Top
22/08/2013

Bu yazıyı Başbakan'a aktarın

BEN "Akbabanın Üç Günü" adlı filmden çok etkilenmiştim. Orada işleri CIA adına kitap okuyarak içlerinde gerçeği anlatabilecek cümleler, fikirler bulmak için çalışmak olan merkezde bir gün CIA tarafından bir katliam yapılır, sadece Robert Redford kurtulur.
Merkezdekiler bilmeden, istemeden okudukları arasında tehlikeli bazı bilgilere ulaşmışlar ve bedelini ödemişlerdir.
Gazetecilik yaşamımda bu filmi sıkça hatırladım, hele hassas konulara değindiğim günlerde kendimi adeta o merkezde çalışan okumacılardan biri olarak hissettim.
Bugün de o günlerden bir tanesi olacak. Elimde son derece hassas meseleleri irdeleyen bir yazı var. Amerika'nın Mısır darbesi öncesinde nasıl bir karar aldığı, global güç savaşında ne aşamada olunduğu gibi konuları açıklıyor bu yazı.
İşleri çok yoğun olan Başbakan ve danışmanlarının bu yazıya dikkatlerini çekmek istedim. Gerçi ben burada o yazıyı anlatacağım, ama yazının tam çevirisinin güçlülere aktarılmasında büyük yarar olduğunu düşünüyorum.
Yazının yazarı Robert Kaplan. "Balkan Ghosts" gibi çok önemli kitapların yazarı olan Kaplan bu kez de "The US Helps Reconstruct the Ottoman Empire" (Amerika, Osmanlı İmparatorluğu'nun Yeniden İnşasına Yardımcı Oluyor) adlı bir makale yazmış.
Amerika'nın, Osmanlı İmparatorluğu'nun yeniden inşasına nasıl yardımcı olduğunu ülke bazında tek tek yapılan analizlerden anlıyorsunuz.
Metni okuyunca şurası net görülüyor: Buradaki bilgiler yazara, Amerikan dış politikasını oluşturan kişiler tarafından verilmiş, ona dosyalar açılmış. Yazı bu boyutuyla da çok ilginç.
Burada şahsi bir not da eklemeliyim: Eskiden Pentagon'da yaşadığım bir harita görme olayım var ya. İşte odasında o haritayı gördüğüm Amerikalı yetkiliye de bu yazıda atıf yapılıyor. Buna şaşırdığımı doğrusu söyleyemiyorum.
Kaplan'ın aktarmasıyla Amerikan devleti bir süredir, eskiden Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetiminde olan ülkelerde seküler iktidarlara karşı İslami güçlerin desteklenmesinin Almanya ve Alman istihbaratı tarafından yapıldığını düşünüyor.
Alman istihbaratının bu operasyonlarının kritik aşamalarında Amerika her zaman devreye girmiş ve gerek istihbaratıyla gerekse askeri gücüyle sonucun alınmasını sağlamış.
Bu operasyonu başlatan Almanya ile Amerika'nın amaçları farklıymış. Almanya gerçekten Osmanlı İmparatorluğu'nun güç alanını ve halifeliği Türkiye öncülüğünde canlandırarak Ortadoğu'da kendisine çok güçlü bir pozisyon edinmek istiyormuş.
Amerika ise terörle mücadele süreciyle birlikte ilişkileri bozulan global Müslüman nüfusa daha hoş görünüp daha sıcak ilişkiler oluşturmak istiyormuş. Böylece global çıkarları aslında çatışabilen iki dünya gücü, Arap Baharı sürecinde ortak operasyonlar yapmışlar.
Ancak ABD bir süredir, "Biz de farklı bir amaç için yapıyoruz, ama Almanya'nın başlattığı Osmanlı güç alanını yeniden oluşturma süreci içinde yer almamız doğru mu, yoksa yeni bir tavra mı ihtiyacımız var?" diye sormaya başlamış.
Bu soruyu sormadan önce Amerika, Almanya ile birlikte Suriye'de resmen terör örgütü diye nitelendirdiği İslami gruplara fiilen yardımcı oluyordu. (John Rosenthal; "German Intelligence; Al-Qaeda All Over Syria"-Alman İstihbaratı; El Kaide Suriye'nin Her Yerinde. Bu yazı Asia online'da çıkmış.)
Sonra benim nisan ayında "Amerikan devleti yeni kararlar alıyor" diye anlattığım sürece geldik.
Amerika bu politikanın terk edilmesine ve Almanya'nın bölgede daha güçlenmesine yarayacak yol arkadaşlığından çıkmaya karar verdi.
NSA'nın dinleme skandalında Almanya'nın çok önemli bir yer tutması ve Alman Dışişleri Bakanlığı'nın tüm kademelerinin Amerikan casusları tarafından dinlendiğinin ortaya çıkması, Amerikan devletinin eski politikası üzerine düşünme süreciyle çakışıyor.
Amerika bu kararıyla Almanya'nın bölgedeki İslami güçlere destek verme ve Osmanlı güç alanının Türkiye önderliğinde oluşturulması çabalarına destek vermeyi bıraktı.
Yeni politikasını da ilk kez Mısır'da denemeye karar verdi.
Orada seçimle gelmiş bir İslami iktidara karşı ordunun bu kadar acımasızca ve fütursuzca desteklenmesinin arkasında süper güçlerin bölgedeki çatışması da yatıyor.
Benim görevim yazıyı aktarmak ve dikkatleri çekmekten ibaret. Türkiye'nin bugünlerde işi gerçekten de çok zor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp