Top
04/08/2013

Mr. Gurme vazife başında

PROGRAMA ramazan ve bayram arası verdik diye kimse Mr. Gurme'nin vazifelerini ihmal ettiğini düşünmesin. Benim için çalışma etiği "Okuyucu (seyirci) velinimetimdir" veya "Okuyucu (seyirci) için saçlarımı süpürge bile yaparım" sözleriyle özetlenebilir. Yani bende öylesine sıkı bir göreve bağlılık var ki, bu konuda öylesine ilkeliyim ki eylül ayına kadar program olmasa da ben sürekli tavsiye edebileceğim restoran arayışlarını sürdürüyorum.
Madem bayram yaklaşıyor ve madem bu günlerde insanların tatile çıkma ivmeleri artacak, ben de bari bu tatilin gözde mekânlarından olacak Yalıkavak'ta size birkaç yer tavsiye edeyim dedim.
Daha dün akşam büyülü bir gece geçirdik. Ben Yalıkavak'a dışarıdan gelip burada ev kuranlar arasında en eskilerdenim. Komşularımı çok severim, mahalleme de komşularımın sayesinde bayılırım. Şimdilik burada zamanım mecburen kısıtlı geçiyor. Bütün kışı, bu kısıtlı zamanı bekleyerek geçirdiğimi söyleyebilirim.
Komşularım Hüseyin Bey ve Esma Hanım, "Bizim daha önce oturduğumuz ev şimdi restoran oldu, mutlaka bir akşam gidelim" dediklerinde dün akşam gördüğüm manzarayı göreceğim doğrusu hiç aklıma gelmedi. Komşularımın ailelerine ait toprak üzerindeki eski evleri belki de tüm Yalıkavak'ta görülebilecek en güzel manzaraya sahipmiş.
Bu söylediğimi ciddiye alın lütfen; çünkü Yalıkavak'ta her yerden manzaraya baktığımı söyleyebilirim, öyleyse buraya en güzeli diyorsam bana inanmalısınız.
Şimdi burada Aquarium adlı bir restoran var. İlknur ve Cengiz Özbaşaran işletiyorlar mekânı. Restoran işine gönül vermiş bir çift. Aynı adlı bir başka restoranları da Gümüşlük'te var. O restoran 20 Ağustos 2006'da New York Times Gazetesi'ndeki Seth Sherwood imzalı değerlendirme yazısında "Akvaryum, Gümüşlük'te balık yemek için en gözde yer" şeklinde bir yorum almış.
Sadece bu yorumdan bile, aynı kaliteyi Yalıkavak'ta da tutturan Aquarium'daki yemeklerin kalitesi hakkında bir fikir edinebilirsiniz. Şimdi diyeceksiniz ki, böylesine güzel manzaraya sahip bir yerde yemekler bu kadar iyi olmasa da olur.
Eğer bunu benim gibi düşündüyseniz haklısınız da. Bir parça beyaz peynir, bir kadeh de rakı olsun o manzaraya bir defa bakınca her şeyi unutabilir insan. Ama Özbaşaranlar işe böyle yaklaşmıyorlar. Dün gece tattığımız deniz mahsulleri, mezeler, balıklar muhteşemdi. Et tercih edenlere de özel bir seçenekleri var.
Gittim baktım, arkada bir tandır kuyusu yapmışlar. İsteyene burada pişirilen tandırdan ikram ediyorlar. Diğer et çeşitleri de var tabii ki. Ama bana sorarsanız, deniz kenarında deniz mahsullerinden asla vazgeçmem.
Bu yıl Bodrum'da bir et trendi de var, bunu da görmek gerekiyor. Denizhan zaten eski bir mekândı. Aquarium'un tam yanındaki meşhur Palmarina içinde malum Nusret açıldı. Ortakent'teki Acıbadem Hastanesi'nin tam girişinde açılan Adana Kebapçısı da iyi diyorlar, henüz gidip denemedim.
Bunun yanında irili ufaklı et mekânları da işletiliyor. Bu ortama bir Cüneyt Asan Bey'in Günaydın markasıyla girmesi gerekiyor bence. Burada onun eksikliği çekiliyor gördüğüm kadarıyla.
Neyse bugün konumuz bu değil. Eğer bu bayramda ve bununla birleştirilecek tatilinizde yolunuz Yalıkavak'a düşerse marinayı biraz geçince deniz kenarındaki Aquarium'a mutlaka gidin. Muhteşem bir gece geçireceksiniz. Hatta biraz erken gidin ve aperitiflerinizi alırken güneşi orada batırın, görebileceğiniz en güzel manzara olacak.
Sonra da birbiri ardına güzel lezzetlerden tatmaya başlarsınız. Marinanın ışıkları da hemen yanıbaşınızda... İsteyen, kendisini biraz postmodern hisseden o tarafa bakar, isteyen ise açık denizi ve Yalıkavak Koyu'nu seyreder.
Bu tavsiyemi mutlaka tutun ve Aquarium'dan çıkarken bana içinizden teşekkür edeceğinizden eminim. (Yalıkavak Aquarium Tel: 0252 394 36 82, www.akvaryumbodrum.com)
Bir söz de şu meşhur marina hakkında söyleyerek yazımı bitirmek istiyorum.
Köy içindeki ve civardaki esnaf, marinanın işleri çok olumlu etkilemediğini söylüyor. Çünkü gelen misafirler marinayı gezmekten civardaki işletmelere fazla gitmiyorlarmış. Malum marinanın içi de ayrı bir yiyecek içecek cenneti. Hepsi de çok şık, genel ortama ayak uydurmuşlar.
Marinanın ucunda "milyarderler kulübü" diye bir şey var. Gitmedim ve gidemeyeceğim için içi nasıl bilemiyorum, ama hayli gürültücü oldukları kesin. Her gece bana yatağımda yüksek sesle ninni söylüyorlar.
Ben marinaya gezmeye gittiğimde yemek için Huysuz Aşçı'yı tercih ediyorum. Sahibi ve işletmecisi İpek Hanım, yemek işine âşık diyebileceğim, kendini işine adamış ve yemeği benim gibi ciddiye alan bir insan. Kendini tutamıyor, açık mutfağına dalıp güzel yemekleri bizzat pişiriyor.
Buralara yolunuz düşerse nasıl olsa marinayı da dolaşacaksınız, acıkınca isterseniz dışarı çıkıp hemen sağa dönün, biraz gittikten sonra Aquarium'u göreceksiniz, ama marinadan çıkmam diyorsanız da mutlaka Huysuz Aşçı'yı tercih edin.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp