Top
23/07/2013

ABD, Türkiye'yi tehdit olarak algılarsa

"BİR Bilen" rumuzuyla bazı yazılarımda yaptığımız konuşmalardan yaralandığım Amerikalı dostum dün tekrar aradı.
Oğlunu ziyaret nedeniyle bulunduğu Boston'dan geçtiği Martha's Vineyard'da tatildeyken bile araması beni şaşırttı ve korkuttu. Tatildeyken beni hatırlaması pek hayra yorumlanamazdı.
Nitekim merhabadan sonra, "Gel seninle 'Leviathan' isimli bir bilimkurgu oyunu oynayalım" dedi. Anlaşılan bu, ipuçlarıyla dolu zekâ oyunu türünden bir görüşme olacaktı.
Emekli olmadan önce Washington'daki istihbaratçı topluluğunun akil insanlarından biri olan dostum, bu tür oyunları oynamayı pek sever, diyeceğini dolaylı söyler, dediğini anlamamı bana bırakır. O bana hiçbir zaman haber vermez, bildiklerini anlatmaz ama kişisel yorumlarını söyler.
Bilgili ve tecrübeli olduğundan, Türkiye'yi de bölgeyi de çok iyi tanıdığından yorumları benim için değerlidir. Çoğu zaman dedikleri yorum düzeyinde kalır ama arada bir olayları çok değişik ve doğru biçimde görmemi sağlar.
Lafa "Leviathan" diye başlaması, aslında konuşmanın yönünü baştan görmeme yol açtı.
Leviathan, Doğu Akdeniz'de deniz zemininde keşfedilmiş çok büyük, İsrail'in neredeyse 100 yıllık talebini karşılayacak kadar büyük olan bir doğalgaz hattı. İsrail, Filistin ve Kıbrıs açıklarını da kapsayan büyük bir bölgeye yayılmış alanda 453 milyar metreküp doğalgaz olduğu hesaplandı.
Bölgemizdeki savaşları, iç savaşları, darbeleri, PKK ile başlatılan barış sürecini, bunların hepsini petrol ve doğalgaz kaynakları üzerindeki egemenlik mücadelesini görmeden tam anlamanız mümkün değildir.
Aslında Bir Bilen dostumla konuşmalarımızda bu eskiden ele aldığımız bir konuydu.
O eski konuşmalarımıza dayanarak birkaç yazı yazmıştım bu köşede: "Suriye Krizinin Kod Adı Leviathan (23 Temmuz 2012), "Büyük Kürdistan Devletini Türkiye Kurmalıdır" (10 Aralık 2012), "İsrail'den Özrün Zamanlaması" (25 Mart 2013)... Bu son yazıyı o dönemde internet siteleri, "Erdoğan, Büyük Kürdistan Oyununu Bozdu" başlığıyla, ara başlığımdan alıp vermişlerdi.
Şu anda elimizde olan bilgilere göre -belki ABD'nin elinde başka gizli bilgiler de olması mümkün-, enerji kaynakları olmayabilir ama Türkiye son yıllarda bölgenin en büyük enerji dağıtım "hub"ı, yani bölgedeki enerjiyi dünyaya güvenli dağıtacak en büyük güç olmaya soyunuyor.
Kuzey Irak'taki girişimlerimizin, hatta Suriye politikamızın, PKK ile sürdürülen barış sürecinin, daha da önemlisi Türkiye eliyle ve kontrolünde ileride oluşturulabilecek bir büyük Kürdistan projesinin bile bununla direkt ilgisi var. İşte bu yüzden Suriye ile sınırımızda bütün petrol şirketlerinin ajanları, casuslar ve bütün gizli servislerin elemanları cirit atıyor.
Bu kaybetmesi de kazanması da aynı derecede büyük sonuçlara yol açacak bir oyundur. Bölgedeki çatışmalarda tabii ki ilkeler, inançlar rol oynuyor, ama ekonomik çıkarlar da var, hem de büyük çıkarlar. Bunlar, o çıkarları kontrol edebilene belki de dünya gücü olma imkânını verecek kadar büyük.
Bu yüzden kimseye, sınırımıza asılan bir sembol nedeniyle esip gürlemeyi, barış sürecine kaygılar düşürmeyi tavsiye etmiyorum. Türkiye şimdiye kadar hiç böylesi denenmemiş büyük bir oyun oynuyor olabilir. Hiçbir şey de ilk başta göründüğü gibi değil, bu kesin.
Bütün güçlerin bölgedeki enerji kaynaklarında gözü var ve bu güçlerin hepsi, ihtiyaçları olduğu enerji kaynaklarının boru hatlarıyla güvenli merkezlere taşınması için Türkiye üzerinde anlaşmışlardı. Tuz Gölü'nün altında dünyanın en büyüklerinden birisi olacak doğalgaz depolama sistemi, bunun için hazırlanıyor olmalı.
Türkiye barış sürecini sonuna kadar düzgün götürebilirse, bölgede uluslararası güvenliğe gölge düşürecek bir büyük hata yapmazsa, dünya enerji güvenliği konusunda en güvenilen ülkelerden biri olacak.
Amerika'nın da bu konuda güveni tamdı ve büyük oyun planlarında bu yönde düzenleme yaptı. Ancak Suriye ile aramızdaki bölgeye bazı aşırı dinci silahlı örgütlerin yoğun olarak yerleşmesi ve din devleti kurulacak söylentileri, Amerika'nın kafasında enerji güvenliği açısından kuşkular yarattı.
Leviathan bölgesi üzerinde hak iddia eden İsrail ve Amerika için bu bölgede El Kaide gibi örgütlerin bulunması, enerji güvenliği açısından bir kâbustur.
Türkiye bu yüzden bu tür örgütlerle ilgili politikalarında çok dikkatli olmalı ve Amerika ile aramızı gerginleştirecek türde onlarla bir yakınlaşma yaşamamalı. Bölgedeki çıkarların büyüklüğü ve bu çıkarlarda bizim payımızın ve gelecekteki potansiyelimizin büyüklüğü, ideolojik kaygıları aşıp geçmelidir.
Büyük oyunlar gerçekçi politikalarla oynanır. Türkiye eğer isterse şu anda hâlâ bunu yapabilecek güçtedir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp