Top
14/07/2013

Kaos teorisi (2)

BEN iki günlüğüne yurtdışı seyahate hazırlanma süresinin, bir yıldan fazla Amerika'da kalacağımız, üstelik çocuk da doğuracağımız seyahate hazırlanma süresiyle nasıl aynı olabildiğini anlayamıyorum. İsterseniz bana ebleh deyin, buna bir türlü kafam basmıyor.
Ona yeni taktığım isimle "Kaotik Rana" bunu başarıyor.
Bölgemizde Kimyasal Ali'den sonra bir de Kaotik Rana var. Bu bölgeden bir hayır çıkmayacağının yeni kanıtı bu.
İster Sünni olun isterse Alevi, ister ılımlı İslam olun isterseniz Vehhabi, bölge bu iki tip gibi ilginç karakteri bağrından çıkarabildiği sürece burada hiçbir şeyin düzgün olabilmesi mümkün değil.
Demokrasiyi ise tamamen unutun. Rana beş günlüğüne İsviçre'ye gitti, tüm toplumsal düzen çöküyordu. Onu sınır dışı ederek durumu toparladılar. İsviçre gibi ülkelere demokrasi yakışıyor.
Bu bölgeye bizde olanlar daha iyi gidiyor. Onlar Kaotik Rana ile Kimyasal Ali'lerin iktidarıdırlar. Burada alan memnun veren memnun, her şey tıkırında gidiyor. Bir tek ben mutsuzum, ama onun da galiba pek önemi yok gibi. Bu kimsenin umurunda değil.
İki günlüğüne dış geziye bile hazırlanmamızın bir yıldan fazla dış geziye hazırlanmamızla aynı süre tutabilmesi galiba Rana'nın iflah olmaz bir dipsomani hastalığından kaynaklanıyor.
Örneğin, bir yerlerde "Kocanı hiç rahat bırakma" diye bir tavsiye okumuş olmalı, beni bir koca olarak zombiye dönüştürünceye kadar uğraştı. Kadın bir noktada durmak nedir bilmiyor.
İki günlüğüne dış geziye gidiyoruz ve gittiğimiz yerde ortalama sıcaklık 30-35 derece arası ama Rana her türlü olasılığa karşı tedbirli olmak için yanına kayak takımlarını da alabiliyor.
Katastrofik iklim değişikliği olasılığına karşı bir tek bizim aile hep hazırlıklı, yani yaz birden karakışa dönüşürse bizim için problem yok.
Zaten geçen kış da Abant'a mayolarımızı götürmüştük. O günlerde Alp denizde eğlendiği botunu da götürmek isteyince ben artık isyan etmiştim ve katastrofik iklim değişikliği koşullarında eğlenmemizin bize yakışmayacağını anlatmıştım ona.
Yanımızda o kadar fazla ilaç götürüyor ki, bir defasında Amerika'ya girerken gümrük görevlisi "Buraya bir hastane mi kurmaya geldiniz?" diye sormuştu.
Ben karım hakkında espriler yapınca da beni tutuklamaya kalkışmıştı. "Kaos teorisi" başlıklı birinci yazımda dedim ya, hayatımda yaptıklarım ile aldığım sonuçlar arasındaki illiyet bağlantıları daima kopuktur.
Rana'nın bir işte bütün olasılıkları düşünmek ve her olasılığa karşı tedbir almak âdeti hayatımızda bize hep sorun çıkardı. Her türlü seyahatimiz bize zehir oldu. Seyahatten dönüşler de bir başka âlem... Çünkü Rana o ülkede alınabilecek tüm hediyelik eşyaları getirmek zorunda, bir tanesini bile atlamaması gerekiyor.
Bir keresinde Tayland'dan dönerken, aldığımız eşyalar THY'nin kargo bölümüne sığmadı; ben de bir DHL kargo uçağını kiralamayı düşünmeye başladım.
Sonra eşyaları, kargo yoluyla eve göndermek zorunda kaldık. Ben para tasarrufu olsun diye turla gitmiştim Tayland'a... Kargoya tasarrufumuzun 10 misli para ödedik, ama ben yine de mutluydum; çünkü başka çarem yoktu.
Aslında iki günlük seyahatimize hazırlanırken de mutluyum; çünkü yine başka çarem yok, hiçbir şeyi değiştirebilmem mümkün değil.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp