Bir yanda yıllardır mezun olmalarına ve KPSS'de aldıkları yüksek puanlara rağmen atanamayışlarını protesto için açlık grevine başvurmak zorunda kalan öğretmenler bir yanda kadroya geçmeyi bekleyen 50 bini aşkın sözleşmeli öğretmen diğer yanda sendikalara göre 70 bini aşan öğretmen açığı ve 200 binin üzerinde işsiz öğretmen. İşte Türkiye'nin eğitim
dünyasından bir kesit...
Başta göç alan büyük kentler olmak üzere öğretmen açığının ciddi bir sorun olduğu tartışma götürmez bir gerçek. Bu açık son yıllarda mevsimlik işçi statüsünde çalıştırılan ücretli öğretmenler ile giderilmeye çalışılıyor.  Nimet Çubukçu bakanlık görevine başladığında eğitim gazetecileri ile buluşarak, "sorunların neler olduğunu" dinlemek istemişti. O toplantıda öğretmen açığının sözleşmeli ve ücretli öğretmenler ile giderilmeye çalışılmasının eğitime zarar verdiği dile getirilmişti.
O gün olduğu gibi bugün de Çubukçu'nun bu iki uygulamadan değil, kadrolu öğretmen atamasından yana olduğuna inanıyorum. Ancak karşısına çıkan en büyük engel Maliye Bakanlığı'nın kadro vermekte direnmesi. Bu yüzden pilot illerde başlatılan okul öncesi eğitimde sıkıntılar yaşanacağı da bakanlık çevrelerinde konuşuluyor.
Maliye Bakanlığı'nın kadro engeli yüzünden yeni alınacak 15 bin öğretmenin ancak 5 bini kadrolu olacak. Oysa sözleşmeli öğretmenler dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in "Sözleşmeliden kadroluya geçireceğiz" sözünün tutulmasını bekliyor. Çünkü Doğu ve Güneydoğu illeri başta zorunlu hizmet bölgelerinde 5 yılını dolduran öğretmenlere kadro sözü verilmişti. İşte sözleşmeli öğretmenlerin beklentisi yeni öğretim yılına kadrolu girmek. Sözleşmeli öğretmenler, "Devlette devamlılık esastır" diyerek, sözün tutulmasını talep ediyor.