AYKUT Kocaman devre arası gelen 3 yeni oyuncuyla birlikte yıllardır aklında olan 4-2-1-3 oyun sistemini denemeye başladı. Gerçekten de Emre-Meireles İkilisinin ileriye de top taşıyabilme yetenekleri ile orta 3'lünün verimi arttı. Webo'nun katılımı hem hücumda top tutabilme hem skor hem de Sow'u kelepçelerden kurtarma bakımından çok fayda sağladı. 3 forvetin arkasındaki Cristian iyi oynadığında takım daha rahat maç kazanır oldu. Devre arasında Aziz Yıldırım'ın önemli stratejik hamlesiyle alınan Webo-Emre yerine başka isimler alınsa bu kadar katkı sağlayamazlardı.
Ve fakat sistemin arızaları Avrupa maçlarında sinyal vermeye başladı. Çünkü Emre yoktu ve takım ileriye yeterince taşınamıyordu. ilk oyun kurucu eksikliği de belli oluyordu. Webo'nun sakatlığı ise tam felaket oldu. Çünkü Sow en uca geçip oyun içi etkinliğini yitirdi. Sow'un boşalttığı sol önde Caner görev yaptığında sistem işlemiyor. Caner 4-4-2'nin sol açığı. Hücumda katkısı çok sınırlı. Sow'u da rahatlatamıyor. İşte Webo-Emre yokken Fenerbahçe sistemi tıkanan bir takım haline geliyor. Dün de Webo yoktu ve genç Salih tıpkı Plzen maçındaki gibi şapkadan tavşan çıkardı. Emre sakatlanınca da F.Bahçe yine kendi yarı sahasına sinen bir görüntüye döndü. Duran topta Kuyt'ın İngiliz numarası ve Sow'un kafası ile F.Bahçe pozisyon bulamadan devreyi önde geçti.
2. yarıda da orta sahada mücadele ederek, zaman zaman önde basarak üstünlüğünü korudu.
Ama içerideki Bate maçının 80 dakikası-Plzen maçları-bu maç gösteriyor ki F.Bahçe Webo varken bile rakibin çok risk aldığı dakikalar dışında pozisyon üretiminde zorlanıyor. Savunmasına çekildiğinde de tam anlamıyla güvenli duramıyor. Bu gerçek bir ikilem. Bir takım hücumda etkin olmak uğruna savunmada risk alır. Ya da çok garantici ve savunma ağırlıklı bir taktik ile 1-0'a oynar. Kocaman'ın sistemini oturttuğunu düşündüğüm takımı, hala planlamada ikilem yaşıyor. Savunmaya çekildiğinde dahi rakibe pozisyon veren; hücumda kalabalıkken dahi rahat pozisyon bulamayan takımın planı oturmamış demektir. Bu 15 günlük arada hocanın bu ikileme çalışması lazım. Maçın sonucu ise şöyle özetlenebilir: Türkiye geleneği haline gelmesi muhtemel sonuç bu sene de yaşanacak; Fener-G.Saray ilk ikiyi paylaşacak.

VOLKAN: Artık birinci kaleci olup olmaması tartışılmalıdır.

EMRE: İspanya'dan 4 kilo verip fit bir halde, zımba gibi geldi. 1 ay sonra iki maç üst üste kasığı attı. Bu neyi gösterir?
1- Fenerbahçe'deki çalışma sisteminin yanlışlığını
2- Fenerbahçe sağlık ekibinin yetersizliğini
3- Kocaman'ın Simeone gibi "çalışmazsan forma yok" diyemediğini
4- Emre'nin "Nasılsa kapağı attım, yatalım aşağıya" dediğini.
Buna bir açıklama gerek..