Top
09/08/2013

Durup dururken lüzumsuz bir yazı

BAYRAM üzerine görüşüm şundan ibaret: Deist olduğunu beyan etmiş olan bir insanın hâlâ daha dini bayramını kutlamakta ısrar edilmesi hiç de hoş değil.
Bu meseleyi yoldan çektikten sonra bugünkü yazıma dönebilirim. Dediğim gibi bu yazı ülkenin gündemiyle hiç alakası olmayan, durup dururken yazılmış, son derece lüzumsuz bir yazı. Anlayacağınız bu türe "niş yazı" diyebiliriz. Niş insanlar için yazılmış bir yazı bu. Geniş kitlelerin okumasına gerek yok. Hatta hiç bakmasalar, tamamen yok saysalar çok daha memnun olurum. Eğer hâlâ illa da bayramımı kutlamakta ısrarlıysanız bari bana bir bayram hediyesi verin, beni tamamen yok sayın da hepimiz rahata ulaşalım.
Bugünlerde eskiden okuduğum bir kitabı tekrardan okuyorum.
"Scorsese on Scorsese" ünlü yönetmen Martin Scorsese'nin hayatını anlatırken onun yaşadıklarının filmlerini nasıl etkilediğini de açığa çıkarıyor.
X
Scorsese'nin doğuştan astımı varmış; bu yüzden mahallede çok oynamasına izin yokmuş.
Bu yüzden çocuk durmadan sinemaya gidiyormuş. Günde iki ayrı film seyrettiği günler de oluyormuş.
Sırf sokakta oynayan çocukları kıskanmasın, üzülmesin diye ona film aşkı ve tutkusu yolunu istemeden açmışlar anlayacağınız.
X
Scorsese'nin çocukluğu Manhattan'ın Little semtinde Elizabeth Street'teki evde geçmiş. O yıllarda bu mahalle ile yanındaki Mott Street sakinleri arasında kan davaları vardı.
Bir sokakta Sicilyalılar diğerinde ise kuzey İtalyalılar oturuyordu. Durum böyle olunca her sokakta Scorsese'nin filmlerinde daha sonra Joe Pesci veya Robert De Niro tarafından canlandırılacak karakterler vardı.
Bunlara wise guys (akil adamlar) deniliyordu.
Scorsese İtalyan çetelerin dinamiklerini bu sokaklarda öğrendi.
X
Bir gece arkadaşlarıyla sinemadan dönüyordu. Sokağın çetebaşı onları çalıntı bir arabayla dolaştıracağını söyledi.
Onlar tabii ki bu teklife hayır diyemediler. Dolaşıktan sonra Scorsese arabadan indi, evine doğru yürümeye başlamışklen arkadan gelen ateş sesleriyle irkildi. Oraya koştuğunda az önce indiği arabanın taranmış olduğunu, şoförün de tam inecekken öldürüldüğünü gördü.
Bu olay ona rastlantısal vahşetin hayatın her anında masum insanların hayatını alabileceğini gösterdi.
Bu olayı daha sonra "Mean Streets" filminin son sahnesinde aynen kullandı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp