Top
Prof. Dr. Temel Yılmaz

Prof. Dr. Temel Yılmaz

mtyilmaz@turkdiap.org

23/08/2021

Türkiye’ye İngiltere karantinası, Terentino yasası ve İngiltere Sağlık Bakanı Sajid Javid’e üç soru

İngiltere, ülkeye girecek kişilere geldikleri ülkelere göre karantina uygulaması yapıyor.

Türkiye bir süreden beri İngiltere’nin kırmızı listesinde.

Kırmızı listede olmak demek ülkeye girişte doğrudan karantinaya alınmak demek.

On gece ailenizle birlikte bir otel odasında kapatılıyorsunuz.

Yiyecek içeceğiniz odanıza geliyor ve dışarı çıkamıyorsunuz ve sürekli kontrol ediliyorsunuz.

Gelenlerden otel karantinasında kaldığı süredeki masrafları kendilerinden alınıyor. Bu ücret, 12 Ağustos itibarıyla 2 bin 285 sterlin.

Karantina kararı ve kuralları nedeniyle İngiltere’de eğitim gören binlerce öğrenci, tatile gelen çalışanlar İngiltere’ye dönemiyor.

Kısa bir süre sosyal medyada 20 binin üzerinde imza toplandı.

Karantina aslında orta çağdan gelen bir uygulama.

TARİHTEKİ İLK KARANTİNA UYGULAMASI

Dünyada karantinayı ilk koyan ülke Venedikliler olarak bilinir.

Venedik'te veba salgınının olduğu limanlardan gelen gemilerin şehre girmeden açıkta 40 gün demir atması ve beklemesi gerekiyordu. Karantina kelimeside, 40 günlük demir atma anlamına gelen “quaranta giorni” sözcüğünden gelir.

Ama tarihçiler aslında ilk karantina kanunlarının 1272 yılında Ragusa’da yazıldığını bildiriyor.

Ragusa Cumhuriyeti’nin bugünkü adı ile Dubrovnik, Adriyatik’te Venedik’in karşı kıyısında. Dünyanın önemli ticaret merkezlerinden.

Ünlü Terentino kanunlarının hikayesini günümüzdeki Dubrovnik’in en önemli tarih ve felsefecilerinden Bn. Vesna Miovic’den dinledim.

Bn.Vesna Miovic’le beni bölgedeki Osmanlı tarihini çok iyi bilen ve şehirde büyük saygı duyulan Dubrovnik’in Türklere ait en büyük ve en güzel otellerinden birinin genel müdürü Sn Ayhan Başçı tanıştırdı.

Belediye başkanından aldığı özel izinle Dubrovnik’teki özel Osmanlı arşivlerini açtırdı, bu arada tarihteki ilk karantinanın öyküsünü de en yetkin kişilerden Bn. Mioleviç’ten anlattı…

DUBROVNİK’İN TERENTİNO YASASI

14 yüzyılda şehirde hem bir ticaret merkezi hem de sağlık hizmetleri çok gelişmiş durumda. Şehirde dünyanın en eski ve en büyük eczanelerinden biri var, bir dönemlerin Osmanlı paşası dahil birçok hasta tedavi olmaya oraya geliyor.

Yıl 1377. Veba salgınının dünyayı kasıp kavurduğu dönem.

Şehrin başhekimi Padualı Jacob, tedavi için gelen yabancı hastalar için şehrin surları dışında bir alan oluşturulmasını öneriyor.

Fakat veba salgını kent konseyini çok endişelendiriyor ve salgını önlemek için daha ciddi önlemler alıyor, tüm gemilerin ve ticari konvoyların karantinaya alınmasını zorunlu kılan "Terentino" (Latince, otuz demek) yasasını çıkarıyor.

Şehre gelen herkese 30 günlük karantina şartı konuyor.

Limanın girişinde özel binalar inşa ediliyor. Bu binalar halen sağlam duruyor.

Karantina Venedik gibi sadece denizden gelen insanları değil, karadan, denizden gelen insanlar ve canlıları kapsıyor.

Gelen herkese karantina kurallarına uyacağına dair bir belge imzalatılıyor.

Karantina süresi sonra 40 güne çıkarılıyor.

Karantina kuralları çok katı. Uymayanlar cezalandırılıyor.

Fatih Sultan Mehmet’le birlikte Osmanlı’nın Dubrovnik’te muktedir olduğu ve şehri koruması altına aldığı dönemlerde bile Osmanlı padişahları şehrin karantina kurallarına saygı gösteriyor.

Osmanlı’dan gelen tüccarların karantinaya kesinlikle uyulması, uyulmayanları cezalandırılması fermanı çıkarıyor.

O dönem hastalıkları belirtiler ortaya çıkmadan tanıyacak yöntemler yok, tedavisi yok, aşı henüz bulunmamış. Dubrovnik şehri yüzyıllar boyu salgınlardan katı karantina kuralları ile korunuyor.

İNGİLTERE’NİN KARANTİNA KURALLARI

Terentino kanunlarından yaklaşık 700 yıl sonra İngiltere, pandemide İngiltere’ye gelecekler için tecrit karantinasını uygulamaya başladı.

Ülkeler üç kategoride değerlendiriliyor; kırmızı, sarı, yeşil.

Halen, Türkiye ile birlikte Gürcistan, Meksika, Küba, Reunion Adası ve Mayotte Adası kırmızı listede.

Kanada, İtalya, Portekiz, Yunanistan, ABD ile birlikte delta varyantını ilk ortaya çıktığı Hindistan ve ayrıca Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri sarı listede.

Almanya, Avusturya ve Norveç ile birlikte Bulgaristan, Hırvatistan, Slovenya, Slovakya, Letonya, Romanya, Hong Kong ve Tayvan da yeşil listede.

Yeşil listede bulunan ülkeden giriyorsanız çift doz aşınız varsa karantina uygulanmıyor.

Sarı listedeki bir ülkeden giriş yapıyorsanız, Avrupa ilaç dairesi EMA’nın tanıdığı bir aşıdan (Sinovac aşısı tanınmıyor) yaptırmış ve üzerine 14 gün geçmişse bu ülkelerden gelenlere de karantina yok.

Kırmızı listedeki ülkelerden gelenler doğrudan 10 gece karantinaya alınıyor.

Şu anda ülkemizden gidenler için kural bu.

Aşılamada dünyada 8. sıradayız.

Sarı listedeki birçok ülkenin yeni vaka rakamları bizim resmi rakamlardan daha yüksek, yeşil listedeki birçok ülkenin aşılama oranı bizden daha düşük.

Ama Türkiye halen kırmızı listede.

İNGİLTERE SAĞLIK BAKANI SAJID JAVID’E SORUYORUM

Sayın Bakan, bu soruların diğer muhatabı İngiltere Ulaştırma bakanı Sn Grand Shaps, bu nedenle sorularımı her ikinize ait olarak alınız.

İngiltere’nin ülkemiz için aldığı kırmızı zon ve vatandaşları için kararlarının gerekçeleri konusunda bilgi sahibi değilim.

Bunun nedenleri resmi verilere güven sorunundan olabilir, Türkiye’ye gelen göçmen akını nedeniyle olabilir, başka nedenler olabilir.

Buraları tartışmam, siyaset benim alanım değil, bu sorunlar ülkeler arası diplomatik karşılıklı görüşmelerle çözüme ulaşılacak konular.

Ama asıl tartışılacak konu, gerekçesi ne olursa olsun, 700 yıl önceki karantina ve izolasyon uygulamalarının halen 21. yüzyılda insanlara dayatılması.

Bir bilim insanı ve bir hekim olarak, karantina kurallarını koyan İngiltere’deki ilgili kurullardaki meslektaşlarımın kararlarını doğru bulmuyorum.

İnsanların ailece on gün bir otel odasına kapatılmasının hümanist bir davranış olmadığını düşünüyorum.

Biliyorum, ülkenizin insanlarını pandemiden korumak istiyorsunuz ve haklısınız.

Tweetlerinizde yazdığınız gibi aşılama programını korumak istiyorsunuz, bunda da haklısınız.

Ancak korunmak için 14.yüzyıldan kalma Terentino yasası kurallarını uygulamak tek yol değil.

Pandeminin nedeni olan hastalık, artık 2019’un son aylarındaki dünyayı kasıp kavuran, tanısı olmayan, tedavisi olmayan, aşısı olmayan bir hastalık olmaktan çıktı.

Artık aşısı var.

Hastalığın belirti vermediği süreçte bile tanı konulacak hızlı testleri var.

Erken tanı ile kesin tedavisi var.

Bu durumda siz ülkenizin onayladığı aşıyı ve aşı takvimini talep edebilirsiniz.

Ülkeye gelmeden 3 günlük PCR isteyebilirsiniz, ülkeye girerken hızlı testle kontrol yapabilirsiniz, girişten üç gün sonra tekrar PCR isteyebilirsiz.

Hatta 3 gün evinizde kalın diyebilirsiniz.

Onaylı iki aşısı olan, aşının üzerinden 14 geçmiş olan bir kişide üç gün önceki PCR değeri negatif, ülkeye girişte hızlı test sonucu negatif olan ve üç gün sonraki PCR değeri negatif bulunan hiç kimseyi COVID-19 riski açısından bilimsel olarak atlamanız mümkün değil.

Bu konuda aksi düşüncesi olan bir uzmanınız varsa ortak bir platformda tartışmaya ya da gerekçelerini bu köşede yazmaya hazırım.

Sizlere üç sorum var.

Karantina kararları ülkenizde hangi bilimsel kurullarında ve hangi bilimsel gerekçelerle alınmıştır?

21.yüzyılda insanların insanları karantinada, kilitli tutmak dışında İngiltere’nin elinde başka bilimsel metodolojiler yok mudur ?

Sadece Türkiye için değil tüm kırmızı listedeki ülkeler için on gün otelde kapalı tutulma uygulamasını değiştirmeyi düşünüyor musunuz?

Farkında mısınız, sadece Türkiye’de yirmi binin üzerinde insan 21. yüzyılın Terentino yasası yüzünden mağdur durumda.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp