Top
05/08/2013

Öteki harita üzerine

ÖNCEKİ gün gazetemizin sürmanşetinde "Osmanlı füze kalkanı" başlıklı haber yer alıyordu. Spotlardan okuyalım: "Bir Gürcü diplomat ABD'nin Orta Asya planını açıkladı: ABD, Türkiye'yle bölgeye Osmanlı füze kalkanı kuruyor. 26 noktaya radar sistemi kurulacak. Merkez, Kırgızistan Manas'taki üs olacak. ABD üsten 2014'te çekildikten sonra üssü Türkler kiralayacak. Türk şirketi Cerka, inşaata başladı."
Bugünün başlığı ise 4 ay önce yazmış olduğum bir yazıdan. Bu haberi okuyunca o yazım aklıma geldi. Yazıyı aynen tekrar yayınlıyorum ki o gün ne demişim bugün neler oluyor daha iyi görülebilsin.
Şimdi 1 Nisan 2013 Pazartesi günkü yazımı tekrardan okumanızı rica ediyorum, sonra da 2 Ağustos'ta Habertürk'te yer alan o habere bakın:

*

Yıllar önce Pentagon'da gördüğüm ve yıllar içinde bir nevi takıntım haline gelen, kritik dönemlerde de sık sık ortaya çıkarılan "büyük Kürdistan"a adım haritasının artık rafa kesinlikle kaldırıldığını yazdığımdan bu yana birkaç kritik telefon aldım.
Bu telefonlardan bazıları bana hoş haber vereceklerini hiç düşünmediğim insanlardan olduğundan korkulara, endişelere büründüm.
Diğer bir telefon ise uzun zamandır tuhaf biçimde sessizliğini sürdüren VVashington'daki "bir bilen"den geldi.
Konuşmalarımızın başında bana ilettikleri mesaj elbette hiç de hoş değildi, ama daha sonra nedenlerini anlayınca içim biraz ferahladı.
Hepsinin ilk başta dediği şuydu: "O haritanın rafa kaldırıldığından fazla emin olma."
Bunu duyunca ben "Eyvah" dedim, "Barış sürecine rağmen galiba Türkiye üzerinde oynanan büyük oyuna devam ediliyor olmalı" diye düşündüm.
Bir bilen dostum da "Büyük oyunların hemen bitmesine, yarıda kesilmesine kolay izin verilmez"
diyerek benim korkularımı pekiştiriyordu.
Sonra hararetli konuşmalar sürerken aralarından bir tanesi baklayı ağzından çıkarıverdi, diğerleri de onu teyit ettiler; "Senin bahsettiğin o haritadan başka kuzeyini ilgilendiren bir harita daha var" denildi.
"Ne haritası, neden bahsediyorsunuz siz?" diye üsteleyince "Bir düşün, o senin takıntılı olduğun büyük Kürdistan'a adım haritasının kuzeyinde ne olabilir? Bir aklından geçir" dediler.
Şanghay İşbirliği Örgütü'ndeki Türk Cumhuriyetleri kapsayan yeni bir haritadan bahsediliyordu.
Aralarından bir tanesi bu haritanın kökeninin Turgut Özal dönemine kadar uzandığını söyledi. Kafamda bana ne demek istenildiğini kurmaya çalışırken biraz yardım istedim. Sağ olsunlar verdiler de.
Eğer hepsinin dediği gibi, benim rafa kaldırıldığını söylediğim büyük Kürdistan'a adım haritası hâlâ gündemdeyse bunun tek anlamı olabilirdi.
Merkezlerden bir tanesinde, bir çılgın şöyle bir senaryo düşünmüş olabilirdi: Eğer büyük Kürdistan'a adım süreci sürdürülecekse bu süreçte ilerde Türkiye'den istenilebilecek bazı tavizler karşılığında Türkiye'ye mutlaka bir şey de vermek gerekiyor.
Bu, Türkiye merkezli bir Türk Cumhuriyetler Federasyonu'nu gösteren yeni bir harita olabilir diye düşündüm ve sordum "Bu mu yani?" diye. Hiçbirisi "Hayır değil" demedi; çoğu casusluktan ve diplomasiden geldiğinden ucu açık laf söylemeyi pek iyi becerirler. Ne hayır dediler ne de evet. Sadece "Sen düşünmeye devam et, aslında mesele açık" dediler.
Bu senaryoyu düşündükçe içimi korku sardı. Bu tür bir çılgınlığa gerçekten girişilirse bu, bölgemizde ve hatta dünyada büyük bir savaş olasılığını kapımıza dayatır. Çünkü bu / adımdan büyük çıkarları zedelenecek ülkeler ve güçler var. Onların her şeyi bir yana bırakıp bu süreci izlemekle yetineceklerini düşünmek için iyice saf olmak gerekiyor.

*

Eski yazım bu kadar şimdi "Osmanlı füze kalkanı" haberi günlerindeyiz.
Çok dikkatli olmalıyız, iki ucu keskin bıçak üzerine derin stratejiler yürütüyoruz. Tek yanlış adım tüm dengemizin bozulmasına yol açabilir.

 

'Türkiye büyüyecek' sözü

BÜTÜN bunlarla uğraşırken ve süreçler hakkında düşünürken sürecimizde edilen bir laf geldi aklıma. Bu dönemde Türkiye'nin küçülmesi mümkün değil aslında Türkiye büyüyecek denilmişti. İçime kuşku düştü, acaba "Türkiye büyüyecek" sözü, kuzeydeki yeni harita düşünülerek mi edilmişti? Şimdi bunu bilemiyorum ama genel huzur için barış sürecinin sürmesi gerektiğini kesinklikle biliyorum.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp