Top
11/08/2013

Tina Brown'a ne oldu

TINA Brown günümüzün en önemli yayın yönetmenlerinden biridir. Vizyonu vardır, aşırı titizdir, çözüm aradığı meselelerde mükemmeli buluncaya kadar aman vermeden çalışır.
Örneğin, çalıştığı yayın organında arzu ettiği birinci sayfa görüntüsünü buluncaya kadar aynı sayfayı yüzlerce kez çizdirdiği bile olmuştur.
Bu özellikleri nedeniyle Vanity Fair ve New Yorker gibi içeriği hayli zor olan dergilerin yönetimi ona teslim edilmiştir.
Hepsinde de başarılı olan bu ihtiraslı kadın, son olarak mağlubiyeti tatmış görünüyor.
21'inci yüzyılın hızla değişmekte olan medya dünyasında vizyonu olan bir patron olarak ortaya çıkan Barry Diller, internet ile köklü kâğıt baskı medyası arasında yeni sinerji yaratma görevini ona vermişti.
Uzun yıllardır kâğıt baskı dergilerin farklı ritminde çalışmış olan Tina Brown gidişatın ne yönde olduğunu görmüş ve "Daily Beast" adlı bir site kurmuştu. Patronu Newsweek Dergisi'ni de satın alınca bu iki medya arasında sinerji kurma işini Brown'a verdi.
Newsweek Dergisi "son kâğıt baskı" başlığıyla çıkmış ve kâğıt baskı olarak Newsweek gibi köklü bir medya kuruluşunun artık öldüğünü ilan etmiş bir yayındı.
Tina Brown, çok tecrübeli bu işinde çok da iyi olan içerik yaratılarını internet ortamında yayınlanan bir medyaya entegre etmek gibi zor bir işlev üstlendi.
Bugünlerde bu konularda bir kitap yazmakta olduğumdan aynı sinerjinin nasıl yaratılabileceğini ben de araştırdığım için bu deney benim açımdan çok da önemliydi.
Ancak bir hafta kadar önce Newsweek tekrar satıldı. Yani kâğıt baskı yayın ile internet sitesi arasında bir sinerji oluşturma çabası yine sonuç vermemiş görünüyordu. Halbuki başarıya doğru gidilebileceği gösterilmek üzereydi.
Burada sorun, içeriğin kimler tarafından ve nasıl üretileceğiydi.
Dediğim gibi Newsweek kadrosunda çok tecrübeli ve çok da önemli gazeteciler vardı. Onlar içerik üretebiliyorlardı ama bunu eskiye özgü farklı bir ritim içinde yapıyorlardı.
Çoktan öldüğü söylenen dergicilik dünyası gerekirse önemli bir içeriği bir aya yayarak üretebiliyordu. Oysa yeni medyada her şey hızla ölçülüyordu ve 24 saat bile uzun geliyordu.
Şimdiye kadar bu tür sinerji deneyimlerinde daima kâğıt baskı öncü kabul edildi. Yani kâğıt baskının içerik üreticileri internet sitesinin de içeriğini belirliyorlardı.
Tina Brown bu durumun değişmesi gerektiğini gördü, yani internet sitesinin öncü olduğu bir tür sinerji arıyordu. Ama kendisi de, tecrübeli yazarları da farklı bir ritme alışıklardı, internetin hızı onlara uymuyordu.
Buna rağmen deneyin sürdüğü zaman süresince çok başarılı işlere de imza attılar.
Yani anlayacağınız, Tina Brown eski medyaya ait içerik üreticilerini yeni internet medyasının ritmine ve zaman anlayışına uydurmak üzereydi.
Ancak bu deney süresince başarılı bir iş modeli oluşturmak, yani hemen para kazanmak imkânsızdı. Birkaç yıl daha beklenebilseydi Tina Brown 21'inci yüzyılın beklenen sinerji modelini ortaya çıkaracak kadın olacaktı.
Ama maalesef bu olamadı ve patronu para kazanamamaya daha fazla dayanamayınca Newsweek'i satmak zorunda kaldı.
Bu süreçten iyi dersler çıkarırsak geleceğe yönelik farklı adımlar atmak ve farklı bir iş modeli kurmak mümkün olabilir.
Bunları burada anlatmaya çalışmak mümkün değil. Çünkü yazının bu aşamasına kadar olan bölümünü bile uzun bulan okuma özürlüsü yeni bir kuşakla karşı karşıyayız.
Uzun olan ve içeriği dolu yazılara artık ne yazık ki rağbet edilmiyor, her şeyi hap gibi kısa cümlelerle, fazla uzatmadan anlatmak zorundasınız.
Bu boyuttaki yazı bile yeni kuşak için "Savaş ve Barış" kadar uzun olarak görülebilirken çözümü anlatma işini burada yapamayacağım. Ama emin olun ki Tina Brown bize bir alternatifin olduğunu gösterdi. Bir çözüm artık var.
Kitabımda bu sinerji arayışı deneyine ayrı bir bölüm açarak meseleyi hak ettiği uzunlukta ve içerikte inceleyeceğim. Bu okuma ortamını ben yaratmadım, ben sadece bir kader kurbanıyım.
Okuyucunun bu durumundan hiç hoşlanmıyorum, ama onu da ben değiştirecek değilim. Kısa yazı isteyen medyada var olmaya çalışırken uzun yazıda ısrar edecek kadar da saf değilim.
Bu çağda çalıştığı medyaya uyum sağlayamayanların şansı yok. Tina Brown en azından bize bunu öğretmiş oldu.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp