Fatih Terim, Paris Saint Germain'den çekindiği için bu kez kalenin önüne takım otobüsünü çekmişti. Lyuindama - Donk ve Marcao önlerinde de Nzonzi ile 4'lü blok oluşturmuştu. Kanatlarda Mariano ve Nagatomo ile 6'lı defans oyuncusu hattı sahadaydı. Belhanda ve Seri de bu 6'lıya destek sağlayacaktı. İleri uçta da Babel ve Falcao olacaktı.

Bu 'tedbir' mantığı sonucu olarak ilk 45'de G.Saray, Paris ceza sahasına 0 (yazıyla: sıfır) kez girebildi. Seri'nin ceza alanı çizgisine gelmeden çekebildiği ve auta giden şutu dışında bir kez bile yüzlerini kaleye dönemediler. Peki savunma anlamında işe yaradı mı? 

İlk 45'te 2 kez Di Maria 1 kez de Sarabia ile yüzde yüz 3 pozisyonunun yanı sıra Bernat'ın da harcadığı bir pozisyonu vardı. Yani Terim'in otobüsü hücumdan feragat ettirmişken bile savunmada bir işe yaramadı. Nitekim 2. yarının başında Di Maria bir gol daha harcadı. Bu da 4. net pozisyondu. 2 dakika sonra Icardi skoru getirdi. 55'te bir karambolde kafayı vuran ve 58'de sağ çaprazda Babel'e verdiği pas dışında Falcao ceza alanında topla buluşamadı. 

Otobüs bir işe yaramadı ama hücum etkinliği de bir türlü gelişemedi. Andone - Feghouli ve Ömer hamleleri de hücum etkinliğini artıramadı. Son 2 - 3 dakika şişirilen toplar dışında rakip ceza alanında kalabalıklaşamadı.

İşın kötüsü şu:Maçın yorumcusu Önder Özen deMaç sonu yorumcusu Prekazi dehatta maç sonu röportajcısı muhabir kardeşimiz de "Baskılı ve tempolu oynayan bir G.Saray" diyerek takımı beğendiklerini dile getirdiler. 

Yani aslında teşhis problemi çok ciddi. Fatih Terim'in de teşhis problemi var. Hoca hala F.Bahçe maçında galibiyeti kaçıran taraf olduklarını sanıyor.

Bakınız,

G.Saray 3 tane önemli maç yaptı.Brugge - F.Bahçe ve PSG. 

F.Bahçe maçında 0; PSG maçında 1; Brugge maçında ise sadece 2 (biri kornerden) kez rakip ceza alanından şut çekebildiler. G.Saray, 4'lü de oynasa; 3'lü de oynasa pozisyon üretemiyor. Falcao yakında "Top alamıyorum" diye isyan eder. 

Ama sadece Kolombiyalı değil. Babel de Andone de Feghouli de topla ceza alanı içi ve civarında buluşamıyor topla... Buna karşın takım otobüsü çekseniz de maçın adamı Muslera oluyor... G.Saray elbette PSG'ye yenilir.

Ama sorun çok daha büyük. Bu takım hücuma çı-ka-mı-yor... Zaten Roksan Kunter de misafir oyunculara yine "Atmosfer nasıldı?" sorularını sormaktan başka soru bulamadı. Zaten Türk takımları ne zaman kötü gitse övünülecek ve rakiplere sorulacak tek sorumuz "Taraftar nasıldı?" oluveriyor. 

Fatih Terim en başta kendi teşhisini koymalı. Yanlış teşhislerle vakit kaybetmemeli. Ekibinin ciddi sorunları var. Çok koşup mücadele etmeleri de kaliteye karşı bir yere kadar işe yarıyor. 

Real Madrid ile 2 hayati maç yapılacak. Artık bu maçlar Real Madrid için de ölüm kalım anlamını taşıyor. 

Real maçlarında dünkü gibi ortadan çalan bir hakem de bulunmaz. Real iteklenir. Bu grubun en kötü top oynayan 2 takımının mücadelelerinden çıkacak sonuçlar grup yolunu çizecek. Asıl zor maç içerideki Brugge maçı...