmadan kendilerini tekrar etmeleri aslında vahim olabilen bir ruhsal bozukluğun sonucudur.
Megalomani tabii ki bende de var. İşte bu yüzden kendimi kontrol altında tutmak için arada bir absürd mizah yazıyorum; nihilizmime sığınıyorum. Çünkü ciddilik tuzağına düşsem kendi kendimi yok etmek için düğmeye basmış olacağım.
Kendimi bilmeme ve tanımama rağmen hiç mi hata yapmadım? Böyle bir şey olabilir mi Allah aşkına, tabii ki çok büyük hatalar yaptım. Akşam'da yayın yönetmeni iken ve her gün yazı da yazarken aklın alamayacağı bir hata yaptım.
Her gün yazı yazmak aslında insan doğasına aykırı bir şeydir. Medyadaki yazarların büyük çoğunluğu megaloman olduklarından her gün insan doğasına aykırı bir iş yaptıklarının farkında değiller, bunu algılayamıyorlar.
O dönemdeki megalomanimin esrarının dozuyla ben de her gün bir değil iki ayrı yazı yazabileceğim kararına vardım. Ve yayın yönetmeni olduğum için de bu kararımı uygulamaya koydum. İki ayrı işi birden yapmanın toplam kaliteyi aşağıya çekebildiğini o günlerde öğrendim.
Yaş farkımız fazla yok, isterse abi de derim kardeş de... Fatih Terim'e o günlerde aldığım dersimden tavsiyeler vermek istiyorum: Aman Fatih Terim yapma bunu, toplam kaliteni aşağıya düşürme riskini alma. Gel vazgeç bu işten, ya Galatasaray'ı bırak ya da Milli Takım'ı alma.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp